39.Bölüm

95 8 0
                                    

Telefonu açtım

Ben: alo?
Oğuz: alo feyza.
Ben: kimsiniz?
Oğuz: ben Oğuz tanımadın mı?

arayan oğuzdu. tunaya çaktırmamaya çalıştım.

Ben: evet, efendim.
Oğuz: ne yapıyorsun?
Ben: iyiyim. numaramı nerden aldın?
Tuna: kim o aşkım?
Oğuz: annenden.
Ben: annemden mi?
Oğuz: evet onu aradım. çok özlemişim. aramısken senin numaranıda aldım.
Ben: anladım. sen nasılsın. 
Oğuz: iyiyim. bende. sen, meşgulsün sanırım.
Ben: evet.
Oğuz: tamam görüşürüz.

Telefonu kapattığımda tuna meraklı gözlerle bana bakıyordu .

Ben: arayan
Tuna: evet, kimdi?
Ben: Oğuz. hani bu, bugün gördüğün.
Tuna: şu bugün arabasından indiğin çocuk?
Ben: evet.
Tuna:numaranı nerden almış?
Ben: annemden.
Tuna: o senin anneni mi tanıyor?
Ben: evet. liseden arkadaşımdı  dediğim gibi.  birde izmir küçük yerdir bilirsin herkes herkesi tanır. annemle babamda oguzu ve ailesini tanıyordu.
Tuna: anladım yani hep iç içeydiniz?
Ben: çok sayılmaz .

Uzun bir sessizlikten sonra...

Ben: tuna. ne olur yapma böyle. Oğuzdan kıskanma beni. bana  güvenmiyor musun yoksa?
Tuna: bunun güvenle bir alakası yok feyza.

Yurdun görevlisi içeriye girmezsem beni yurda almayacağını söyledi.

Tuna: bunu sonra konuşacağız.
Ben: tamam. sarılabilirmiyim sana?
Tuna: gel buraya.

Sarıldıktan sonra yukarı çıktım. tuna biraz sinirliydi. aramızda bir sorun olmamasını temenni ediyordum. yukarı çıktığımda kızlar odadaydı.

Merve: nerdesin feyza. sizinki de ne aşkmış. bi ayrılamıyorsunuz bir araya geldiğinizde.
Ben: hiç sorma.
Esra: ne oldu, hayırdır?
Ben: benim Oğuz diye bir arkadaşım var liseden. o bugün yolda giderken beni gördü .  merveye anlattım zaten. okula falan bıraktı tunada kızdı.
Hilal: kıskanmıştır haliyle. sonra?
Ben:  Oğuz annemden numaramı almış. beni aradı. tuna yine kızdı. çok sinirli gözüküyordu .
Merve: iyide senin suçun ne şimdi?
Ben: benim bir suçum yok ama oguzu ailemin tanıyor olması tunayı biraz rahatsız etmiş gibi gözüküyordu .
Merve: anladım. inşallah bi sorun çıkmaz . sen takma kafana. erkekler işte arada böyle krizler geçirebiliyorlar.
Esra: aynen merve haklı.
Hilal:hem seven insan kıskanır değil mi ama? Tunada sana Çok Aşık olduğuna göre.
Ben: öyle. bende ona çok aşığım. Ama boşu boşuna canını sıkmasını istemiyorum.
Esra: hadi bakalım geç oldu. yatalım. yarın dersler var malum okulun bitimine de az kaldı.
Ben: ayen. hadi herkese iyi geceler.

Yatmadan önce tunaya iyi geceler mesajı attım. oda bana yazdı. ama kızgındı. biliyordum. yarın gönlünü alırım diye düşündüm.

...

Kalkar kalkmaz derse geç kaldığımın farkında olarak hemen üzerimi giyindim. üzerimde çok ağır bir yük varmış gibiydi sanki. sanırım parkta üşütmüştüm. malum ankara ayazı... her yerim kırılmışcasına ağrıyordu. evet. tam da tahmin ettiğim gibi grip olmuştum. hemen hazırlanıp dışarı çıktım. okula doğru yürümeye başladım. zar zor ayakta duruyordum. yürümeye bile mecalim yoktu. telefonuma bakmak aklıma biraz geç geldi. 10 cevapsız arama 10 mesaj vardı .  hepside tunadan. kim bilir ne kadar endişelenmistir diye düşündüm .  hemen onu aradım

Ben: alo aşkım?
Tuna: feyza nerdesin sen.
Ben: geliyorum aşkım.
Tuna: kaç kere aradım. mesaj attım. o telefonuna neden bakmıyosun? sana kaç kere söyleceğim o telefona bakılacak diye?
Ben: uyuya kalmışım tuna.
Tuna: nerdesin sen? seni almaya geleceğim .
Ben: tamam geldim sayılır.
Tuna: gelir gelmez yanıma geliyorsun.
Ben: bana emir verir gibi konuşma Tuna. zaten yanına geliyorum.
Tuna: tamam.
Ben: görüşürüz.

Bir güzel fırçamı da yedikten sonra okula ilerlemeye devam ediyordum. ona da hak veriyordum. mert olayından sonra üstüme daha cok düşmeye başlamıstı. okula gelmiştim. girer girmez tunada bana dogru geliyordu. yanıma geldi ve sarıldı.

Tuna: nerdesin sen? nasıl korktum biliyor musun. nolur bir daha telefonuna bak. ben burda ölüp ölüp dirildim.
Ben: tamam biliyorum Özür dilerim. gerçekten. bakmalıydım  telefona. ama uyuya kalmışım.
Tuna: neyin var senin suratın sapsarı? Ellerin buz gibi?
Ben: sanırım parkta üşütmüşüm biraz gribim.
Tuna: Kıyamam sana ben, derse giremeyeceksen erdem senin için imza atsın. ben seni bi doktora götüreyim. bugün dersim yok benim
ben: yok canım. Sağol iyiyim ben. hadi derse gideyim.
Tuna: tamam aşkım. bekliyorum seni burda.
Ben: tamam.

Tunanın yanından ayrılacakken  başımın döndüğünü hissettim ve düşmemek için Tunanın kolunu tuttum.

Tuna: doktora gidiyoruz itiraz istemiyorum. hastasın besbelli.
Ben: olur aslında .

Tuna erdemi arayip tembih ettikten sonra arabaya binip hastaneye doğru gitmeye başladık

Ben: tuna.
Tuna: efendim aşkım?
Ben: bana kızgın mısın?
Tuna: neden?
Ben: dün için.
Tuna: senin bir suçun yok feyza.
Sana kızamam.
Ben: canımın içisin sen.
Tuna: sende benim.

Doktora geldiğimizde biraz bekleyip içeri girdim. muayene olduktan sonra tuna içeri girdi. Tahmin ettiğim gibi soğuk algınlığı geçiriyormuşum. bir kac ağrı kesici ve hap yazdı. ilaçlarımı da aldıktan  sonra tuna beni yurda bıraktı.  kızları da sıkı sıkı tembih ettikten sonra gitti.

2 saatlik uykudan sonra Hasta yatağımda biraz ateşli bi şekilde mervenin getirdiği çorbayı içerken aşağıdan gelen yurt görevlisi bir ziyaretçinin geldiğini söyledi. tunanın geldiğini düşünerek bir hırka alıp aşağıya indiğimde  gördüğüm kişi Oğuzdu. burayı, burda kaldığımı nerden biliyordu?

Bölüm sonu.

Çok AşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin