İki günün ardından, nihayet kurulun anlattıklarımdan sonra verdiği kararı duymak için hepimiz büyük salona toplanmıştık. Neredeyse tüm kıdemli askerler ve toplumumuz arasında saygınlığı olan birkaç üst düzey görevli de buradaydı.
Taht odasında bulunan düzenli kalabalığın içindeydim. Hemen arkamda duran Dayana ve Bianca ile huzursuz bir şekilde verilmiş kararı duymak için bekliyorduk. Kraliçemiz ve kurul üyelerinin, bibirlerini bir kenara bırakıp akıllıca bir seçim yapmış olduklarını umuyordum ancak pek ümidim olduğu da söylenemezdi.
Önce Semiramis girdi içeri, bakışları çok kısa bir an bana kaysa da tekrar tüm dikkatini zarafet içindeki yürüyüşüne vermiş gibi görünüyordu. Arkasından kurul üyeleri de yerlerine geçince, Semiramis kararlarını açıklamak için konuşmaya başladı.
"Alina'nın anlattıklarından sonra, ne yapacağımızla ilgili oybirliği ile bir karar almış bulunuyoruz."
Kararı açıklamadan önce susup, bakışlarını herkesin üstünde çok kısa bir an gezdirmesine neredeyse gözlerimi devirmek üzereydim. Dramatik bir etki yaratmaya çalışıyordu, bense sabırsız ve sonuç odaklıydım. Bu tarz politik hileler ve konuşma üslubundan zerre kadar anlamazdım. Zaten bana göre de değildi...
"Bu adamların soyu kurutulmalıyız. Varlıkları sadece tanrılarımıza ve bizlere hakarettir."
Hepiniz birer geri zekâlısınız diye bağırmak istiyordum. Ancak Semiramis'in söyleyecekleri henüz bitmemişti.
"Onları teker teker avlayıp soylarını yok edeceğiz. Sonra sıra yine insanlara gelecek, bizleri istiyorlarsa, Alina'nın anlattığı o çok güvendikleri gemilerini terk etmeleri gerekecek ve avantaj bizlerde olacak."
Bu kez duraksayıp bakışlarını bana dikti.
"Su bizimdir. Suda güçlü olan bizleriz. Belki de bunu unutanlarımızın ve bundan şüphe duyanlarımızın da hatırlaması gerekiyordur. Tanrılarımız Atargatis, Şamaş ve İştar'ın bizim yanımızda olacağına şüphemiz yok." diye ekledi.
Elbette yoktu... Ancak çok merak ettiğim bir şey vardı. Biz binlerce yıldır avlanırken, derilerimiz soyulup da pullarımız satılmak amacıyla sökülürken, ya da üzerimizde bu lanet olası deneyler yapılırken, o bahsettiği tanrıların hepsi telefonlarını kapatıp kafa tatili mi yapmaya çıkmışlardı?
Herkes hep bir ağızdan sevinç naraları atıp tezahüratlarla verilen kararı kutlarken, öylece durup ifadesiz bir yüzle bir süre daha Semiramis'e baktım. Ölüm emrimizi vermişlerdi ve şu an sevindikleri şey, sadece sonumuzu getirecek olan kararı onayladıklarını göstermekti.
Tezahüratlar sona erdikten sonra, eliyle kurul üyeleri arasında bulunan tek asker olan Kia'yı işaret ederek, "Bu savaş da sizlere Kia liderlik edecek. Tüm sorumluluk ondadır ve bizlere rapor verecek olan da kendisidir. Hepinizden tıpkı Alina gibi Kia'ya da tam bağlılık göstermenizi bekliyorum. Tanrılar sizinle olsun." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUFAN
FantasyKavuşamadığı prensinin ardından ağlak gözlerle bakan o deniz kızı hikâyelerini unutun. Çünkü gerçekle yakından uzaktan hiçbir ilgisi yok. Bu sadece onları zayıf, duygusal ve güçsüz birer mitolojik varlık olarak düşünmeniz için bilinçli olarak yaratı...