Lila Evie'yi onları izlerken fark ettiğinde Edward ile daha da yakın oldu . Zaten bir eli Edward'ın boynunda idi . Edward'a teşekkür edip gülümsedi . Edward umursamamış ve ellerini Liladan çekip kızın elini de boynundan çekmişti .
Daha sonrasında Edward gitmeye bile yeltenemeden Lila ona bir teklif sundu . Lila Edward'ı teşekkür mahiyetinde bir kafeye kahve içmeye götürmek istemişti .
Lila : Sana nasıl teşekkür edeceğimi bilemedim acaba bir kahve içmeye mi gitsek hem teşekkür etmiş olurum sana ?
Edward Lila'nın bu sözünü büyük bir kahkaha patlattı ve daha sonra ciddileşip Lila'ya döndü .
Edward : Bu söylediklerini unut , aklından bile geçirme ! Böyle bir şey olmayacağını ikimizde biliyoruz . Büyük hayallere kapılma , vazgeçsen iyi olur .
Edward gitmeye yeltenirken Lila onu durdurmaya çalıştı . Edward ona dönüp sert bir bakış attıktan sonra konuştu .
Edward : Peşimi bırakmanı kaç defa söyleyeceğim !?
Lila tam bir şey söyleyecekken bir anda değişik bir şey olmuştu . Bunun sebebi tabi ki Evie idi .
Ne mi yapmıştı ? İşte bunu :
Evie Edward'ın kahkahasından sonra bir daha orada kalmak istemeyip doğruca okuldan çıkmıştı ama şöyle bir durum vardı ki yalnız kalmalıydı ne yrt olurdu ne de insanların olduğu bir yer . Sahil sakinleştirir yurt odası da ağlatabilirdi ama ihtiyacı olan bu değildi .
Doğruca yakınlardaki ormana kendini atıverdi . Bu orman üniversiteden hafifçe görünüyordu . Bu yüzden girişini bulması çok da zor olmamıştı . Ormana varana kadar sinir saçıyor sürekli gözleri renk değiştiriyordu . Bir sarı bir de kendi göz rengi ...
Ormanda biraz ilerleyince önüne bir düzlük çıktı . Hala yürümeye devam ederken bir anda durdu ve ellerini yumruk yapıp sıkmaya başladı . İşte başlıyordu .
Gözleri bir anda sapsarı pürüzsüz rengini aldı ve sonrasında da ellerini hızlıca serbest bıraktı . Bunu yaptığında ellerinden güneş ışınları çıkmaya başlamış ve etrafı da güneşle kaplanmıştı . Saçları uçuşurken hala kendini kontrol etmeye çalışıyordu ama bunu başaramamıştı . En sonunda kendisi de engellemeyi bıraktı .
Bu tek bir çığlığına bakmıştı . Çığlıkla birlikte kendi etrafında çevrili olan güneş ışınları çevreye dağıldı ve birkaç yakın ağaç yanmaya başladı . Evie yaptıklarının farkına yeni varmaya başlarken arkasından Edward çıkagelmişti .
...
Flashback
Edward : Peşimi bırakmanı kaç defa söyleyeceğim !?
Lila : Ben ...
Bu sırada etraf bir anda dahada aydınlanmıştı . Herkes gözlerini elleriyle siper alırken Edward olup biteni daha yeni anlamıştı . Kısık sesle '' Evie '' diyerek hemen Lila'nın yanından gitti . Daha hızlı gitmek adına arabasını kullanmıştı .
Ormana varınca arabasını ormanın önüne park etti ve hızlıca içeri daldı . Biraz yürüdükten sonra Evie'yi arkası dönüp bir şekilde yere bakarken ve yumruklarını sıkarken gördü .
Edward : Evie !?
Evie arkasını dönüp baktığında Edward'ı fark edivermişti .
Flashback Son
Edward Evie'nin yüzüne baktığında sapsarı (turuncuya dönük) gözleriyle karşılaşmıştı ve göz yaşları da belli oluyordu .
Evie : Ne yapıyorsun burada !?
Edward : Asıl senin ne işin var burada ?
Evie : Başka bir yerde olmalıydın , seninle konuşmak istedim cevap vermedin . Sebebini ise çok iyi anlıyorum .
Edward : Ne diyorsun sen ?
Evie : Bizim aramızda bir şey geçmedi çıkışta çarpıştık ve elimdeki kitapları toplamamda bana yardım etti . Ama sen !
Evie : Açıklamama izin bile vermedin şimdi ise gördüm ki buna değmezmiş .
Edward : Anlamadım .
Evie : Gayet iyi anladın . Öyle bir şey yapmayacağımı biliyordun ! Sen ise yapıyorsun .
Edward : Dur bir dakika . Sen , sen Lila ile beni gördün ve hemen böyle bir fikre kapıldın ! Nasıl yaparsın nasıl böyle bir şey düşünürsün !!!
Evie : Kahkaha attın . Basbaya mutluydun ve gülüşüyordunuz !
Edward : Sende buna inandın öyle mi ?
Onlar didişmeye dalmışken zaman hızla akmaya devam ediyordu. Neredeyse gece yarısı olmuştu ama Evie ile Edward hala ormandaydılar.
Evie : Ah hala aynı mevzu! Artık sıkıldım. Kendini lord falan mı sanıyorsun. Her zaman senin istediğin olacak değil ya! Onun yerine gidip o Lila denen pis kızla yarım kalan mevzunuzu halledin. Git buradan!
Edward : Bak Evie...
Evie : Git dedim!!!
Edward bu duruma baya öfkelenmis ve üzülmüştü. Sanki karşısında başka biri var gibi olmuştu.
Edward : Kendinde değilsin o yüzden böyle söylüyorsun.
Evie : Bak, artık umrumda değilsin. Kapa çeneni ve git buradan!!!
Edward birden öfkesini kontrol edemeyip gözleri kararmaya ve arkasında bir duman gibi siyah bir bulut belirmişti. Evie ise ne olduğunu anlamaya çalışıyordu .
Evie : Neler oluyor ?
Edward : Bak kızım. Beni hafife alma.
Evie : Sen de bana bak çakma karanlık . Hemen beni yalnız bırak!
Edward : Ben çakma karanlık falan değilim. Ben karanlığın ta kendisiyim!!
Edward bunu der demez güçleri firar etmişti ve Evie hariç her yer zarar görmüştü . Evie ise bir hayli korkmuştu .
Edward ne kadar kontrolünü kaybetsede asla Evie'ye zarar vermezdi . Bunu da işte az önce kanıtlamıştı .
...
Evie korkuyla öylece Edward'a bakarken Edward ona doğru adım attı . Evie de anında korku ile geri çekildi . Edward bunu umursamadan tekrar Evie'ye doğru bir adım atmışı ki bir anda çalılıkların arkasından bir ses duydu .
Edward : Kim var orada !
Edward bunu deyince Lila elindeki telefonu korkudan düşürdü ve hemen oradan kaçtı . Bu çıtırtıyı çıkarma sebebi ise çektiği videoya odaklanmış olmasıydı . Dala basınca yakalanmamak adına hemen kamerayı kapatıp telefonu cebine attı ama maalesef telefon cebine değil yere düşmüştü .
Edward Evieden uzaklaşıp sesin geldiği tarafa baktı . Sonra Evie'ye göz attıktan sonra oraya gitmeye karar verdi . Tam gidecekti ki Evie'nin sesini duydu .
Evie : E-edward ?
Evie tam bunu deyince anında yere doğru düşmüştü . Sebebi de açıkça belliydi . Gerçekten çok fena korkmuştu .
Edward bunu fark edince hemen hızıyla yanına gitti ve o yere düşmeden onu havada tuttu . Daha sonrasında da kucağına aldı .
Edward : Evie , iyi misin aç gözünü !?
Evieden ses seda gelmeyince Edward doğrudan ormandan çıktı . Böyle bir salaklık yaptığı için tabi kendine içinden küfürler saydırmaktaydı .
Kısa sürede hızlıca eve vardılar . Edward'ın evi . Annesinin olmadığı okula yakın bir ev . Annesi benden uzak okula yakın olsun diye onun için aldığı bir ev ...
...
Edward kapıyı açıp hızla Evie kucağında içeri girdi ve yatak odasına çıkarıp yatağa yatırdı . Daha sonrasında da saatlerce başında uyanmasını bekledi . Bu süre zarfında kendi de öğrendiği şeyleri ve neden Evie'yi bu kadar korkuttuğunu ince ayrıntılarıyla eksiksiz , kesintisiz düşündü .
Peki ya Edward ne öğrenmişti ?
...
![](https://img.wattpad.com/cover/264307469-288-k551524.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TH̹̟̘̲͚E Waͬ̀r Ǫ͛̽ͬ̆͝F D̤̰̬̖̐ͅa̧rk AND Ligḩ̸̆ͤ̃ͧ͘t
FantasyÖlümün eşiğinden zar zor kurtulup hafızasını kaybetmişti . Kimseyi ve hiçbir anıyı hatırlamazken yıllardır görmediği babası ile tanıştı . James ile ... Bakalım Evie'nin yeni hayatı nasıl işleyecekti . The War Of Dark and Light 6.sezon ile devam edi...