"Nisa niye ağlıyorsun ben bir anlasam..." Ben ağlarken Barış bana sıkıca sarılmıştı. "Bebeğimiz büyüyor." "Evet Nisa'm ve bu güzel bir şey." Yusuf bana bakarken Barış'tan uzaklaşıp gözyaşlarımı sildim. "Yusuf ya sen bakma bana." "Tamam yenge bak kapattım gözlerimi." Lale ve Barış anlamsız gözlerle bana bakarken derin bir nefes aldım. "Bugün senin doğum günün yani sen de büyüyorsun." "Yenge o zaten büyümüştü. Yaşlanıyor artık." "Sen de aç gözünü tamam yazık sana da. Barış yazık ona." Ağlamam şiddetlenirken derin bir nefes aldım.
Barış bana bakarken Yusuf da gözlerini açmıştı. "Bebeğimiz ve Barış büyüyor ben artık kime minik diyeceğim?" "E unuttun mu kedilerimiz var aşkım?" Göz yaşlarımı silip Barış'a baktım. "Aa evet kedilerimiz var. Lale biz kedi aldık biliyor musun? Hem de beş tane. Ya çok sevimliler." Üçü de bana tuhaf bir şekilde bakarken Barış'a sığındım. "Noldu Barış?" "Valla hızına yetişemiyoruz Nisa." Bir süre sessizce durup Barış'a baktım. "Beni niye hiç öpmedin bugün?" "O nereden çıktı şimdi?" "Lale varken neden öpmüyorsun beni?"
Barış'a ters bir bakış attığımda dudaklarıma minik bir öpücük kondurmuştu. "Oldu mu sevgilim?" "Olmadı." Bu kez daha uzun bir öpücük kondurmuştu. "Şimdi?" "Olmadı daha kocaman öp. Yanağımı da öp, boynumu da..." Barış dudağıma uzun bir öpücük kondurduktan sonra yanağıma da kocaman bir öpücük kondurmuştu. Boynuma minik öpücükler bırakırken kıkırdadım. "Oldu sanırım." "Oldu ama omzumu da öper misin?" Dudaklarımı büzerken sesim de bebek gibi çıkmıştı.
Barış dudaklarıma bakıp derin bir nefes aldığında gülümsedim. "Öperim küçük hanım." Omzuma minik bir öpücük kondurduğunda gülümseyip ona sarıldım. "Yaa şuna bakın nasıl sevimli bir kocam var. Minnoş kedi. Pofuduk." "Nisa ya... Kocaman adamı nasıl seviyorsun?" Barış'a bakıp güldüm. "Hayır miniciksin." Yusuf gülerken Barış'a daha sıkı sarıldım. "Oyy minik kediciğim. Ben ne istersem yaparmış. Çok da tatlıymış yanakları..." Yusuf kahkaha atarken ona ters bir bakış attım. "Biz bu adamı sinir hastası diye kliniğe yollamıştık. Şu hale bak."
"Aşkım kız ona dalga geçmesin seninle." "Yusuf konuşmaya devam edersen senin bakılacak halin kalmayacak." "Karın izin verirse görüşürüz kardeşim." Barış'ın saçlarını okşayıp gülümsedim. "Barış baba olduğu için kavgadan, tehlikeden uzak. Ama ben onun yerini alabilirim istersen." Yusuf'a ters bir bakış attığımda Barış da kollarımın arasından çıkmıştı. "Nisa ben bebek değilim, ben babayım." "Hayır bebeksin. Sen hep bebeğimsin. Yat dizime bebek." Barış bana bakarken omuz silkmişti. "Bebek değilim ben büyüdüm." "Bebeksin." "Büyüdüm." "Bebeksin." "Büyüdüm Nisa."
"Bebek gibisin. Büyüdüysen göster hadi." Karnımı gözüyle işaret ettiğinde yanaklarım kızarmıştı. "Yaa o sayılmaz ama." "Valla hayretle izliyorum şuan. Lale ne dersin bu ikisi için bir klinik şart mıdır?" "Bence Nisa şuan sana saldırabilir." Lale'yi başımla onayladım ve Barış'a döndüm. "Sen de bebek olmasan bile bebek gibisin!" "Hayırdır? Bağırma bana!" Barış'a ters bir bakış atıp ondan uzaklaştım. Yusuf'a baktığımda gözleri kapalı bir şeyler diyip bize üflüyordu. "Napıyorsun?" "Nazar değmesin diye okuyup üflüyorum yengecim."
Lale gülerken ona baktım. "Ya Nisa çok tatlısınız." "Ben ona küstüm bir kere. Artık o tatlı değil." "Ha öyle yani. Ben bir kere tatlıyım." "Ben sevdiğim için tatlıydın, artık değilsin." "Öyle olsun. Bir bakarsın başkası beni sevmiş başkasının tatlısı olmuşum." "Ben zaten tatlı sevmem ıy, git." "Giderim ama." "Git." "İyi gittim." Barış kalkıp giderken derin bir nefes aldım. "Başkası seni sevmez bir kere." Lale kalkıp peşinden giderken ona baktım. "Yusuf..." "Söyle yengem." "Yusuf kalk yoksa yengelerin karışacak. Kalk gidelim." "Ne diyorsun yenge anlamıyorum."
"Lale ve Barış diyorum. Ne peşinde bir bakalım diyorum. Boynuzlarım çıkmasın diyorum." "O olmaz yenge yok artık." "Kalk baskına gidelim." Yusuf'u elinden tutup peşimden sürüklerken bir kenara geçip Barışları izlemeye başladım. "Bak aynı masada oturuyorlar." "Çünkü farklı masalardan konuşamazlar Nisa." "Duyamıyorum ki..." Yusuf çaresizce yanımda beklerken bir süre orada durduk. "Hii çok yakışıklı güldü. Yusuf biz sevişirken de böyle gülüyor bazen." "E ama Nisa yuh yani." "Ne ya sevişen bir Barış görmediğine göre bilgi vermem gerek." "Görmeyeyim de mümkünse."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MECZUP
Fanfictionİki hasta ruh birbirinde tedavi olabilir miydi? Kim bilir belki de her şeyin ilacı bazen zaman değil, seni sevecek bir kişidir. "Bu iyiydi işte. Seninle eğleneceğiz biz bundan eminim artık." "Burada fazla kalacağımı zannetmiyorum."