Ben: ee.. hep böyle duracak mıyız?
Tuna: romantizmi bozmasan?
Ben: peki bozmuyorum..Biraz daha öylece kaldıktan sonra kendimi rahatsız hissetmeye başlamıştım.. her ne kadar tunanın yanında huzurlu, ve ait olduğum yerde gibi hissetsem de hastahane odasında gözlerimi açtığım günden beri hemen her gün içimde aniden gelen bir huzursuzluk hissi beliriyordu.. sanki bir el ruhumu sıkıyordu, bazen nefes alamayacak gibi hissediyordum.. durumun neden kaynaklandığını bilmemekle beraber başladığı andan itibaren gözlerimi kapatıp geçip gitmesini beklemekle kalıyordum. Tunanın kollarından ayrıldım.
Tuna: bir şey mi oldu?
Ben: yok, yok bir şey.Acele ile banyoya girip kapıyı kapattım. Aynaya yansıyan solgun görünümüme bakıp ne kadar bitkin düştüğümü anladım. Boncuk boncuk terlemeye başlamıştım. Vücudum buz kesmişti ancak aynı zamanda içimde bir şeyler alev alev yanıyordu. Ellerimle lavabodan destek alıp gözlerimi kapattım, beklemeye başladım. Biraz sonra her zaman ki uğultu beynimin içinde yankılanmaya başladı. Ellerimle kulaklarımı kapattım. Sanki böyle yaparsam zihnimde yankılanıp duran o uğultuyu dindirebilecekmişim gibi hissediyordum. Biraz sonra kapı çaldı.
Tuna: feyza, iyi misin?
Tunanın sesini duyunca kendime geldim. Tanıdık bir ses beni bulunduğum ortama geri getirmişti.
Ben: iyi, iyiyim.
Ayağa kalkıp suyu açtım. Yüzüme birkaç kez su çarptıktan sonra kurulayıp kapıyı açtım. Meraklı bakışlarıyla tuna karşımda duruyordu.
Tuna: iyi olduğuna emin misin? Yüzün kireç gibi?
Ben: eminim..
Tuna: on dakikadır ordasın
Ben: on dakika mı?
Tuna: evet.Aklım dolu bir şekilde Iceriye doğru ilerlerim. Demek ki bu yaşadığım her ne ise on dakika sürmüştü.
Tuna: Feyza bak iyi değilsen-
Ben: iyiyim diyorum tuna. Neden anlamak istemiyorsun? Iyiyim işte bak. Karşındayım. Lütfen daha fazla iyi misin diye sorma.Çok sert ve ani bir çıkış yapmıştım. Nedenini bilmediğim bir şekilde tahammülsüzleşmiştim ayrıca.
Ben: özür dilerim. Ben, ben seni üzmek ya da kırmak istemedim.
Tuna sadece başını sallamakla yetindi.
Ben: ben yukarıya çıkıyorum. biraz yalnız kalmak istiyorum..
Arkamı dönüp hızlı adımlarla yukarıya çıktım. Odaya girip kapıyı kapattım ve kendimi yatağa bıraktım. Derin derin nefes alıp verdim. Sanki aldığım nefes icime sığmıyordu. Ayağa kalkıp balkonun kapısını açtım ve içeriye giren rüzgarla biraz da olsa kendime gelmeyi umut ettim... biraz sakinleştikten sonra tunaya karşı gösterdiğim tepki aklıma geldi. Icimin pişmanlıkla dolup taştığını hissettim. Onu incitmek veya üzmek istemiyordum. Ancak garip bir şekilde her şeye, herkese karşı tahammülsüzleşmiştim. Odada ki Saatin çıkardığı tik tak sesi bile tahammül sınırımı sınıyor gibiydi... gözümden akan bir iki yaş yanağımı ıslatırken ellerimi yüzüme kapatıp öylece durdum.. bana ne oluyordu?
Ben: Allahım, bana ne oluyor böyle?
Ellerimle gözlerimde ki yaşı silip yatağa uzandım. Biraz uyumanın iyi geleceğini düşünürken kapının açıldığını duydum. Gelen tunaydı. Arya'yı beşiğine yatırıp ışığı kapattı. Usulca yanıma uzandı. Yüzünü sırtıma yaslayıp kolumu tuttu. Bir süre hareket etmeden bekledim. Daha sonra Ona doğru döndüm. Uyuyordu. Uyumasını fırsat bilip konuşmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çok Aşık
Fanfictionİzmir'den Ankara'ya uzanan bir aşk... Tek tutkuları müzik olan iki insan, bir yanda başarılı ve yakışıklı solist Tuna,diğer yanda güzeller güzeli genç kız Feyza...Müzik yapmaktan başka bir hedefleri olmayan bu iki insanın yolları nasıl kesişti? -Nas...