64.Bölüm

843 93 200
                                    

"Yemek kokusu mu alıyorum ben?" Gözlerimi açıp etrafa bakınırken karnıma bakıp gülümsedim. "Babacık bize çok güzel yemekler hazırlamış sanırım anneciğim." Elimi yüzümü yıkayıp mutfağa gittiğimde Barış'ı izleyip gülümsedim. "Aşkım." Başta irkilse de bana bakınca gülümsemişti. "Nisa'm. Papatyam uyandın mı?" Barış'ın yanına gidip kollarımı sardım boynuna. "Yemek kokusuna uyandım babişko." "Bak ya..." "Ne yaa babişko değil misin?" "Değilim." "Hayır öylesin." "Ama senin babişkon değilim." "Olsun babişkosun."

Barış bedenimi masaya yönlendirirken yanağımı ısırmıştı. "Otur bakalım baş belası." "Baş belası değilim ben." "Benim başımın belası değilsin." "Evet değilim." Barış'ın dudağına uzun bir öpücük kondurdum. "Çok tatlıyım." "Fazla." "Beni  öpmek istiyorsun." "İç sesimi okuyorsun sanırım." Barış dudaklarıma uzun bir öpücük kondurduğunda gülümsedim. "Fazla tatlısın." "Yeniden öp o zaman." Dudaklarımı saran dudaklarına eşlik ediyordum bu kez. Benden uzaklaşıp yüzümü okşamıştı. "Önce yemeğinizi yiyin fındık faresi." "Ve minik kızı." Beni başıyla onaylarken gülümsedim. "Ve de minik bebeği Barış."

Barış kollarımın arasına girip başını karnıma yaslarken gülümsedim. "Bazen eski Nisa'mı özlüyorum." Derin bir nefes alıp Barış'a baktım. "Ne gibi?" "Eskiden beni dinlerdin. Dertlerimin ne kadar geride kaldığını kollarının arasında hissederdim. Seni korumak için her şeyi yapabileceğimi sanardım. Şimdi ise kendimi düşünmüyorum bile. Çünkü her anımı sen aldın. Bebeğimiz için ne yapmalıyız, Nisa için ne yapmalıyım? Ben bunları düşünürken sen yeni şeyler çıkarıyorsun. Mantıklı, zeki, minik sevgilimi özledim."

"Ama..." "Ama sen isteyerek yapmıyorsun. Biliyorum sevgilim. Ama geçecek. Bebeğimiz doğunca tüm bu hormonlar normale dönecek ve ne istersen içebileceksin, yiyebileceksin, rahatça hareket edebileceksin Abartmamak şartıyla tabii." Barış'ın saçlarına uzun bir öpücük kondurdum. "Eski Nisa sana dönecek söz veriyorum." "Ben de seni seviyorum Nisa. Öyle ya da böyle seviyorum. Sen benim biricik tatlı aşkımsın." "Sen de öylesin. Benim tek aşkım." Barış yemekleri getirdiğinde beraber yemek yemiştik.

...

"Yaa Barış..." Yatakta uzanmış Barış'ı izlerken o da gülmüştü. "Ne Barış?" "Ben uyumak istemiyorum." "Bedenin yoruldu Nisa. Neredeyse sabah oldu." "Biraz daha ilgilen ama benimle." Boynumu emerken derin bir nefes aldım ve kollarımı bedenine dolayıp onu kendime çektim. Yemekten sonra ben resim çizerken beni izlemişti. Sonra ise ben istediğimi elde etmiştim elbette. "Güneşin doğuşunu izleyelim mi?" Barış yüzüme bakarken gülümsemiştim. Dudağıma uzun bir öpücük kondurduğunda bedenini okşayıp gülümsedim. "İzleyelim aşkım." Dudaklarımı okşarken derin bir nefes aldım.

"Ama üzerini giyme. Belki fikrin değişir de devam ederiz." Barış bedenimi sıkıca kavrarken yerlerimizi değiştirip beni üstüne almıştı. "Devam mı ederiz? Yorulmadın mı sen?" Barış'ın tenine doğru uzun bir nefes verirken gülümsedim. "Seni öyle çok özledim ki aşkım. Sanki yıllardır dokunmadık birbirimize." Barış yanağıma uzun bir öpücük kondurduğunda gülümsedim. "Üzerini giy ama. Bugün için yorduk o güzel bedenini." "Bugün için..? Yani yarın..." "Kendini iyi hissedersen." Barış'tan uzaklaşıp banyoya doğru ilerlerken güldüm. "Gelmezsen düşebilirim o yüzden sen de gel."

3 Ay Sonra Barış'ın Ağzından ||

Yatakta oturmuş Nisa'yla Gece için aldığımız şeylere bakıyorduk. Acıyla inlediğinde ona baktım telaşla. Bana belli belirsiz gülümserken ona bakmayı sürdürdüm. "Sancın mı var?" Başını iki yana sallarken acıdan yüzü kasılmıştı. Sancısı vardı tabii. "Nisa bana doğruyu söyle..." Gergince ona bakarken başını iki yama sallayıp acıyla yatağa bırakmıştı kendini. "Bugün doğsun istemiyorum." "Nisa..." "Şşş geçecek şimdi Barış." "Nisa saçmalama gidiyoruz hemen!" Panikle ayağa kalkıp hızlıca üzerimi giyerken Nisa da ağlıyordu. "Bugün olmaz, hayır..."

MECZUPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin