Feyza: Tuna.
Hatırladığını düşünerek sevindim. Söze girmek için kendimi toparladım.
Feyza: hatırlayamıyorum. Üzgünüm.
Kalbimin sızladığını hissettim. Bunun geçici bir durum olduğunu düşünerek aklımı dağıtmaya çalıştım. Bunu da atlatacaktık. Beraber. Yanağına dokundum.
Ben: olsun. Geçecek. Hatırlayacaksın. Kendini yorma.
Ürkek bir hali vardı. Rahatsız olduğunu düşünerek elimi çektim.
Feyza: peki bebeğim nerde?
Ben: kuvezde.
Feyza: neden?
Ben: erken doğdu.
Feyza: erken mi? O, o iyi mi? Nasıl?
Ben: iyi. Çok iyi. Annesi gibi biraz fazla savaşçı. Dirençli.Gülümsedi. Icimin huzurla dolduğunu hissettim. Gülüşü, Kuruyan topraklarıma yağan yağmur gibiydi.
Feyza: neden gülüyorsun?
Ben: sen güldüğün için.
Feyza: senin için bu kadar önemli miyim? Yüzünde çiçekler açtıracak kadar?
Ben: benim için önemlisin. Her şeyden daha fazla.Gözlerimin içine baktı. Birkaç saniye süren bu bakışma yıllar kadar uzun ve derindi.
Ben: sen benim sevgilimsin. Karımsın. Çocuğumun annesisin. Kalbimsin. Her şeyimsin. Bu yüzden önemlisin.
Gülümsedi.
Ben: biraz daha dinlen. Yorma kendini. Toparlaman zaman alacaktır.
Feyza: teşekkür ederim.Bir yabancıya teşekkür ediyor gibiydi.
Ben: rica ederim.
Feyza uzanıp gözlerini kapattıktan sonra odadan çıktım.
Azra merve: nasıldı? Seni hatırladı mı?
Ben: hayır. Hatırlamadı. Ama nasıl olduysa hamile olduğunu hatırlamış. Arya'yı sordu.
Okan: bu da bir gelişme. Yakında tâmamen düzelir. Merak etmeyin.
Ben: inşallah. Inşallah bu durum sandığımızdan daha kısa sürer. Yüzüme bir yabancıya bakıyormuş gibi bakıyordu. Kendimi çok kötü hissettim ancak gülümsedim. Ona belli etmemem lazımdı. Bende aynen böyle yaptım. Gülümsedim.
Azra merve: en doğrusunu yapmışsın. Şuan üzerine gidersek daha kötüye gitmesine sebep olabiliriz. En iyisi zamana bırakmak. Zaten doktor da geçici olduğunu söyledi.
Cansu: feyzanın zihni şuan dağınık yapboz parçaları gibi. Aslında resmin bütününü görüyor ancak parçaları yerine nasıl yerlestirecegini bilmiyor. Onu da öğrenecek zamanla. Zamanla parçalar yerine oturacak.
Okan: evet. Tam olarak söylediğin gibi.
Ben: siz de evinize gidin artık. Çok yoruldunuz. Hırpalandınız. Gidin biraz dinlenin kendinize gelin. Ben burdayım, Feyza uyandı. Aklınız burda kalmasın.
Okan: haklısın. Benim için sorun yokta kızlar biraz fazla örselendiler. Biraz dinlenseler iyi olacak.
Ben: aynen öyle. O yüzden hadi bakalım evinize. Efeyi çok öpün benim yerime. Arya'yı görmeye getirin.
Azra merve: tamam amcası. Getireceğiz mutlaka.Bizimkilerle vedalaşıp onları yolcu ettikten sonra yerime oturdum. Feyza rahatsız hissetmesin diye içeriye girmiyordum. Onu ne kadar özlemiş olsamda şuan en doğru olanın bu olduğunu düşünüyordum. Bir yanım deli gibi içeriye girip ona sarılmak istese de diğer yanım burda oturup kalmamı tembihliyordu. Ne tuhaftır ki oturmamı söyleyen taraf daha ağır basıyordu.
En iyisi kızımı görmeye gideyim diye düşünüp ayağa kalktım. Bir üst kata çıkıp Arya'yı gördüğümde içim huzurla doldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çok Aşık
Fanfictionİzmir'den Ankara'ya uzanan bir aşk... Tek tutkuları müzik olan iki insan, bir yanda başarılı ve yakışıklı solist Tuna,diğer yanda güzeller güzeli genç kız Feyza...Müzik yapmaktan başka bir hedefleri olmayan bu iki insanın yolları nasıl kesişti? -Nas...