Adada zaten oturmuş, mevcut bir düzen vardı.
Çocuklar için derslikler, askerler için geniş eğitim alanları, her türlü askeri malzeme ve mühimmatın bulunduğu onlarca depo, kalacak yer ve daha da önemlisi yemek için; tarlalar, seralar ve hayvansal gıdalar için üretim tesisleri vardı.
Kingu burada küçük bir şehir, hatta o şehrin kendi kendine rahatlıkla yetebilmesi için gereken her şeyi yapmıştı.
Artık bizim kontrolümüzde olması ise gerçekten çok yazıktı?
Benim kafam daha çok Dayana'nın nereye götürüldüğündeydi, ancak herkes bir şekilde bu birkaç haftalık süreç içinde düzenini çoktan kurmuştu.
Greta ve ekibi bodrum katta bulunan laboratuvar yerine kendi sistemlerini kurup eski eşyalardan tamamen kurtulmuşlardı.
Üstelik Luke ve Greta'yı sürekli yan yana görüp, onun da en az benim kadar mutlu olmasını dileyen düşüncelere boğuyordum kendimi.
Ek binalardan biri; komple Win ve ekibimize yeni katılan doktorlara tahsis edilmiş, orada küçük çaplı bir hastane oluşturulmuştu.
Sayımız neredeyse iki katına çıkınca, birkaç yataklı ufak bir revir kimseye yetmez olmuştu. Bizler bu konuda ölümsüzlüğün avantajlarından rahatça yararlanabilsekde sayımızın neredeyse üçte biri inanlardan oluşuyordu.
Çocuklar, merkez binanın yanında bulunan ek binalardan birinde kalmaya başlamış ve tüm sorunlardan, özelliklede konuşulanlardan ve olan bitenlerden uzak tutuluyordu.
Çocuğu olan her bir bireyse artık onlarla kalmakta özgürdü.
Bu yüzden Melinda bir an bile düşünmeden ek binalardan birinde kızıyla kalmaya başlamıştı. Tıpkı çocuğu olan diğer herkesin yaptığı gibi...
Demek onlara bir seçme şansı verilse aslında seçecekleri buydu.
Dani ve kendi kurduğu ekibi; adanın etrafındaki ileri teknoloji ürünü güvenlik sistemlerinden sorumluyken, Jacob bu konudaki fiziksel güçten sorumluydu. Yani devriye gezen, nöbet tutan, ya da kritik noktalardaki askerlerin işlerini yapmasından ve düzenlerinden o sorumluydu.
Melinda ve Will çocukların eğitiminden sorumluydu. Eğitimden kastım onlara biyoloji ya da tarih öğretmek değildi elbette. Neyse ki bu konuda işini bilir gibi görünen insan eğitmenleri vardı. Melinda ve Will ise onlara yaşlarına ve yapabileceklerine uygun dövüş dersleri veriyorlardı.
Bu mücadeleyi kazanmış olsak bile aldığımız en önemli ders; herkesin her zaman en kötüsüne hazırlıklı olmasıydı ve maalesef buna her şey yoluna girene kadar çocuklar da dâhildi...
Hatta Will'in süper teorisine göre bir çocuğa öğretilmesi gereken; arabalara düz kontak yaptırmak, zor yaşam şartlarında hayatta kalabilmesi için avlanmayı, balık tutmayı ve barınak kurmayı, hatta daha da önemlisi kendini savunmayı ve korumayı öğretmekti. Ona göre bunlar yeterliydi. Bir gün kıyamet koparsa ihtiyacı olan şeyler bunlardı.
Neyse ki bu fikri çok fazla önemseyen yoktu...
Sandy, Marc ve Todd ölümsüz askerlerin eğitiminden sorumlulardı.
Roy, ben ve Peter ise insanlardan...
Tabi biz çok geç fark etsek de Peter ve Sandy artık birliktelerdi. Ve biliyordum ki Peter benim yerime yanında Sandy olmasını tercih ederdi...
Çünkü bu konuyu birkaç kez Cade'e de açmıştı.
Çok bir tarafıma taktığım yoktu, netice de bende onun yerine yanımda Cade'in olmasını tercih ederdim. Çünkü eğitimler neredeyse günümüzün yarısını alıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUFAN
FantasyKavuşamadığı prensinin ardından ağlak gözlerle bakan o deniz kızı hikâyelerini unutun. Çünkü gerçekle yakından uzaktan hiçbir ilgisi yok. Bu sadece onları zayıf, duygusal ve güçsüz birer mitolojik varlık olarak düşünmeniz için bilinçli olarak yaratı...