79.Bölüm

417 62 294
                                    

Bir Hafta Sonra Nisa'nın Ağzından ||

"Oy annesi kurban olsun ona..." Gece'nin kokusunu içime çektim bol bol ve gülümsedim. "Annem..." Barış bana bakarken derin bir nefes aldım ve yüzünü okşadım. "Aşkım..." "Nisa'm burada mutlu musun?" Onu başımla onaylarken derin bir nefes aldım ve gülümsedim. "Ben de sana bir şey soracaktım aslında. Ama dinle tamam mı?" Beni başıyla onaylarken derin bir nefes aldım ve gülümsedim. Burada haftada bir ziyaretime izin veriliyordu ve o gün kızım tüm gün benimle kalabiliyordu. Onun dışında onları göremiyordum tabii...

"Ben doktorun başka bir hastayla konuşmasını duydum da sonra ben de konuştum onunla. Dört beş aylık bir süreçten bahsetti. Tamamen dış dünyadan kopuk kimseyi görmeden ama sonra genelde hastalar toparlıyormuş." "Olmaz... Olmaz Nisa." "Ama neden?" "Gece ne olacak? Annesini görmeden olmaz..." "Ben de öyle düşündüm ama doktor onu da alabileceğimi söyledi. Yaşı çok küçük diye..." Barış gözlerime bakarken derin bir nefes aldım ve gülümsedim. "Her saniye yalnız kalmayacağız burada ona bakacak doktorlar, hemşireler de var. Ama ben iyi oldukça yanımda olacak."

"Asla olmaz Nisa. Gece'yi burada bırakamam onu aklından sil." "Ama neden?!" Gece dolu gözlerle bize bakarken derin bir nefes aldım ve onu öpücüklere boğup rahatlatmaya çalıştım. "Onun yanında bağırma Nisa." Barış'a bakarken derin bir nefes aldım. "Ben onun annesiyim ve ona ne iyi gelir çok iyi biliyorum." Gece içeriye yeni giren Yusuf amcasına bakıp ağlarken o da yanımıza gelmişti hemen. "Ne oluyorsunuz yine?" "Yusuf Gece'yi biraz gezdirir misin Nisa ile konuşmam gerek çünkü? Lütfen kardeşim." "Tamam da sakin olun... Saçmalamayın sakın."

Gece Yusuf'un kucağına gidince ona sarılıp ağlamıştı. "Oy kıyamam amcasının gülü, birtanesi gel bahçede kedi bulabilir miyiz diye bir bakalım." Onlar odadan çıkınca Barış'a baktım yeniden. "Ben aylardır ondan uzağım ve onsuz kalmak istemiyorum! Dört beş ay burada kalsa ne olur sanki?!" "Dört beş ay olacağının garantisi var mı?! Yok! Sen yoksun Gece de olmayacak aylarca! Bir kere bile sizi görmeyeceğim öyle mi?!" "Ya sorun ne?! Ben haftalarca uzak kaldım ondan Barış..." Ben ağlarken Barış da bana bakıp sinirle gülmüştü.

"Her gün getirdim onu sana. Her gün gördün... Ben hiç görmeyeceğim." "Bir kaç ay sadece... Hem burada güvende olacak..." "Nisa onun bir babası var. Onun bir babası varken neden burada tanımadığı insanlarla kalsın?! Ya birisi ona zarat verecek olsa... Hem o da beni özler... Özler ama söyleyemez." "Ondan ayrı kalmak istemiyorum artık ben!" Barış ağlarken derin bir nefes aldım ve sessizce bekledim onu. Bir yandan da derin nefesler alıp sakinleşmeye çalışıyordum. "Bu konuyu kapatalım. Böyle iyiyiz işte." "Değiliz! Ya bir gün bana yetmiyor!" "Tamam... Konuşurum sen iyi olduğun sürece hep geliriz."

"Barış bencilliğin zamanı değil..." "Bencil olan ben miyim? Ben bencil değilim Nisa..." Derin nefesler aldım. "Ben istiyorum bunu. Ya bana iyi gelecek biliyorum. Onsuz kalmak istemiyorum daha fazla..." "Ben sizsiz ne olurum peki? Sen yoksun, Gece yok. Ne zaman gelirsiniz bilmiyorum. Ziyaret yasak... Unutursa beni? Hem ben onu tanıdım. Ne zaman uyur, ne zaman uyanır, neden ağlar biliyorum... Bir hemşire mi bakacak kızıma? Nasıl güvenirim Nisa..?" "Emin ol daha güvende olur. Hiç çocuk büyütmemiş bir amca ve sinir hastası bir babayla kalmaktan daha kötü bir şey olamaz!"

"Doğru konuş! Ben onun yanında bir kez olsun sesimi bile yükseltmedim! Ona asla zarar vermem o benim her şeyim çünkü!" "Yarın geldiğinde onu almayacaksın! Eşyalarını hazırla getir! Kızımı almak için gerekirse seni bile öldürürüm! Onu çok özledim ve o burada kalacak! Gerekirse yıllarca!" "Yapma... Geceleri çok korkar o yalnız uyurken..." "Sus artık ya! Biraz da annesi ile kalsın bu kadar basit!" "Değil Nisa! Buna asla izin vermem! Bak tamam konuşurum haftada üç gün seninle kalsın... Ben de geceleri uyurken evimize alırım onu. Gece korkuyor minicik o..."

MECZUPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin