Yatağa uzandığımda tuhaf bir şekilde buraya alışmaya başladığımı fark ettim. Yani sevmeyecektim hiçbir zaman elbette ama buraya tuhaf bir şekilde ayak uydurmaya başlamıştım... Hoş zaten çoğunlukla uyuyordum. Bedenimi yine uykuya teslim ederken hiç bir şey düşünemeyecek kadar mayışmıştım bile. Sabah kahvaltısı için çalan kapıyla açtım gözlerimi. Kahvaltıyı alıp içeri girerken bedenimi yeniden yatağa bıraksam da kısa bir süreden sonra toparlayıp kahvaltıya oturmuştum. Bir şeyler atıştırdıktan sonra da yeniden yatağa bıraktım kendimi.
Gözlerimi kapatırken artık uyuyamadığımı fark ettim. Zaman geçirmek adına pencereden dışarıyı izlemeye başladım. Dışarıdan gelen Barış'ı görünce istemsizce gözlerimi devirdim. Bu çocuk neden sürekli bir yerlere gidiyordu? Madem kurallar böylesine esneyebiliyordu bana neden tam anlamıyla her şey yasaktı? Tabii Barış gökyüzüne bakarak yürümediği için beni görmemişti. Böyle tesadüflerin olacağı yerler dizi ve filmlerdi. Ki biz onlardan birinin karakterleri değildik.
Saate baktığımda öğlen yemeğine epey az bir zaman kaldığını görünce hazırlanmaya başladım. Hazırlanmaktan kastım biraz daha rahat bir şeyler giymekten ibaretti. Ee bir de saçlarımı toplamaktan... Sonra da öğlen yemeği için yemekhaneye inmiştim. Bu kez Barış benden önce gelmişti. Yanına gitmeli miydim? Gitsem yine o boyundan büyük egosu ile uğraşacaktım muhtemelen. Ama gitmesem de zaten sıkıcı geçen günüm öyle geçmeye devam edecekti. Barış ile sohbet ederken vakit geçiyordu ve onunla uğraşmak hoşuma gidiyordu kesinlikle.
Yemeğimi aldıktan sonra onun masasına gitmiştim. Yanına otururken bana göz ucuyla bakmıştı. "Selam Barış." "Selam. Mavi yakışmış." Üzerimi kontrol etme gereği hissetmiştim. Sonra da sıcacık gülümsedim ona. "Teşekkür ederim." O da küçük de olsa gülümsemişti. Yemeği yemeye başlarken Barış'la sohbetimizi devam ettirmeye çalışıyordum. "Sen iyi misin? Yoksa bugün de gizemli adam olmaya mı karar verdin?" "İyiyim, gizemli adam olmaya da çalışmıyorum." Kaşlarımı çattım hafifçe. "Anlatmak ister misin?" "Bilmiyorum, ne anlatacağım hakkında bir fikrim yok."
Onu böyle modu düşü görmek beni de benzer şekilde etkilemişti. Sıkıntıyla bir nefes verdiğimde gözlerime bakmıştı. Gözlerinin mavileri insanı içine çekiyordu adeta... Sadece mavi de değildi gözleri, yeşilliği de sığdırmıştı. Doğadaki tüm güzellikler Barış da toplanmıştı sanki. "Sen iyi misin peki?" "İyiyim, yani galiba." Bana gülümsediğini görünce ben de gülümsemiştim. Onu mutlu görmek, hatta gülümsemesine sebep olmak harika bir duyguydu. "İyi ol tabii. Gülmek sana yakışıyor." "Teşekkür ederim." Aldığım iltifatla yanaklarım kızarırken bakışlarımı da kaçırmıştım ondan.
Üzerimdeki bakışlarını hâlâ hissederken bakışlarımı ona kaydırdığımda gözlerinde gördüğüm hayranlıkla birlikte yutkundum. "Bana neden öyle bakıyorsun?" "Bilmem..." İkimiz de sessizleşirken bu kadar uzun göz teması kurmak beni gereğinden fazla heyecanlandırmıştı. Tekrar yemeğime dönerken nihayet Barış da yemeğiyle ilgilenmeye başlamıştı. Bir süre sonra yanımıza bir hemşire gelirken yine Barış'ın gideceğini düşünüp biraz üzülmüştüm. Tam tahmin ettiğim gibi hemşire direkt ikimizin yanına gelip Barış'a dönmüştü.
"Barış... Aycan gelmiş, görüşmek istiyormuş seninle." Barış asla umursamazken Aycan'ın kim olduğunu merak etmiştim tabii. "Barış, kime diyorum?" "Geldiyse söyleyin aynı şekilde geri dönsün. Onunla konuşmayacağım." "Ama Barış kız gelmiş o kadar bir dinlesen mi acab..." "Konuşmak istemiyorum dedim." Tüm hecelerini vurgulayarak konuştuğunda burnundan soluyordu adeta. Ama aynı zamanda bir o kadar da umursamaz gözüküyordu. "Barış..." "Ya istemiyorum diyorum niye anlamıyorsun?! İSTEMİYORUM! DEFOLSUN GİTSİN!"
Barış aniden yükselince başta irkildim tabii. Ama sonra onu sakinleştirmem gerektiğini düşündüm ki bunu nasıl yapacağım hakkında bir fikrim yoktu. "Barış... Biraz sakin olsan..." "Sikeyim sakinliğini de..! İstemiyorum işte..!" "Tamam, sakin ol Barış. İlaçlarını getiriyorum sen de nefes alıp veriyorsun. Daha önce yaptığımız gibi tamam mı?" Hemşire çekingen bir şekilde ilerlemek için Barış'a bakıyordu. "Tamam, ben yanındayım." Hemşire bana gülümserken hızlı adımlarla uzaklaşmıştı. Barış'a döndüğümde gözlerini kapatmış ellerini ise yumruk yapmıştı.
Çenesindeki, yüzündeki damarlar sinirden kasılmış ve belirginleşmişti. "Barış..." Hala aynı gerginliğini korurken ona yardımcı olabilmek için yumruk haline getirdiği elini gevşettim. Elini tuttuğumda sımsıkı sarmıştı parmakları ile elimi. "Sakin olman gerek. Sorun yok." Barış sanki beni hiç duymuyor gibiydi. Asla sözlerimin bir etkisi yoktu üzerinde. Bir süre sonra hemşire geldiğinde Barış ilaç içmek zorunda kalmıştı. Ama yavaş yavaş etkisini göstermeye başlamıştı. Yavaş yavaş vücudundaki gerginlik geçerken uzanıp tekrar elimi tutmuştu. Sanki destek alıyor gibiydi benden. Yanımızdaki hemşirenin varlığı kendimi biraz önceki kadar rahat hissedemememe neden olsa da elimden geldiğince bunu göz ardı edip Barış'a destek olmak istiyordum.
Barış'ın vücudu ilacın etkisiyle güçsüz düşerken ona bunu yapan her şeye ve herkese kızdım içimden. Aycan kimdi bilmiyorum ama Barış'a iyi gelmeyen biri olduğu ortadaydı. "Barış gitmemiz gerek biliyorsun değil mi?" Hemşirenin sesi üzerine Barış başını ağır ağır sallamıştı. Gücünün sonuna geliyordu sanki. "Ben de yardımcı olabilirim." "Gerek yok Nisa'cım ben hallederim bundan sonrasını..." Ben memnun olmasam da mecburen kabul etmiştim. Barış yavaşça kalkarken ellerimiz de mecburen ayrılmıştı. "Yarın görüüşürüz Nisa." "Görüşürüz tabii ki." Ben Barış'a gülümserken o da hemşirenin de verdiği destekle ilerlemeye başlamıştı bile. Ondan bir süre sonra ben de odama ilerlemeye başlamıştım.
Merhaba ❤
Daha tam olarak çocuklarımızı tanıyamadık. Neden buradalar, hikayeleri ne bilmiyoruz ama zamanla öğreneceğiz :) Ee vakit kısıtlı olunca biraz zaman alıyor tabii.
Şuan Nisa'nın da bizim de en sevdiğimiz vakit öğle yemekleri bence o konuda hem fikiriz 🙃
O zaman bir sonraki bölüm Nisa neden burada, Barış neden burada öğreneceğiz. 😉
Bol bol yorumlarınızı bekliyorum. Hepinizi çok seviyorum destekleriniz için de tekrar teşekkür ederim iyi ki varsınız hepiniz 😍😘❤
![](https://img.wattpad.com/cover/244786417-288-k594296.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MECZUP
Fanficİki hasta ruh birbirinde tedavi olabilir miydi? Kim bilir belki de her şeyin ilacı bazen zaman değil, seni sevecek bir kişidir. "Bu iyiydi işte. Seninle eğleneceğiz biz bundan eminim artık." "Burada fazla kalacağımı zannetmiyorum."