33.Bölüm

1.1K 103 252
                                        

Ertesi Gün Nisa'nın Ağzından ||

Bu hafta için son ziyaret günündeydik ve ben yine Barış'ı bekliyordum elbette. Yanağıma bir öpücük bırakırken gülümsedim. "Hoş geldin yaşam kaynağım." "Hoş buldum sevgilim." Barış yanıma otururken ona sıkıca sarıldım. "Çok güzel kokuyorsun kediciğim." Barış tatlı bir gülümsemeyle bana bakmıştı. "Gerçekten mi Nis?" "Gerçekten tabii. Dur bir saniye." Ellerimle saçlarını tarayıp şekillendirdikten hemen sonra dudaklarımızı birleştirdim. Kısa bir süre sonra ayrılmıştık. Bugün burası fazla kalabalıktı. "Bugün daha bir yakışıklısın, neden acaba? Kavuşmamıza az kaldığı için olabilir mi?"

"O zaman son dokuz günümüz mü kaldı şimdi?" Barış'a bakıp gülümsedim ve dudağına yeniden bir öpücük bıraktım. "Nihayet Baroska." "Çok özledim seni." "Ben de çok özledim." Barış beni kendine çekerken yutkundum. Ama tek bir hamle bile yapmayıp sadece beni izledi uzunca bir süre. Sonra bakışlarını benden çekmişti. Elini karnımda hissedince gülümsedim. Orayı okşadı bir süre. Eğilip bir şeyler fısıldasa da duymadım. "Ne dedin ki?" "Ama ikimizin arasında." "Allah Allah bak sen..." Barış karnıma bir öpücük kondurduğunda gülümsedim. "Sence beni seviyor mu?  Yani sen hissedermişsin. Öyle diyordu." Barış'ın yüzünü okşayıp güldüm. "Nerede öyle diyordu?"

"İşte kitapta." Yüzüme kocaman bir gülümseme yayılmıştı. "Sen bebeğimizle ilgili kitaplar mı okuyorsun?" "Yani... Sana yardımcı olmam gerek değil mi?" "Seni seviyorum Baroska." "Ben daha çok seviyorum." "Hadi oradan." "Öperim seni bak." "Öpsene." Barış dudaklarımızı birleştirirken bu kez nerede olduğumuzu unutmuş gibi uzun uzun öptük birbirimizi. Nefeslerimiz bizi zorlandığında uzaklaştık birbirimizden. Ben Barış'ın yüzünü okşarken bana bakıp gülümsedi. "Bugün bebeğimize sözüm var onunla ilgileneceğim." "E ilgilen bakalım. Nisa napsın ancak bekler zaten." Barış kararsızca bir bana bir karnıma bakarken bakışlarımı çektim ondan. Ben de ilgi bekliyordum.

"Nisa..." "İlgilen bebeğinle Barış bak burada." Elini karnıma götürdüm ve ona bakmamaya devam ettim. "Ama ben..." "Benimle konuşma, bebeğinle konuş." "Ama sen de benim bebeğimsin." "Konuşma benimle Barış." Barış ona bakmamı sağladığında derin bir nefes aldım. "Şuan ilgisiz bir eş ya da sözünü tutmayan bir baba olmamı istiyorsun benden. Hangisini seçmeliyim sence?" "Hiçbirini." "Bence de. Ama bunu nasıl başaracağımı bilmiyorum. Şöyle mi yapsak acaba?" "Nasıl?" Beni diğer tarafa çevirirken sırtımı bedenine doğru yasladı. Elleri arkamdan sarıp karnımı bulurken saçlarıma ve yanağıma bıraktığı öpücüklerle gülümsedim.

"Şimdi iki bebeğim de kollarımın arasında. Mutlu musunuz?" "Çok." Barış yanağıma uzun bir öpücük kondurduktan sonra parmakları karnımı okşamaya başlamıştı. "Nasılsın bebeğim anneni üzmüyorsun değil mi? Sakın üzme onu. O bu dünyadaki her şeyden daha değerli, çok kıymetli." "Gerçekten öyle miyim?" "Öylesin tabii sen ne sandın?" Barış'ın bir elini tutup dudağıma götürdüm ve uzunca bir öpücük kondurdum. "En çok beni seviyorsun değil mi?" Kulağıma yaklaşıp fısıldarken kocaman gülümsedim. "Sen benim en kıymetlimsin ama size olan sevgimi kıyaslayıp bebeğimizi üzmeyelim olur mu?"

Ona bakıp gülümsedim. Hafifçe ona dönüp dudağına minik bir öpücük kondurdum. "Ben de seni seviyorum. Çok hem de. Sen harika bir baba oluyorsun. Hatta keşke daha önce olsaymışsın." Bir süre durduktan sonra duraksayıp Barış'a baktım. "Daha önce olamazdın, ben yoktum çünkü. Öyle değil mi Barış?" Sakallarını okşayıp yanaklarını sıkarken kedi gibi bakıyordum ona. O da bana bakıp bir iç çekmişti. "Bunu gerçekten sormana bile gerek yok bence." "Ben olsam olur muydun?" "Baksana istemesem de oldum o zaman da olurmuşum demek ki." Yüzüme saçma bir sırıtış yayılırken güldüm. "Ben o günü çok iyi hatırlıyorum."

Barış utanıp kızarırken güldüm. "Böyle minicik bir zamanımız vardı." "Nisa böyle kalabalık ortamlarda özelimizi konuşmamalısın." Ben gülerken Barış gerilmişti tabii. Elimi göğsüne koyarken panikle geri çekmişti kendini. Ben küçük bir kahkaha atarken Barış da tamamen masaya dönmüş benimle olan temasını kesmişti. "Barış tamam yemeyeceğim korkma." "Nisa ayarlarımı bozuyorsun benim şuan. Bak buraya gelirken planladığım her şey uçtu şuan aklımdan." "Tamam, özür dilerim. Hadi bebeğinle ilgilen gel." Bana bakarken kocaman bir gülümseme yayılmıştı yüzüme. O da gülümsediğinde karnıma yerleştirmişti elini.

MECZUPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin