Bir Ay Sonra Nisa'nın Ağzından ||
Gece ve Barış oyun oynarken ben de bizim için tatlı hazırlıyordum. Heyecanla bir o yana bir bu yana yürüyüp duruyorlardı. Ah Barış kızımız için o kadar oyun moduna giriyordu ki... Bazen çay partileri yapıyorlardı, bazen beni canavarlardan kurtarıyorlardı. O bebeğine öfkesiyle zarar vereceğini sanan adamdan eser yoktu. Gece onunla mutluydu. Biz ise bazen kavga ediyorduk... Ama eskisi kadar öfkeli değildi. Gece onu uysallaştırmıştı. İkisi yorgunca uzanırken tatlıları ve içecekleri bir tepsiye koydum. "Hadi bakalım bahçede keyif yapalım biraz." "Hii napıyorsun Nisa?"
Barış bana bakarken gergince kendimi süzdüm. "Özür dilerim ama ne yaptım ki?" Gelip elimdekileri alırken bana bakmıştı. "Kendini yormak yoktu hani?" "Yormadım." "Ağır şeyler taşıma." "Niye hamile miyim?" "Hayır ama o mükemmel kolların ağrıyabilir." Gece'yi kucağıma alıp gülümsedim. "Abartmayacaktın, anlaşmıştık." "Sana kıyamıyorum." "Ben bu tombul yanaklımın hızına yetişiyorum başka da kimse yoramaz beni. Bak bir de sen..." "Ya ben sadece sana kıyamıyorum." Yanağına uzun bir öpücük kondurdum ve gülümsedim. Ardından Gece ile beraber dışarı çıkıp onu beklemeye başladım. O da kısa sürede gelip yanıma oturmuştu.
Tepsiyi bırakırken omzuma öpücükler bırakmaya başlamıştı. Yutkundum. Ona teslim oldum. Tenimi yüzlerce kez öpmesine izin verdim. Ona değer verdim. "Nis..." "Barış... Gece burada." "Annesini öpüyorum. Kötü şeyler yapmıyorum." Dudaklarıma minik bir öpücük kondurduğunda yüzünü sarıp gülümsedim. "Uysal kedim benim." Gece kıkırdarken ona baktığımda prensesimin çatala ihtiyaç duymadan pasta yiyebildiğini de görmüş oldum. "Ya annem benim... Neyse ye bebeğim ye... Oh bal yanak.... Ne yapalım yedikten sonra bir duş alırız." "Ben de gelirim." "Arsızlık etme. Çocuğun yanında o olmaz."
Barış gülerken Gece pastayı onunla paylaşmak istediğinde suratına yediği pastayla derin bir nefes aldım. Gergince bir nefes aldığında Gece'yi biraz kendime çekmiştim ki kahkaha atmaya başladı. Gece de gülerken bana baktığında kocaman gülümsedim. "Babayı pasta yaptık kızım gördün mü?" "Baba..." Gece heyecanla minik poposunu sallamaya başlamıştı. Bu onun bedeninde çok mutluyum, mutluluktan dans ediyorum demekti. Barış'ın yüzünü silip dudağına minik bir öpücük kondurdum. "Hmm çikolatalı Barış. Bayılırım." Barış gülümserken yüzünü okşadım ve yanağına uzun bir öpücük kondurdum.
"Baya tatlısın oh..." "Ya sen? Sen ne kadar tatlısın biliyor musun?" "Biliyorum. Ya Barış şu tombul bebeğe bakar mısın? Fazla tatlı bu." "Ee annesinin kızı." "Bence senin kızın. Sana çok benziyor." "Hayır ikimize de benziyor. Suratına bak... Gece bir tane öpebilir miyim babam?" Gece babasına şaşkınca bakarken bir öpücük kaptığında heyecanla alkışlamıştı. Gülümsedim. "Beni de..." "Sana doyamıyorum zaten ya..." Barış dudağıma uzun bir öpücük kondurduğunda gülümsedim. "Bir daha..." O da yeniden öpmüştü. Gece'miz hareketli hareketli dolanıyordu. Kedilerle oynuyor, babasıyla uğraşıyordu. Çok tatlıydı benim miniğim. Yeni yeni yürümeye başlayan dengesiz adımlarıyla tombul sevimli bir bebek...
...
Gece uyurken Barış ile bahçede oturuyorduk. Aniden beni kendine çekip kucağına aldığında gülümsedim. "Film mi izlesek?" "Yaa... Hayır. Bugün çok yorgunum. Gece'miz zaten sabaha kadar hiç uyumadı. Sana da kıyamadım..." "Off... Özlemiştim." "Ben de özledim. Ama bir ömür beraberiz." "Kızımız da büyüyor. Enerjisini atmak için bir çevreye ihtiyacı var. Arkadaşlara... Ya da bir kardeşe." Kulağıma fısıldadığı sözlerle gülümsedim. "Kardeşe mi?" "Kızımız büyüdü sevgilim. Ve ikinci bir çocuğa bakabilecek durumumuz da var. Sen de hazırsan ben hazırım yani..." Onu süzüp gülümsedim. "Baba olmayacağım diye öfkelenen, adeta deliren sevgilime ne oldu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MECZUP
Fiksi Penggemarİki hasta ruh birbirinde tedavi olabilir miydi? Kim bilir belki de her şeyin ilacı bazen zaman değil, seni sevecek bir kişidir. "Bu iyiydi işte. Seninle eğleneceğiz biz bundan eminim artık." "Burada fazla kalacağımı zannetmiyorum."