Kavuşamadığı prensinin ardından ağlak gözlerle bakan o deniz kızı hikâyelerini unutun. Çünkü gerçekle yakından uzaktan hiçbir ilgisi yok. Bu sadece sizlerin bizi; zayıf, duygusal ve güçsüz birer mitolojik varlık olarak düşünmeniz için bilinçli olarak yayılmış bir yanılsamadan ibaret.
Gerçek şu ki; binlerce yıl içinde av ya da avcı olduk. Ancak hiçbir zaman zayıf ve yardıma muhtaç olmadık. Su da ya da karada fark etmez, bizim için bir tehditseniz eğer sizi avlarız ve kesinlikle acımayız. Tıpkı siz insanların da binlerce yıldır yaptığı gibi...
Üstelik sizin için hiçbir tehdit oluşturmamamıza rağmen...
Zaman içinde Denizkızları, Sirenler, Su perileri ya da Nemfler gibi pek çok isimle anıldık.
Duyduğunuz efsanelerin hepsi uydurma sayılmaz. Pek çoğu gerçeklere dayanan olaylardan ilham alınarak abartılmış, ya da az bile söylenmiş – ki bu bizi ne kadar korkutucu gösterdiğine göre değişir- pek çok hikâye vardır.
Bizlerin; erkekleri suyun derinliklerine doğru çekerken, su altında nefes alamadıklarını unuttukları söylenir mesela...
Doğru olduğunu rahatlıkla belirtebilirim.
Bu doğuştan gelen bir yetenektir. Sudayken, karada edindiğimiz şeklimiz değişse bile, bir şekilde yine de cazibemize kapılmaktan kendilerini alamazlar. Avlanmak için iyi bir taktiktir ve çok fazla beceri de istemez.
Başka formlara bürünebildiğimiz söylenir, efsanevi yaratıklara dönüştüğümüz. İşte bunun biraz abartı olduğunu söyleyebilirim...
Suda şeklimiz değişir. Tıpkı bizi bir süs balığı gibi gösteren o çizimlerdeki gibi kuyruklarımız çıkar, ancak çıkan tek şey kuyruklarımız değildir. Kulaklarımızın arkasında, kollarımızda, yüzümüzün çeşitli yerlerinde çıkan solungaç tarzı dokularımız ve pullarımız da olur. Bu herkeste farklılık gösterir.
Avlanacaksak eğer; yüzümüz gerilir, avcı dişlerimiz çıkar ve ellerimiz sivri tırnaklı keskin birer pençeye dönüşür. İşte bu, o prenses gibi göründüğümüz tasvirlere asla yansımayan gerçek halimizdir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUFAN
FantasyKavuşamadığı prensinin ardından ağlak gözlerle bakan o deniz kızı hikâyelerini unutun. Çünkü gerçekle yakından uzaktan hiçbir ilgisi yok. Bu sadece onları zayıf, duygusal ve güçsüz birer mitolojik varlık olarak düşünmeniz için bilinçli olarak yaratı...