17.Bölüm

1.3K 102 285
                                        

Sevgi ablanın yanına geldiğimde mümkün olduğunca sakinleşmiştim. Yanına oturduğumda bana sıcacık gülümsemişti. "Anlatacak gücün varsa anlat Nisa'cım, seni zorlamıyorum." "Sevgi abla benim kafam çok karışık ve bunu biriyle paylaşmam gerek." Sevgi abla elimi tutup sıcacık gülümsemişti bana. "Gözlerimi açtığımda kendi odamdaydım... Her şey çok gerçekti. Yemek saati geldiği için odadan çıkıp yemekhaneye iniyordum. Hemşirelerden biri nasıl olduğumu sordu ama ben hiçbir şey hatırlamıyordum."

Derin bir nefes aldım. "Barış'ın yanına gittim ama o şeyi hatırlamıyordu. Şey..." "Sevgili olduğunuzu?" Sevgi ablayı başımla onaylarken yanaklarım kızarmıştı. "Yani o hatırlamıyor zannettim ben ama aslında öyle bir şey hiç olmamıştı. Ben şaşırdım tabii. Korktum da. Sonra bir anda Barış yok oldu. Barış diye biri hiç var olmamıştı. Sevgi abla ben Barış'sız yaşayamam ki." Gözlerim yeniden dolarken Barış'ın gerçekten var olduğunu bilmek içimi rahatlatıyordu.

Sevgi abla bana sıkıca sarıldı ve saçlarıma öpücükler kondurdu. "Şimdi bana bizde  sakladığın o ilaç kutusunu ya da kutularını teslim etmeni istiyorum Nisa. Sana ne kadar zarar verdiklerini görüyorsun." "Ama be..." "Nisa'cım lütfen birtanem. Bak anlaşalım, sen bana ilaçları teslim edersen Barış'la beraber kalmanız konusunda yardımcı olurum." "Ama bu çok cazip bir teklif, kabul ediyorum." Sevgi abla gülerek bana bakarken birlikte benim odama geçtik. İlaçları sakladığım yerden çıkarıp ona verdiğimde gülümsedi. "Bir tane daha olduğunu biliyorum Nisa'cım." Sıkıntıyla bir nefes verdim ve o ilaç kutusunu da Sevgi ablaya uzattım.

"Artık Barış'ın yanına gidebilir miyim?" "Öğlen yemeğinden sonra gidebilirsin çünkü onun da dinlenmesi gerek Nisa'cım." "Bir sorun mu var yoksa? Yine kriz mi geçirdi? Benim yüzümden mi?" "Hayır birtanem sorun yok. Sadece tüm gece uyuyamadı bırakalım o da dinlensin değil mi?" Başımı iki yana salladım. Gözlerim dolmuştu. "Bir şey olmuş. Bir şey oldu ve siz benden saklıyorsunuz. Yoksa izin verirdiniz yanına gitmeme, benim kollarımda dinlenirdi." "Bir şey olmadı. Dedim ya sadece dinlenmesi gerek Nisa'cım." "Onu görmeme izin verin o zaman. Söz veriyorum çıtımı bile çıkarmam." Sevgi abla benden gözlerini kaçırmıştı.

Bir şey olduğu belliydi. Sorun şuydu ki ne olmuştu? Çok mu ciddiydi? Sevgi abladan bir cevap alamayınca hızlıca kolidora çıkıp Barış'ın odasına yöneldim ki Sevgi abla beni durdurmadan odaya girip kapıyı kilitlemiştim. Barış uyuyordu evet ama kolunda takılı olan bir serumla. Yanına gidip elini tuttum hemen. Ellerim saçlarını sararken gözlerini açtı. Mavileriyle buluşunca yutkundum. "Barış..." Yanağını okşadığımda bir kediye dönmüştü âdeta. Yatakta biraz yana kaydığında beni kollarının arasına çağırmıştı. Çok halsizdi, gözleri kıpkırmızıydı, sessizdi. Yanına geçtim hemen. Çenesine bir öpücük bırakırken elimle gözlerini kapattım. "Dinlenmemiz gerek biliyorum Barış. Ama kokundan uzak kalmak istemiyorum."

Barış derin bir nefes alırken beni kendisine çekmişti. Boynuna sığınırken ben de gözlerimi kapatmıştım. Kokusuna kendimi teslim ederken derin bir uykuya dalmıştım. Gözlerimi açtığımda odada yapayalnızdım. Yine bir rüyada mıydım, ne oluyordu? Artık hayal ve gerçek birbirine karışmıştı sanki. Ben etrafa şaşkınca bakınırken yeni duş almış Baroska kokusu tüm odayı sarmıştı. Ona bakıp yorgun bir şekilde gülümsedim. "Uyandın mı güzelim?" "Hıhı. Sen iyi misin?" "Bomba gibiyim." Barış başını boynuma gömüp öpücükler bırakırken kıkırdadım. Barış böyleydi işte. Ruh hali aniden değişiyordu ve bazen temposuna yetişemiyordum.

"Sen iyi misin asıl sevgilim? Aklım çıkacaktı sana bir şey olacak diye." Barış'ın yüzünü kavrayıp kendi yüzümyn hizasına getirdiğimde saçlarından bir kaç damla yatağa doğru süzülmüştü. Teni suyun etkisiyle sıcacıktı ve itiraf edecek olursam bu hali ile beni çıldırtıyordu. "Hiç bu kadar iyi olmamıştım." Yüzüne çarpık bir gülümseme yerleşirken dudaklarına uzunca bir öpücük kondurdum. Ellerim saçlarını sararken onu kendime daha çok yaklaştırdım. Vücudunda bir sürü yara izi vardı. Morluklar, çizikler, dikiş izleri, onları gizlemek için yapılmış dövmeler... Tüm bunların yanında vücudu her şeye rağmen mükemmel gözüküyordu.

MECZUPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin