60.Bölüm

110 8 2
                                    

Ben: Tuna?

Tuna arkasını döndüğünde gözümden düşen yaşlara engel olamadım. yüzünde inanamıyormuş gibi bir ifade vardı. ikimizde donup kalmıştık. Geçen onca zamana rağmen onu ilk görüşüm gibiydi sanki her şey.

Kilo almıştı biraz...sakal bırakmış...ozamanlar sakallarım çıkmıyor diye yakınırdı...ne de yakışmış...gözleri aynı. dört sene önceki tuna. Aynı mükemmelliğiyle bakıyor bana. Ağlıyor. ağlıyoruz.
Birbirimize.kaybolan yıllarımıza. geçip giden zamana.

Tuna: Feyza? Sen, yani sen.

Yanıma tam karşıma gelmişti. özlem duygusu yüzünün her milimetresinden belli oluyordu. Benimde öyle. dört sene önce kokusuna kendimi hasret bıraktığım adamın kokusu şimdi cigerlerime doluyordu. Gözümü kapattım derin bir nefes aldım . Bir iki adım uzağımdayeken bile kokusunu içime çekebiliyorum. Kendimi dünyanın en şanslı insanı ilan etmiştim. Dört sene görmediğim adam şuan bir iki adım uzağımdaydı ancak ben bir adım dahi atamıyordum. Sanki olduğum yere çakılı kalmıştım. Sanki Kalbimde ki ağırlık ayak bileklerine bağlamıştı. içimde kk ses 'hiç durma sarıl' diyordu. içim yanıyordu sarılamadığım her an için.

Ben: tuna. ben, buranın senin olduğunu bilmiyordum.
Tuna: ne önemi var? Sen geldin. burdasın. feyza ben seni çok...

Koluma dokundu

Ben: geldim tuna. Tuna...bende seni çok...

söylenecek çok şey vardı ancak ikimiz de konuşamıyorduk. Anın şaşkınlığı ve hüznü içerisindeydik. Tekrar Yüzüne baktım, gözlerine. Gözlerinin kahverengisinin en derininde kayboldum.

Daha fazla karşı koyamadım. Kendime, birbirimize. Bir iki adım atma cesareti bulup Tunaya sıkıca sarıldım. öyle bir sarılmıştım ki senelerce böyle kalabilirdim. senelerce. gözlerimi kapattım. kokusunu içime çektim. Gücü çekilmiş olan kollarıma yeniden can gelmişti sanki.

Tunanın gözünden:

Arkamı döndüğümde feyzayı görmemle duraksadım. dört sene önce kokusunu benden alıp gitmişti. hiçbir zaman onsuzluğa kendimi alıştırmamıştım. içimde öyle bir özlem duygusu birikmişti ki bunun ne söz ile ne de melodi ile bir tarifi yoktu. gözümden  akan yaşlara engel olmamıştım. Artık buradaydı onu hiç bırakmayacaktım. ölüm bile olsa.

Onsuz geçirdiğim bu dört sene kabus gibiydi. önceleri gittiğini kabullenememiştim. zaman ilerledikçe yokluğunu daha çok anladım. yokluğu bıçak gibi kalbime saplanıyordu adını andığım her cümlemde...bir süre kendime gelemedim. her zaman aradım. ama ona giden yolları sanki kapamışlardı. döneceği günü her zaman bekledim. hayatıma hiç kimseyi almadım. alamazdım. onu bu kadar çok seviyorken bunu bize yapamazdım. hiç bir zaman bitmiş olma ihtimaline yer vermedim. hayatında birisinin olup olmadığını düşünür dururdum. ancak bilirdim ki feyza da bunu bize yapmazdı. o benim çocuklarımın annesiydi hala. dönmüştü. karşımda ilk kez göz göze geldiğim ve beni o andan itibaren bu aşk serüvenine dahil eden aşk dolu gözleriyle bana bakan 'sevdiğim kadın' vardı.

Sarılmıştık. dört senenin özlemi. bir insan canından çok sevdiği birinden ayrı kalabilirmi? Biz birbirimize ayrı kalarak yeterince eziyet etmiştik.
Başımı boynuna gömerek kokusunu içime çektim. yıllardır bu anı bekliyormuşcasına hiç bitmemesini diledim.

Ben: feyza ağlama nolursun

Yüzünü tuttum

Feyza: sende ağlama

Çok AşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin