24.Bölüm

149 11 0
                                    

Feyzadan...

bu yaşananların gerçek olmaması için dua ediyordum. Ancak gerçeği kimse degistiremiyordu. mert tarafından kaçırılmıştım. Tek derdim Tunaya bir şey yapmamış  olmasıydı. ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Tunanın söyledikleri aklıma geliyordu;

"Ağlama ben senin gözünden akan bir damla yaşa Kıyamam"

Ona Söz vermiştim. ağlamayacaktım. ama içinde bulunduğum bu durum beni hayli zorluyordu. yanımda kimse yoktu. Yanıma sadece bir su ve birkaç  erzak bırakılmıştı. Bağırsam da sızlansam da nafileydi. oturdum. Tunayı düşünürken Mert girdi. aniden ayağa kalktım,

Mert: nasılsın güzelim?
Ben: mert, eğer Tunaya bir şey  yaptıysan... seni öldürürüm.

Yüzüme dokunmaya kalktı. suratına bir tokat geçirdim.  Attığım tokatla sersemledi. Aynı zamanda sinirlenmiş olmalı ki beni sarsmaya başladı.

Mert: ben Tunaya istediğimi  yaparım. Ve sen bu durumda ona asla yardım edemezsin. anlıyor musun?

Bacağına ağır bir tekme atarak elindeki anahtarı alıp kapıya doğru koşmaya başladım. O da hemen toparlanıp peşimden koştu. Tam kapıya anahtarı yerleştirmiştim ki arkamdan gelip beni tuttu ve yere savurdu. ikinci kez kalkip anahtarı  almak istedigimde ise yüzümde ağır bir tokat hissettim, sonrası karanlıktı.

Esranın Gözünden;

Yurtta herkes ayaktaydı. Feyzanın Mert tarafından kaçırıldığını  öğrenen Tuna, yurdu birbirine katmıştı. Haklıydı. Feyzayı çok seviyor ve üzerine titriyordu. onun yokluğu onu derinden sarsmıştı.
Sürekli kendini suçluyordu.
Polislere haber verilmişti.
Mert bizi bayıltarak Feyzayı kaçırmayı nasıl başardı anlayamıyorduk. Hepimiz olayın şokundaydık. Kızlar ranzada, Tuna Erdem Serter ve Okan da odamızdaki masanın etrafında oturuyorlardı.  Erdem, Tunayı zar zor sakinleştiriyordu.

Tuna: eğer Feyzaya bir şey yaptıysa, onu öldürürüm Erdem. ellerimle öldürürüm onu. Eğe Feyzayı benden alırsa... Ben suçluyum. daha dikkatli olmalıydım. daha dikkatli.
Ben: kimsenin suçu yok Tuna. sende kendini suçlamayı bırak. biz nereden bilebilirdik böyle olacağını?
Erdem: Esra haklı abi. ne olur sakin ol.
Tuna: olamıyorum Erdem. olamıyorum. her an Feyzayı düşünüyorum. Aklımdan çıkmıyor. ya ona bir şey yaptıysa? Ya canını yaktıysa?
Merve:  öyle bir şey olmayacak. sakin olun ve düşünün nerelere gidebilir bu pislik.

Evet Merve haklıydı. Hepimiz düşünmeye başladık ama aklımıza bir yer gelmiyordu. saat 03:30 sularında tunanın telefonu çaldı.

Tuna: alo
-alo
Tuna:kimsin?
-mert ben

Tuna iki dakika duraksadı

Tuna: lan. nerdesin sen? nereye kaçırdın Feyzayı? söyle şerefsiz? seni oldüreceğim duyuyor musun?

Avazı çıktığı kadar bağırıyordu.

Mert: sakin ol Tuna sakin. Feyza benim yanimda güvende.

Tuna: senin ağzını burnunu kıracağım. duyuyor musun? öldüreceğim seni.
Merve: Tuna. Tehdit etmeyi bırak. Telefona Feyza'yı iste.hemen.
Tuna:  Feyzayı ver telefona. sesini duyacağım feyza'yı ver.

Mert: Feyza yaramazlık yaptığı için şuan uykuda. uyanır inşallah. uyanırsa seni tekrar ararım.

Tuna: uyku da mı?

Mert: evet doğru duydun. uykuda.

Telefon birden kapandı ve Tuna elindeki telefonu yere düşürdü.

Hilal: Tuna ne oldu?
Merve: Tuna söylesene kötü bir şey mi oldu? Tuna konuşsana.
Erdem: Merve sakin ol.
Merve: olamıyorum erdem sakin olamıyorum. Mert ne dedi?

Tuna olduğu yere yığıldı.

Tuna: Feyza, uykuda dedi. uyanabilirse, uyanabilirse dedi.
Merve azra: ne demek bu?
Esra:sakin olun bir şey olmamıştır. Sizi endişelendirmek istiyor belli ki.
Tuna: dayanamıyorum artık dayanamıyorum. kim bilir neler yaptı feyzaya. Burda, bu dört duvarın arasında delireceğim. Yürüyün gidiyoruz oturamam böyle. Uykuda diyor. ne yaptı feyzaya neden uykuda. Bu böyle olmayacak.

Tuna ve diğerleri feyzayı aramak için sokaklara düştüler. Ankarayı karış karış arayacaklardı.

Feyzanın Gözünden;

Uyandığımda koltuğun üzerinde uzanmış bi vaziyetteydim. Bayılmıştım. hatta bayılmanın etkisiyle kafamı biyerlere çarptığım için başım kanamıştı. Yüzüm gözüm kan olmuştu. ellerimi başıma götürdüğümde  elime bulaşan kan beni korkutmuştu. başım çok ağrıyordu.yine yalnızdım. Tunanın bir an evvel beni bulmasını istiyordum. Bekliyordum.
Mert  tekrar yanıma gelmişti.
Onu görmeye tahammülüm yoktu.
Başımın ağrısı zaten yetiyordu.

Mert: bak güzelim, akıllı durmadın bu hallere düştün. ne yapıyorsun? bundan sonra akıllı oluyorsun. Biraz daha sabret, zaten buradan gideceğiz.

Ben: nereye gideceğiz? Sen kim olduğunu sanıyorsun? Söylesene! Kimsin sen?

Delirmiş gibiydim. etraftakileri üstüne firlatiyordum. Tek isteğim buradan kurtulmaktı. En sonunda anlam veremediğim bi anda yanıma gelip koluma bi iğne sapladı. canım çok yanmıştı. Ve Gözlerimin tekrar kapandığını hissettim.

Bölüm sonu.

Çok AşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin