"Sen nasıl hâlâ burada olabiliyorsun?" Nefeslerimizi düzene soktuğumuzda Barış yanağımı okşayarak sormuştu bunu... Dudağına uzanıp uzunca bir buse kondurdum. Ben ondan yeni uzaklaşmışken beni kendine çekip dudaklarımızı birleştirmişti. Kalbim duracak sanmıştım bir an... Dudaklarımız yeniden ayrılırken başımı onun boynuna gömüp nefesimi düzene sokmaya çalışıyordum... Barış hafifçe kıkırdarken yüzüme yayılan gülümsemeyle sordum. "Niye gülüyorsun Barış?" "Nefeslerin... Tenimi gıdıklıyor." Ben de gülerken başımı çektim oradan.
"Neden kaldırdın ki şimdi başını?" "Ee rahatsız olmuyor musun?" "Hayır Nisa, seninle olan hiçbir şey rahatsız etmiyor beni. Aksine hoşuma gidiyordu." Güldüm. "Demek hoşuna gidiyordu koca kedim." Boynuna uzunca bir kaç öpücük kondurduğumda dudaklarımı orada gezdirmeye başlamıştım. O da gülerken bu hoşuma gidiyordu. Sonra ondan uzaklaşıp sakalları arasında dolandırdım parmaklarımı. "Hemşireye sordum, hani Sevgi abla var ya. Seni çok seviyor, seninle ilgili en hassas davranan o. Hatta ikimizle ilgili her şeyi ayarlayan o."
Barış'ın yüzüne bir gülümseme yayılmıştı. "Sevgi abla sever beni. Çok uzun zamandır tanıyor. Ben yurtta kalırken de orada çalışıyordu." "Yurt?" "Kimsesiz bir çocuktum ben Nisa..." "Babanla görüşmüyorsun onu biliyorum da peki ya annen? Ona ne oldu Barış?" Barış'ın gözleri dolarken ellerimi tuttuğunda her şeyi anlatacağını anlamıştım. "En başından anlatayım ben en iyisi..." Ellerim sakallarına çıktığında okşadığım yere bir de öpücük bıraktım. "Anlatmak istersen dinlerim yoksa kendini zorlama." "Her şeyi bir seferde anlatıp kurtulmak istiyorum Nisa'm." "O zaman dinliyorum sevgilim."
Yanağıma bir öpücük bırakırken gülümsedi. "İyi ki benimsin, benimlesin." "İyi ki seninim ve iyi ki seninleyim..." Barış gülümseyip derin bir nefes aldığında anlatmaya başlamıştı. "Annemle babam üniversitede tanışmışlar. Bazen bize benzetiyorum onları o yüzden korkuyorum... Annemin anlattığına göre daha ilk görüşte aşık olmuş babam anneme. Babam biraz adım atınca annem de karşılık vermiş ve sonuç olarak her şey çok hızlı gelişmiş. Çok kısa bir sürede evlenmişler. Sonra da ben doğmuşum." "İyi ki..." Yüzünde buruk bir gülümseme oluşmuştu.
"Babamda da öfke problemi varmış. Anneme bunu hiç yansıtmamış ama evde bir bebekle yaşamak onun sesini duymak onu epey çıldırtmış. Ben biraz büyüyünce de boşanmışlar." "O yüzden mi görüşmüyorsun babanla?" Başını iki yana sallarken gözleri epey dolmuştu. Elini tuttum güç olmak için. "Çok seviyorlarmış birbirlerini. Babam yeniden annemin peşinden koşmaya başlamış. Sonunda barışıp yeniden evlenmişler. Babamın durumu o sıralar çok iyi değilmiş yani ben de az çok hatırlıyorum neredeyse her gün krizler geçirdiğini... Annem benim de öfkeli bir çocuk olmamdan korktuğu için hep sakınırdı beni. Hep güzel bir şeyler gösterip oyalardı."
Derin bir nefes alırken akan göz yaşlarını sildi. Yanağına büyük bir öpücük kondurdum. "Zorlanıyorsan anlatma..." "Anlatmak istiyorum Nisa." Ellerimle yanaklarını kurulasam da yeni bir kaç damla yeniden ıslatıyordu orayı. Elimi uzattım ona güç olmak isteyerek. O da tutmuştu hemen. Sonra minnetle baktı gözlerime. "Seni seviyorum sevgilim. Ama lütfen ağlama, gözyaşlarına kurban olurum senin..." Yanağıma kondurduğu bir öpücüğün ardından dudağıma da uzunca bir öpücük bıraktı.
"Bir gün babam çok öfkeliydi. Annemle baya kavga ediyorlardı. Ben de o kadar korkmuştum ki Nisa. Bir dolabın içine sinmiş babam sakinleşsin diye bekliyordum. Sonra gürültüler arttı eve girip çıkanlar arttı. Yavaşça çıktım odadan. Annem yerde yatıyordu öylece babam başında deli gibi ağlarken her yerde kıpkırmızı kan vardı..." "Barış..." Barış sesi titreterek anlatırken ismini söylememle o anı yeniden yaşamış gibi ağlamaya başlamıştı. Sıkıca sarıldım ona. Diyecek bir şey bulamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MECZUP
Fanfictionİki hasta ruh birbirinde tedavi olabilir miydi? Kim bilir belki de her şeyin ilacı bazen zaman değil, seni sevecek bir kişidir. "Bu iyiydi işte. Seninle eğleneceğiz biz bundan eminim artık." "Burada fazla kalacağımı zannetmiyorum."