"Ne olursa olsun değil mi Nisa?" "Ne olursa olsun. Sen de yeter ki inan buna." "İnandığım herkes beni hayal kırıklığına uğrattı, sen de onlardan olma lütfen Nisa. Seni de kaybedemem ben." "Beni kaybetmeyeceksin, düşünme bunları." Dudaklarımız birleşirken bana olan şefkatini hissediyordum tüm vücudumla. Dudaklarımız ayrılırken Barış'ın fısıldamaya benzer sesiyle gülümsedim. "Uyuyalım mı Nis? Yarın sabah uykunu bölmek zorunda kalacağız zaten." "Uyuyalım sevgilim. Seninle bir geceden sonra emin ol sabah sıkıntı bile değil."
Barış ellerimden tutup beni kaldırdığında da boynuma uzunca bir öpücük bırakmıştı. Nefesimi tuttum bu süre boyunca. Her dokunuşu beni heyecanlandırıyordu. "Sana söz veriyorum bir daha benim yüzümden ağlamaman için elimden ne gelirse yapacağım." Ellerim yüzünü sararken dudaklarına uzunca bir öpücük kondurdum. "Seni seviyorum ve seni bulduğum için çok şanslıyım." "Ben çok daha şanslıyım. İyi ki benimlesin." Beraber yatağa uzanırken biraz gerilmiştim nedensizce. Başımı göğsüne yaslarken kokusunu derin derin içime çektim. Gözlerimi kapatırken belki de ömrümün en huzurlu uykularından birine bırakmıştım kendimi.
...
Sabah uyandığımda kendi odamdaydım. Saat neredeyse öğlen yemeği saatine ulaşırken buraya nasıl geldiğimi anlamaya çalışıyordum. Başıma büyük bir ağrı saplanırken pencereyi açıp biraz hava almaya karar verdim. Yemekhaneye gidene kadar biraz nefes alıp ağrılardan kurtulmaya çalışıyordum. Nihayet yemek saati geldiğinde hızlı adımlarla yemekhaneye ilerlemeye başlamıştım. Barış'ı görmek bana iyi gelecekti sanırım. Bir hemşire yanıma geldiğinde duraksadım. "Daha iyi misin Nisa'cım?" "İyi miyim? Ne oldu ki bana?" "Hatırlamıyor musun?" "Neyi? Ben hiçbir şey anlamıyorum." Sıkıntıyla bir nefes verirken olanları anlamaya çalışıyordum.
"Tamam, sen yemeğini ye biz seninle biraz konuşalım en iyisi." "Ne oluyor ben hiçbir şey anlamıyorum." "Sorun yok Nisa, dün gece fenalaştın sadece." "Barış? O nerede? Merak etmiştir beni." "Yemekhaneye inerken gördüm daha bir kaç dakika önce." Başımla onayladım onu ve hızlı adımlarla yemekhaneye gittim ben de. Gözlerim onu ararken bedenime sarılan kollar ve o tanıdık koku ile gülümsedim. "Çok korktum Nisa." "Korkma bak iyiyim ben." Barış benden uzaklaşırken etrafa bakınıp bakışlarını kaçırmıştı benden. Elleri saçları arasında gezinirken konuştu. "Pardon ya ben seni öyle iyi görünce heyecanlandım."
"Sorun değil Barış. Herkes istediğini düşünsün umurumda değil. Yemeklerimizi alırken masaya ilerliyorduk beraber. "Bu arada dün için teşekkür ederim. Ben içimdekileri bu kadar güvenip kimseye anlatamadım. Seninle paylaşmak iyi geldi, sana nedensizce güveniyorum Nisa." "Barış... Ben dün ne zaman fenalaştım? En son seninle beraber uyduğumuzu hatırlıyorum." "Odadan çıktıktan sonra oldu bir anda. Çok korkuttun beni. Ama vücudun ilaçlara alışık olduğu için bir anda bırakmak dengeni bozmuş sadece." "Ben anlamıyorum. Dün biz beraberdik ne zaman niye gittim ben?.. Barış ben kafayı yiyorum galiba."
"En son yemeğe inmedim ben işte. Sen de inmemiştin. Odama geldin sonra (*unutanlar için:8.Bölüm)." Güldüm. "Barış ya o kadar geriden anlatmana gerek yok tabii ki." Barış bana gülümseyerek bakarken gülümsedim ben de ona. "Çok güzelsin biliyor musun?" "Yaa." Bakışlarımı ondan kaçırırken gülümsedim. "Sonra konuştuk işte hemşireler geleceği için senin gitmen gerekti. Çıkınca da bayıldın bir anda Nisa." Kaşlarımı çatıp Barış'a baktım. "Biz izin almıştık ama ben niye gittim ki?" "Ne izini Nisa? Kim bize niye izin versin ki?" Derin bir nefes aldım. Şuan olan hiçbir şeye anlam veremiyordum.
"Nisa sen iyi misin acaba?" Barış ateşime bakarken yutkundum. "Barış bana en başından dünü anlatır mısın?" Barış beni başıyla onayladı. "Dedim ya işte ben yemekhaneye inmedi..." "Barış dünü soruyorum." "Ben de dünü anlatıyorum işte Nisa. Sen gerçekten iyi misin ya?" "Şakaysa komik değil Barış." "Nisa hemşireyi çağırmamı ister misin?" "Hayır tabii ki iyiyim ben..!" "Bağırma bana Nisa! Ben ne yaptım şimdi sana?!" Derin bir nefes aldım. Barış da aynı şeyi yaparak sakinleşmeye çalışıyordu. Elini tuttum sıkıca. Bana anlamsız gözlerle bakarken gözlerine baktım.
"Özür dilerim. Tamam derin nefesler al tamam mı?" Barış gözlerini kapatıp sakinleşmeye çalışırken ona aldığım nefeslerle eşlik ederek yardım etmeye çalışıyordum. "Daha iyi misin?" Beni başıyla onaylasa da emin olamadım. Yine etrafa göz atıp yanağına bir öpücük kondurdum. "Özür dilerim, bağırmamam gerekirdi. Sadece berbat bir sabaha uyandım ve ne olduğunu asla anlamıyorum." "Dün öğlen geldin yanıma Nisa. Sonra biraz oturduk ve ben yiyecek bir şeyler ayarladım bize. Beraber yedik. Sonra Aycan'ı sordun bana. Ben yine öfkemi kontrol edemedim." "Çok saçma... Hayır Barış."
"Ne saçma Nisa? Bak sen gerçekten iyi gözükmüyorsun." "Değilim galiba. Ya da sen değilsin." Derin bir nefes alırken Barış bana endişeyle bakıyordu. "Biz sevgili olduk Barış. Dün gece tüm hayatını anlattın bana. Bi-biz birlikte uyuduk ve sen bunların hiçbirinden bahsetmiyorsun." "Güzelim dün konuştuk evet ama bizim aramızda hiçbir zaman öyle bir şey olmadı. Ben... Sen... Off Nisa nasıl desem ben seni seviyorum evet ama aramızda öyle bir şey olmadı. Ben senin beni sevebilme ihtimalin olduğunu bile sanmıyorum." "Barış... Ben deliriyorum galiba." Derin bir nefes alırken olanları anlamaya çalışıyordum.
"Sorun yok Nisa derin nefesler al. Her şey yolunda güzelim ve ben yanındayım." Kollarımı ona doladığımda gözyaşlarıma engel olamadım daha fazla. "Barış... Her şeyin saçma bir şaka olduğunu söyle lütfen." "Nisa..." Kokusunu derin derin içime çekerken yüzünü sardım avuçlarımla. Gözlerinin içine bakarken ne hastanedeki kurallar ne de başka bir şey umurumda değildi. "Barış, ben deliriyorum galiba." "Hayır güzelim, ilaçlar kafanı karıştırmış sadece birazcık. Ama hepsi geçecek hepsini aşacaksın söz veriyorum." "Her şey gitsin ama sen gitme." Barış gözlerime bakarken ne demek istediğimi anlamaya çalışıyordu. "O şey neydi bilmiyorum. Kafa karışıklığı, rüya ya da başka bir şey ama sen gitme olur mu? Barış seni seviyorum."
Barış'ın dudaklarına doğru yöneldiğimde durdurdu beni. "Nisa..." "Barış?" "Nisa. Zihnini gerçeğe açman gerek artık." "O ne demek şimdi Barış? Seviyorum seni demiştin..." "Nisa ben sadece zihnindeki bir hayalden ibaretim. Hayatını kendi yarattığın bir hayaletle geçiremezsin." "Şaka değil mi bunlar? Sen buradasın işte Barış, dokunuyorum sana. Hissediyorum seni." "Öyle olduğunu düşünüyorsun sadece. Artık beni özgür bırakman gerek Nisa." Başımı iki yana salladım. Deli gibi korkuyordum ve asla ne olduğunu anlamıyordum. Barış'a dokunmak istediğimde onu hissedemememle beraber berbat bir korku kapladı içimi. Ben gerçekten tamamen delirmiştim artık.
Barış diye birisi gerçekte hiç var olmamış mıydı yani? Bunca zaman yaşadığım onca güzel şey bir hayalden mi ibaretti? Düşünceler içinde dolanırken gözlerim kararmaya ve başım dönmeye başladığında Sevgi Abla korkuyla bakıyordu bana. "Nisa iyi misin birtanem?" Başımı iki yana salladıktan sonra bedenimi taşıyamayıp öylece yere yığılırken endişeli sesini duyuyordum ama asla tepki veremiyordum. Hemşirelerin geldiğini hastaneye gittiğimi her şeyi fark ediyor ama vücudumu da sesimi de asla kontrol edemiyordum. Tüm bu olanlar da neydi şimdi?
...
Gözlerimi aralarken kendimi hastane odasında bulmuştum. Buraya nasıl geldiğim hakkında tek bir fikrim yoktu. Saat neredeyse gece yarısını bulurken hâlâ neler olduğunu anlamaya çalışıyordum. Başıma büyük bir ağrı saplanırken pencereyi açıp biraz hava almaya karar verdim. Neler oluyordu bana? Neyle savaşıyordum ben? Kapı açıldığında içeri bir doktorla Sevgi abla geldiğinde hemen onlara baktım merakla. "İlaç zehirlenmesi ama önemli bir şey yok." "Nasıl yok? Be-ben olmayan şeyler görüyorum kafamda farklı bir dünya kurmuşum. Ben..." "Sakin ol Nisa'cım. Buradan çıktıktan sonra hepsini dinleyeceğim söz veriyorum."
Merhaba 🖤
Enteresan ve beklenmedik bir bölümle geldim değil mi? Kafanız epey karıştı ama bir sonraki bölüm Nisa ile siz de kurtulacaksınız sorulardan 🙃
Bölüm çabuk gelsin isterseniz bol yorum yapmanız ve bana yeni bölümü yazmam adına minik bir zaman tanısanız yeterli ❤
Hepinizi seviyorum ve destekleriniz için teşekkür ederim iyi ki varsınız 😘
Gelecek kesiti ve bu sahnelerden sonra bence kafanız epey bir karıştı ;) ama sorun yok her şey kontrol altında ve olması gerektiği gibi 🤗
Yorumlarda gevezelik için bekliyor olacağım 😌
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MECZUP
Fanfictionİki hasta ruh birbirinde tedavi olabilir miydi? Kim bilir belki de her şeyin ilacı bazen zaman değil, seni sevecek bir kişidir. "Bu iyiydi işte. Seninle eğleneceğiz biz bundan eminim artık." "Burada fazla kalacağımı zannetmiyorum."