Bölüm 80

11 12 3
                                    


Lila Evie'yi onları izlerken fark ettiğinde Edward ile daha da yakın oldu . Zaten bir eli Edward'ın boynunda idi . Edward'a teşekkür edip gülümsedi . Edward umursamamış ve ellerini Liladan çekip kızın elini de boynundan çekmişti .

Daha sonrasında Edward gitmeye bile yeltenemeden Lila ona bir teklif sundu . Lila Edward'ı teşekkür mahiyetinde bir kafeye kahve içmeye götürmek istemişti .

Lila : Sana nasıl teşekkür edeceğimi bilemedim acaba bir kahve içmeye mi gitsek hem teşekkür etmiş olurum sana ?

Edward Lila'nın bu sözünü büyük bir kahkaha patlattı ve daha sonra ciddileşip Lila'ya döndü .

Edward : Bu söylediklerini unut , aklından bile geçirme ! Böyle bir şey olmayacağını ikimizde biliyoruz . Büyük hayallere kapılma , vazgeçsen iyi olur .

Edward gitmeye yeltenirken Lila onu durdurmaya çalıştı . Edward ona dönüp sert bir bakış attıktan sonra konuştu .

Edward : Peşimi bırakmanı kaç defa söyleyeceğim !?

Lila tam bir şey söyleyecekken bir anda değişik bir şey olmuştu . Bunun sebebi tabi ki Evie idi .

Ne mi yapmıştı ? İşte bunu :

Evie Edward'ın kahkahasından sonra bir daha orada kalmak istemeyip doğruca okuldan çıkmıştı ama şöyle bir durum vardı ki yalnız kalmalıydı ne yrt olurdu ne de insanların olduğu bir yer . Sahil sakinleştirir yurt odası da ağlatabilirdi ama ihtiyacı olan bu değildi .

Doğruca yakınlardaki ormana kendini atıverdi . Bu orman üniversiteden hafifçe görünüyordu . Bu yüzden girişini bulması çok da zor olmamıştı . Ormana varana kadar sinir saçıyor sürekli gözleri renk değiştiriyordu . Bir sarı bir de kendi göz rengi ...

Ormanda biraz ilerleyince önüne bir düzlük çıktı . Hala yürümeye devam ederken bir anda durdu ve ellerini yumruk yapıp sıkmaya başladı . İşte başlıyordu .

Gözleri bir anda sapsarı pürüzsüz rengini aldı ve sonrasında da ellerini hızlıca serbest bıraktı . Bunu yaptığında ellerinden güneş ışınları çıkmaya başlamış ve etrafı da güneşle kaplanmıştı . Saçları uçuşurken hala kendini kontrol etmeye çalışıyordu ama bunu başaramamıştı . En sonunda kendisi de engellemeyi bıraktı .

Bu tek bir çığlığına bakmıştı . Çığlıkla birlikte kendi etrafında çevrili olan güneş ışınları çevreye dağıldı ve birkaç yakın ağaç yanmaya başladı . Evie yaptıklarının farkına yeni varmaya başlarken arkasından Edward çıkagelmişti .

...

Flashback

Edward : Peşimi bırakmanı kaç defa söyleyeceğim !?

Lila : Ben ...

Bu sırada etraf bir anda dahada aydınlanmıştı . Herkes gözlerini elleriyle siper alırken Edward olup biteni daha yeni anlamıştı . Kısık sesle '' Evie '' diyerek hemen Lila'nın yanından gitti . Daha hızlı gitmek adına arabasını kullanmıştı .

Ormana varınca arabasını ormanın önüne park etti ve hızlıca içeri daldı . Biraz yürüdükten sonra Evie'yi arkası dönüp bir şekilde yere bakarken ve yumruklarını sıkarken gördü .

Edward : Evie !?

Evie arkasını dönüp baktığında Edward'ı fark edivermişti .

Flashback Son

Edward Evie'nin yüzüne baktığında sapsarı (turuncuya dönük) gözleriyle karşılaşmıştı ve göz yaşları da belli oluyordu .

Evie : Ne yapıyorsun burada !?

Edward : Asıl senin ne işin var burada ?

Evie : Başka bir yerde olmalıydın , seninle konuşmak istedim cevap vermedin . Sebebini ise çok iyi anlıyorum .

Edward : Ne diyorsun sen ?

Evie : Bizim aramızda bir şey geçmedi çıkışta çarpıştık ve elimdeki kitapları toplamamda bana yardım etti . Ama sen !

Evie : Açıklamama izin bile vermedin şimdi ise gördüm ki buna değmezmiş .

Edward : Anlamadım .

Evie : Gayet iyi anladın . Öyle bir şey yapmayacağımı biliyordun ! Sen ise yapıyorsun .

Edward : Dur bir dakika . Sen , sen Lila ile beni gördün ve hemen böyle bir fikre kapıldın ! Nasıl yaparsın nasıl böyle bir şey düşünürsün !!!

Evie : Kahkaha attın . Basbaya mutluydun ve gülüşüyordunuz !

Edward : Sende buna inandın öyle mi ?

Onlar didişmeye dalmışken zaman hızla akmaya devam ediyordu. Neredeyse gece yarısı olmuştu ama Evie ile Edward hala ormandaydılar.

Evie : Ah hala aynı mevzu! Artık sıkıldım. Kendini lord falan mı sanıyorsun. Her zaman senin istediğin olacak değil ya! Onun yerine gidip o Lila denen pis kızla yarım kalan mevzunuzu halledin. Git buradan!

Edward : Bak Evie...

Evie : Git dedim!!!

Edward bu duruma baya öfkelenmis ve üzülmüştü. Sanki karşısında başka biri var gibi olmuştu.

Edward : Kendinde değilsin o yüzden böyle söylüyorsun.

Evie : Bak, artık umrumda değilsin. Kapa çeneni ve git buradan!!!

Edward birden öfkesini kontrol edemeyip gözleri kararmaya ve arkasında bir duman gibi siyah bir bulut belirmişti. Evie ise ne olduğunu anlamaya çalışıyordu .

Evie : Neler oluyor ?

Edward : Bak kızım. Beni hafife alma.

Evie : Sen de bana bak çakma karanlık . Hemen beni yalnız bırak!

Edward : Ben çakma karanlık falan değilim. Ben karanlığın ta kendisiyim!!

Edward bunu der demez güçleri firar etmişti ve Evie hariç her yer zarar görmüştü . Evie ise bir hayli korkmuştu .

Edward ne kadar kontrolünü kaybetsede asla Evie'ye zarar vermezdi . Bunu da işte az önce kanıtlamıştı .

...

Evie korkuyla öylece Edward'a bakarken Edward ona doğru adım attı . Evie de anında korku ile geri çekildi . Edward bunu umursamadan tekrar Evie'ye doğru bir adım atmışı ki bir anda çalılıkların arkasından bir ses duydu .

Edward : Kim var orada !

Edward bunu deyince Lila elindeki telefonu korkudan düşürdü ve hemen oradan kaçtı . Bu çıtırtıyı çıkarma sebebi ise çektiği videoya odaklanmış olmasıydı . Dala basınca yakalanmamak adına hemen kamerayı kapatıp telefonu cebine attı ama maalesef telefon cebine değil yere düşmüştü .

Edward Evieden uzaklaşıp sesin geldiği tarafa baktı . Sonra Evie'ye göz attıktan sonra oraya gitmeye karar verdi . Tam gidecekti ki Evie'nin sesini duydu .

Evie : E-edward ?

Evie tam bunu deyince anında yere doğru düşmüştü . Sebebi de açıkça belliydi . Gerçekten çok fena korkmuştu .

Edward bunu fark edince hemen hızıyla yanına gitti ve o yere düşmeden onu havada tuttu . Daha sonrasında da kucağına aldı .

Edward : Evie , iyi misin aç gözünü !?

Evieden ses seda gelmeyince Edward doğrudan ormandan çıktı . Böyle bir salaklık yaptığı için tabi kendine içinden küfürler saydırmaktaydı .

Kısa sürede hızlıca eve vardılar . Edward'ın evi . Annesinin olmadığı okula yakın bir ev . Annesi benden uzak okula yakın olsun diye onun için aldığı bir ev ...

...

Edward kapıyı açıp hızla Evie kucağında içeri girdi ve yatak odasına çıkarıp yatağa yatırdı . Daha sonrasında da saatlerce başında uyanmasını bekledi . Bu süre zarfında kendi de öğrendiği şeyleri ve neden Evie'yi bu kadar korkuttuğunu ince ayrıntılarıyla eksiksiz , kesintisiz düşündü .

Peki ya Edward ne öğrenmişti ?

...

TH̹̟̘̲͚E Waͬ̀r Ǫ͛̽ͬ̆͝F D̤̰̬̖̐ͅa̧rk AND Ligḩ̸̆ͤ̃ͧ͘tHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin