73. Bölüm - Ev

4.1K 493 45
                                    

Bir anda, "Alina!" diyen sesin tanıdık olmasına aldırmadım aklım başımda değil gibiydi ve hızla elimdeki silahı karşımdakine doğrulttum.

Kendimi lanet tetiğe basmaktan son anda alıkoyabilmiştim.

Roy'un tedirgin bakışları, hemen ayaklarımın dibinde duran yerdeki Semiramis'le benim aramda gidip geliyordu.

Ellerini iki yana açıp yavaşça bana doğru gelmesini kaşlarımı çatarak izledim.

"Tanrılar aşkına benim!"

Ne?

"Siktir! Sana yumruk atarsam Cade canıma okur..."

Neden bahsediyordu?

"Umarım şu kuş olayını falan yapmaya kalkmazsın."

Endişeli bakışlarını gözlerimden bir an bile ayırmadan, hala ona doğrulttuğumu şaşkınlıkla fark ettiğim elimdeki silaha yavaşça uzanıp kavradı ve namlusunun ucunu yere doğru indirdi.

Derin bir nefes alıp gözlerimi kırpıştırdım.

Netice de bence çoğumuz; en sonunda annemizin göğsünü kevgire çevirdiğimiz, elementlerin havada uçuştuğu bir deneyimden sonra şoka girerdik...

Değil mi?

"İyi misin?"

Sorusuyla birlikte Roy'a dönen bakışlarım nihayet odağını tekrar kazanmış gibiydi.

Kafamı sallayarak onu onaylarken gitmem gerektiğini biliyordum.

Ancak Semiramis'i burada öylece de bırakamazdım.

Marduk, gözler üstündeyse buraya hemen gelme riskini almazdı...

Alır mıydı?

Kahretsin! Bununla vakit kaybedemezdim.

Kararlı bakışlarımı Roy'a diktim.

"Kanında ona günlerce yetecek kadar Medea var Roy. Onu güvenli bir yere götürmene ve dikkat etmene ihtiyacım var."

Tedirginliği yüzünden ve huzursuzca yerinde kıpırdanmasından rahatlıkla anlaşılabiliyordu. Muhtemelen Semiramis gibi şu an yarı deli bir Tanrıçayla kalma fikri onun için çok parlak bir fikir olmamalıydı.

"Bunu yapabilir misin?"

Kafasını sallayarak beni onaylarken gözleri emin olmak ister gibi Semiramis'in üstündeydi.

Yaktığım cesetlerin arasından Roy için bir silah daha alıp eline tutuştururken, "Kımıldanırsa bunu kullan." dedim ve hızla oradan uzaklaşıp Cade ve Tammuz'u aramaya başladım.

Onları bulmak için seslerine odaklanmama bile gerek yoktu...

Koridor boyunca devam eden cesetleri izlemem yeterliydi ve yerde benim için bıraktıkları kırıntılara bakılırsa bodrum katına inmişlerdi.

Aşağıya indiğim an iki taraflı geniş bir kapının arkasında uzanan dehşet verici manzarayla donup kalmıştım.

Devasa katta her yer; küçücük, kare şeklinde altlı üstlü cam hücrelerle kaplıydı.

İçlerinde de deniz kızları vardı.

Odanın ortası, birkaç tane ameliyat masası ve ne işe yaradıklarıyla ilgili hiçbir fikrimin olmadığı çeşit çeşit tıbbı malzeme ve ekipmanlarla kaplıydı.

Cade ve Tammuz teker teker hücreleri açarken benim bakışlarım bir fanustan farkı olmayan cam hücreler arasında tanıdık yüzler arıyordu...

Ve sonra onu gördüm...

TUFANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin