59.Bölüm

99 10 24
                                    

Gece oniki sularında Ankaraya iniş yaptım... uçaktan iner inmez asırlar bile geçse değişmeyen Ankaranın o nemli ıslak havasını cigerlerimde hissettim...bir Ankaranın birde Tunamın kokusuna bu kadar hasrettim.  birine kavuştum, kaldı diğeri. hava alanından çıkışta beni bekleyen azra merve ve okanı gördüm. koşar adımlarla azra merveye sarıldım  okanda yanımızda halinden hoşnut bi şekilde gülümsüyordu...

Ben: neden geldiniz? Ya sizin bu saatte yeğenimin yanında olmanız gerekiyordu.
Okan: teyzesi yeğenin çoktan uyudu. babaannesinin yanında merak etme.
Azra merve: evet babannesinin yanında.
Ben: ne o canım yoksa memnun değilmisin kaynanandan?
Azra merve: yok allah için çok yardımcı oluyor. neden memnun olmayayım
Ben: okan...

Okanlada sarılmıştık...eski dostumu uzun zamandır görmüyordum. eski okan kalmamış. azra da okanda çok değişmişler. üzerlerine 'anne baba' olgunluğu gelmiş. hayata daha gerçekçi bakıyorlar. herşeyleri minik oğulları olmuş ve aralarında bitmeyen bir aşk var. bunu görmek çok sevindirici.

Ben: sizi gördüğüme o kadar çok mutlu oldum ki. anlatamam.
Okan: bizde seni yenge...yani şey.
Ben: tamam okan sorun değil
Azra merve: gevelemene gerek yok hayatım. feyza hala yengen tuna hala eniştem sayılır
Okan: bu konuları evde konuşsak?
Ben: ben bir otele yerleşeyim. size rahatsızlık vermek istemem.
Okan: sence buna izin verir miyiz?
Ben: sanmıyorum ama .
Azra merve: bize gidiyoruz okadar.

Hep birlikte okanın arabasına binip eve doğru ilerlemeye başladık otuz dakika sonra eve gelmiştik arabadan inip yukarı çıktık.

Azra merve: burada bizim Malikâne.

Içeriye girer girmez havada yoğun bebek kokusu hissettim. aslında bu bir çeşit huzur kokusudur. etrafta oyuncaklar, ıslak mendil,bebek deterjanı, yumuşatıcı kokusu... azra ve okan böyle bir ortama sahip oldukları için çok şanslılardı.

Ben: eviniz. çok güzel kokuyor...huzur gibi..
Okan: evet ya. zaten huzurluyduk efe gelince daha bi huzur bulduk
Ben: yegenimin adı efe mi? maşallah ona.
Azra merve: şimdi uyuyor. gel kapıdan bakalım.
Ben: evet. huzursuz etmeyelim minik efemizi.

Efe için hazırladıkları bebek odasının kapısını hafifçe açtıktan sonra mavi beyazlı çeşitli oyuncaklarla dolu olan Beşikte uyuyan meleğimiz efemizi uzun uzun izledim. biraz sonra yanından ayrıldık ve salonda kanepelere oturduk.

Ben: ya biliyomusunuz sizin bir çocuğunuz olacağına hiç inanmazdım.
Azra merve: bizde öyle feyza. ama oldu işte.
Okan: feyza hazır sende burdayken azraya söylede efenin herşeyini bana yaptırmasın.
Ben ve azra merve: babası degilmisin tabiki yapacaksın
Okan: ohoo. ben baştan kaybetmişim...

Sessiz sessiz gülüşüyorduk

Ben: şimdi uyuyor ama yarın uyandığında onu ısıracağım.
Azra merve: tamam. valla efe doğdu biz büyüdük...efe Doğana kadar biz hala tanıdığın o çılgın çifttik...
Okan:aynen öyle...baba olmak gibisi varmı ya kendi evladın sonuçta.
Ben: tabiki öyle
Okan: birde çocuğumun annesi azra'm olunca.
Azra merve: sevgilim benim

Üzerime bir hüzün çökmüştü. 'çocuklarımın annesi...' . tunanın en çok söylediği cümleydi. nefesimin daraldığını hissettim. hafifçe nişan yüzüğümü  çevirmeye başladım.

Çok AşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin