Ellerimi, uzunca bir süredir orada olan ve artık yaşamayan kız kardeşlerimden birinin tutsak bulunduğu büyük cam fanusa koyup, öfkeme hâkim olmaya çalıştım. İnsanların üzerimizde deneyler yaptığı ve çoktan sular altında kalmış olan laboratuvarlardan birindeydik. Bize verilen görev; tam olarak neler üzerinde çalıştıklarını ve neler başarmış olduklarını bulmaktı.
Bunun pek de benim işim olduğu söylenmezdi gerçi. Ben avcı olanlardandım. Yanımdaki iki kız kardeşimle, yani Bianca ve Dayana ile birlikte insan avlamak konusunda iyi bir ekiptik.
Burada bulunmamızın tek sebebi; diğer iki kız kardeşimi olan Gina ve Haley'i korumaktı. Korumaktı diyorum çünkü yaklaşık bir yıl kadar önce aramızdan bazıları hiçbir iz bırakmadan ortadan kaybolmaya başlamış ve bu da toplumumuzda tedirginlik yaratmıştı.
Gina ve Haley insan teknolojisinde uzman sayılırdı. Bu saçmalıkların içinde işe yarayacak bir şey bulabilecek, tanıdığım tek kuyruklu varlıklar onlardı.
En esaslı teorimiz insanların yine bir şekilde bizi avlamaya başlamasıydı. Gerçi bunu nasıl yapabilecekleri konusunda hiç birimizin mantıklı bir açıklaması yoktu. Çünkü hayatta kalmaya çalıştıkları birkaç küçük kara parçasında, bizi değil yakında açlıktan birbirlerini avlamaya başlayacak olmaları gerekiyordu. En önemli besin kaynakları su ve suyun verdikleriydi. O da bizim yaşam alanımızdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUFAN
FantasyKavuşamadığı prensinin ardından ağlak gözlerle bakan o deniz kızı hikâyelerini unutun. Çünkü gerçekle yakından uzaktan hiçbir ilgisi yok. Bu sadece onları zayıf, duygusal ve güçsüz birer mitolojik varlık olarak düşünmeniz için bilinçli olarak yaratı...