Trever ve Greta nihayet gitmişlerdi.
Şakacı bir tavırla Cade'e ters bir bakış atarken neredeyse gülümsemek üzereydim.
"Kingu'nun bana rüyalarımda zarar veremeyeceğini biliyorsun."
"Elbette biliyorum." derken elime uzanıp beni kendisine doğru çekti. Kafamı omzuna yaslayıp hemen yanına uzanırken, vücudunun sıcaklığı içimi güven ve huzurla dolduruyordu.
Kollarını sıkıca bana dolayıp, "Ancak emin olmalıyız değil mi?" derken yüzünü göremesem de sesinden gülümsediğini anlayabiliyordum.
"O pisliği bulmamız lazım Cade." diye mırıldandım.
Burnunu saçlarıma gömüp ufacık bir öpücük kondurduktan sonra, "Söz veriyorum bulacağız Alina." dedi.
Bir süre ikimizde sessiz kalıp bu huzurlu anın tadını çıkardık.
Tam Cade'in uyuyakaldığını düşünmeye başlamışken, "Marduk bugün neden geldi?" diye sordu.
Ya onu hissetmişti, ya da Greta o koca ağzını her zaman ki gibi kapatamamıştı.
Kafamı hafifçe kaldırıp gözlerinin içine baktım. Görmeyi beklediğim nefret ya da öfke yerine bulduğum şeyin sadece merak olması içimi rahatlatmamalıydı belki ama yine de olan buydu.
Derin bir iç geçirip, "Benimle konuşmak istedi." diye cevap verdim.
Tek kaşını kaldırıp ilgiyle bana bakmaya devam etti. "Ne konuda?"
"Açıkçası biliyorum. Çünkü ona kendisiyle konuşmak istemediğimi açıkça belirttim."
"Anlıyorum." derken düşünceli görünüyordu.
"Sorun ne?"
Soruma bir cevap vermeyip bir süre sessizliğe büründü.
Ardındansa bambaşka bir konuya geçerek tamamen dikkatimi dağıttı.
"Aralarında Kingu'ya yardım eden biri ya da birileri olduğunu anladığını düşünüyorum."
"Evet ve senin, en azından içlerinden birinin kim olduğunu bildiğini de biliyorum."
Kafasını sallayarak beni onayladı.
"Peki neden?"
Gerçi bunu neden sorguladığımdan çokta emin değildim. Sonuçta Kingu'ya yardım eden ve yanında olan sadece Marduk'un arkasından iş çeviren Tanrı ya da Tanrıçalar değildi. Kendi ırkım diye saydığım deniz kızları, balık adamlar ve insanlar da yanındaydı.
"Savaşların sadece iki sebebi olur Alina. Güç hırsı ve intikam."
Kingu'da ki güç hırsını ve intikam duygusunu anlayabiliyordum. Hatta bir Tanrı ya da Tanrıçanın güç istemesini bile...
Ancak intikam mı?
Sıkıntılı bir iç geçirdim. "Marduk'tan intikam almak isteyen herkesin tekrar teker peşime düşmeyeceği günler gelecek mi acaba?"
"Kendi adıma peşine düştüğüm için çokta şikâyetçi olduğumu söyleyemem." derken gülümseyişine ve yüzünün kusursuzluğuna bir kere daha hayranlık duydum.
Sonra aklımı başıma getirmek ister gibi kafamı sallayarak kaşlarımı çattım.
"Peki kim?"
"Pek çok adı var. Babil mitolojisinde Sarpanit olarak geçer. Roma'da Diana, Yunanlarda Selene, Hint mitolojisinde Varuna, Mısır'da İsis, Anadolu'da Hecate, Mezopotamya'da Enzu..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUFAN
FantasyKavuşamadığı prensinin ardından ağlak gözlerle bakan o deniz kızı hikâyelerini unutun. Çünkü gerçekle yakından uzaktan hiçbir ilgisi yok. Bu sadece onları zayıf, duygusal ve güçsüz birer mitolojik varlık olarak düşünmeniz için bilinçli olarak yaratı...