24.Bölüm

1.1K 93 254
                                        

1 Buçuk Ay Sonra Nisa'nın Ağzından ||

Bugün klinikteki son günümdü. Sevgi ablanın bizim katta görevli olması ise bizim için güzel denk gelmişti. Barış'ın odasında sessizce oturuyorduk. "Şimdi yarın yok musun sen?" "Barış..." Barış beni kendine çekip sıkıca sararken yutkundum. Başımı göğsüne yaslamıştı. Aldığı bir kaç derin nefesle beraber ağladığını anladım. Ona bakmak istesem de başta buna engel oldu. Ama sonra o da pes etmişti. Gözlerine baktım. "Ağlama." Benim de gözlerim dolarken sesim yalvarır gibi çıkmıştı. "Ağlama lütfen." "Nisa..." "Barış yapma."

Ellerim yüzünü sararken dudağına bir öpücük bıraktım. "Ben senden gitmiyorum ki. Ben yeni hayatımız için biraz önceden ayrılıyorum yanından." "Ben sensiz dayanamam ki." "Barış ziyaret işlerini ayarlayıp geleceğim hemen. Söz veriyorum." "Söz verdin ama." "Söz verdim tabii ki. Artık ağlama. Son günümüz bugün biraz eğlenelim değil mi?" Barış'ın gözyaşlarını kurulayıp yanaklarına bir kaç öpücük kondurdum.  "2 ay oldu seni bulalı şimdi senden ayrı kalmak istemiyorum. Bu kadar kısa sürede nasıl içime işledin?" "Şşş." Barış'ın dudağına bir kaç öpücük bıraktım. "Veda konuşması yapmak yok."

Dudaklarımız yeniden bir araya gelirken derin bir kaç nefes aldım. "Daha beraber yapacağımız çok şey var." Dudaklarımız yeniden birleşirken Barış'ın sırtı tamamen yatakla buluşmuştu. "Ve biz daha yolun başındayız." "Söz verdin bana. Evleneceğiz biz." "Söz verdim. Senden gitmek yok." Beni kendine çekip dudaklarıma uzun bir öpücük kondurmuştu. "Benim evime yerleş." "Ne?" "Benim evimde yaşa Nisa. Ben gelene kadar oraya yerleş. Eve döndüğümde her yeri senle dolmuş olsun. Her köşesi sen koksun. Sıcacık bir yuva olsun bana, bize..." "Ama Barış..."

"Nisa... Lütfen güzelim." "Tamam ama..." "Anahtarlar Yusuf'ta. Arabaların anahtarı da öyle. Hepsi senin. Keyfince kullan mutlu olmana bak. Ben gelene kadar hayatımın her köşesine dahil ol. Tıpkı buradaki gibi... Her şeyde senden bir parça olsun." "Barış o kadarı çok fazla. Sen dönünce..." "Sana güveniyorum. Her şeyim senin. Ne yapmak istersen yap. Benim tek umurumda olan sensin." "Benim için de sensin Barış. Tamam madem evinde kalmamı istiyorsun orada olacağım. Ama gerisine sen gelene kadar dokunmam..." "Dedim ya Nisa hepsi senin." Barış'ın boynuna bir öpücük bıraktım. "Benim tek umurumda olan şey sensin. Sen benim ol yeter."

Barış'ın dudakları boynuma dokunduğunda yutkundum. "Sensiz her şey o kadar boş ki... Beni fazla bekletme olur mu? Ziyaretime gel Nisa." "Söz veriyorum. En kısa zamanda halledeceğim." "Gelemediğin günler için bana haber yolla. Merak ederim seni. Yine ilaçlara dönme bak onlar olmadan da gayet iyisin." "Biliyorum. Benim ilacım sensin artık. İhtiyacım olduğunda sana geleceğim." Barış'ın boynuna bir öpücük bıraktım. Ellerim saçlarının arasına dalarken bedenimi tamamen onun üzerine bıraktım. "Seni özleyeceğim Barış. Geceleri seninle uyumayı özleyeceğim." "Benim kadar özleyemezsin." 

(*Burası 3 noktaya fırlamak isteyenler için bir mancınıktır.)

Barış boynuma minik öpücükler bırakırken gülümsedim. Öpücükleri git gide derinleşirken ellerim tişörtünün içine girip gezintiye başlamışlardı. "Bugün sadece bu odaya veda ediyorum Barış. Sana değil." Barış'ın yüzüne bir gülümseme yayılırken üzerimdeki tişörtü çıkarıp sırtımın yatağa gelmesini sağlayacak şekilde hafifçe itti beni. Üzerime eğilirken derin bir nefes aldım. Dudaklarımız birleşirken ellerim Barış'ın teninin her köşesini okşuyordu. Daha sonra dudakları benden ayrılıp tenime koşmuştu. "Seni sadece yatağın diğer köşesindeyken bile özlüyorum."

Derin bir nefes aldım. Barış boynumu emmeye başlarken nefeslerim derinleşmişti. "Senin için kaçıp gelirsem şaşırma Nisa." Dudakları bedenimi terk ettiğinde ağzından çıkan bu cümleyle güldüm. "Bence de kaç bana sen." Dilinin boynumdan göğsüne doğru kayışını hissedince küçük bir inleme döküldü ağzımdan. Barış'ın gözlerindeki tutkuyu alevlendirmişti bu. Ellerimi tutup sabitlerken üzerime eğilip ısırıklar, dil darbeleri ve öpücüklerle beraber boynum ve göğsüm arasındaki boşluğu gezinmişti. Üzerimdeki sütyenden kurtulduğumuzda gözlerime baktı önce. "Ben sensiz ne bok yiyeceğim harbiden bilmiyorum."

MECZUPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin