Son 3 bölümün ilki gelsin o zaman 😉
Aslında ufacık şeylerle hayatlarımız bir anda değişiverirdi...
Göz açıp kapayıncaya kadarlık bir süre içinde, tamamen şans eseri bir şey olurdu ve en beklenmedik anda hiç ummadığınız bir geleceğe sürüklerdi bizi.
Bizi götürdüğü yerse artık yolculuğumuz olurdu.
İşte o sırada, tam da böyle bir an yaşıyordum.
Gerçeği kavrayışım, önce şaşkınlığa bıraktı kendini. Sonraysa merkezinde hem heyecanın, hem korkunun da olduğu bir mutluluğa.
Ve Cade'in tüm bu süre zarfında hissettiğim her şeyi yüzümden okuduğunu biliyordum. Umut dolu gözlerini dikkatle benimkilere dikmiş olsada huzursuz ve tedirgindi.
Çünkü bunu isteyip istemediğimle ilgili emin olmak istiyordu. Bu; esasen beklediğimiz, ya da uzun vadeli planlarımız arasında bile olmayan bir şeydi.
Aslında bunu hiç konuşmamıştık bile...
Tamamen beklenmedik bir gelişmeydi. Sanırım bu konuda her ne kadar dikkatli olmuş olsakda yüzde yüz diye bir şey hiçbir zaman yoktu.
Ben sessiz kaldıkça, Cade'in rahatsızlığının giderek arttığını yerinde kıpırdanıp durmasından rahatlıkla anlayabiliyordum.
Benim bir tepki vermemi daha fazla bekleyememiş olmalıydı. Bu yüzden; her ne kadar beni yatıştırmaya çalışır gibi bana iyice yaklaşıp tek eliyle yanağımı avucuna alırken, bir yandan da saçlarımı okşamaya çalışsada esasen bakışlarını gölgeleyen hüznü gizleyemiyordu.
Bu durumdan hoşlanmadığımı ve hamile kalmayı istemediğimi düşünüyor olmalıydı.
Aslında kendimi hiç bir anne olarak düşünmemiştim.
Ben bu konuda ne bilirdim ki?
Duygularım karman çormandı.
Derin bir nefes alıp gözlerimi kapattım ve o birkaç saniye içinde kendime ne hissettiğimden emin olmak için izin verdim.
Evet, korkutucuydu...
Evet, paniktim ve tedirgindim...
Evet, bu kesinlikle beklemediğim bir gelişmeydi...
Ancak tanrılar aşkına!!!
O, Cade ve benim bir parçamdı...
Ömrüm boyunca seveceğim. Üstelik asla bir başkasını bu kadar sevmediğim ve sevemeyeceğim adamla bir çocuğumuz olacaktı.
Cade'i bu kadar severken, bu çocuğa şimdiden tapmaya başladığımı bile biliyordum o an.
Hissettiğim en güçlü duygu kesinlikle mutluluktu.
Gözlerimi tekrar açtığımda hissettiğim sevinçle ışıldadıklarından emindim.
Cade'in bana bakan dikkatli gözlerinin hızla mutlulukla dolduğunu gördüm ve gülümsedim. "Bir çocuğumuz olacak."
Kafasını evet der gibi sallarken, söylediklerime keyifli bir kahkaha atarak karşılık verdi.
"Evet güzelim." derken alnıma sıcacık bir öpücük kondurdu. Ardından bana sanki kaçıp gidebilirmişim, ya da bir anda ortadan kaybolabilirmişim gibi sıkıca sarıldı.
İşte tam o sırada, bir anda hemen arkamdan gelen sesi duyduk ikimizde ve Cade'in beni saran kolları iyice kasıldı.
Gergin bir ses tonuyla "Alina." dedi Marduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUFAN
FantasyKavuşamadığı prensinin ardından ağlak gözlerle bakan o deniz kızı hikâyelerini unutun. Çünkü gerçekle yakından uzaktan hiçbir ilgisi yok. Bu sadece onları zayıf, duygusal ve güçsüz birer mitolojik varlık olarak düşünmeniz için bilinçli olarak yaratı...