...
Gelelim bu fikri bulan asıl ele başına..Aidan da Edward'a garip garip bahaneler uydurarak yanından ayrılmıştı. Neden mi !? O da Alfia 'nın karanlık taraftan olup olmadığını öğrenmek istiyordu. Tabii Edward' ın Evie için seçtiği ve Aidan'ın da Alfia için seçtiği testler farklıydı. İkisi de üç maddeydi ama soruların hepsi farklı farklıydı. Bakalım test sonuçlarından istediklerini alabilecekler miydi !?
Aidan ilk önce yardımseverlik testini uygulayacaktı Alfiaya. Elindeki kalem ile de diğer elinde tuttuğu iyilik kötülük testine tik atacaktı. Aidan Alfia yı okul bahçesinde ararken ağaca yaslanmış ve sıkılmış gibi bir halde gördü. Alfia 'nın onu tam olarak göremeyeceği ama sesleri duyabileceği bir yere geçip saklanmıştı. Ne yapsam diye düşünürken oradan geçmekte olan birine çelme takmıştı elinde içecek olan kişi de düşmemek için tökezleyip doğrulmuştu yere düşmemişti ama elindeki içeceği üstüne dökmüştü .
Alfia da dalgın dalgın etrafa bakmaktayken arkasından gelen bu sesi duymuştu. Çocuğun üstüne içecek döktüğünü gören Alfia da yüzü asık bir şekilde çocuğun yanına doğru gitmekteydi. Aidan Alfia 'nın yüzünün asıklığını görünce bir an iyilik yapacak zannetmişti. Halbuki öyle olmamıştı. Alfia çocuğun yanına geldiğinde elinde boş bardakla ( tam boş değil dibinde biraz içecek var ) duran ve üstü başı da içecek olan çocuk gülümseyerek ona bakmıştı. Alfia da gülümseyip çocuğun elindeki bardağı alıp içinde kalan içeceği çocuğun yüzüne boşaltmıştı. Artık tamamen o bardak boştu..
Sonra gülmeye başlamıştı. Çocuk ise neredeyse sinir krizi geçirmek üzereydi ama Alfia çocuk koşarak uzaklaşana kadar gülmüştü , arkasından da gülerek " Heyy bu kadar hızlı koşma. Çamura falan düşersin. " diye seslenmişti. Çocuk gittiğinde de "Ahmak.." diyip tekrar gülmüştü. Ve sonra zil çalmıştı. Zili duyan Alfia da içeri girmişti. Tüm bu olanları duyan ve başından beri olaylara şahit olan Aidan ise büyük bir mutluluk ile kağıdına kocaman bir tik atmıştı. Ve Alfia ya bir kez daha kapılmıştı. Alfia içeri girene kadar gözlerini ondan ayırmamıştı çünkü.. Onu bu rüyasından uyandıran ise Edward olmuştu..
Edward : Heyy dostum! Ne yapıyorsun çalıların arkasında..
Aidan : Sadece planımı uyguluyorum.
Diyerek sırıttı.
Edward : Ahh ne demezsin. Hadi yürü zil çaldı !
Aidan Edward 'ın yanına gelirken ;
Aidan : Test nasıl gidiyor..
Edward : Bırak şimdi testi falan ! Sınıfa gitmemiz lazım !! Hoca bizi bekliyor..
Aidan : Ahh tamam geliyorum.
Diyerek ikisi beraber sırıta sırıta sınıfa doğru gittiler . . .
Derse girmişlerdi. Her iki taraf da.. İyi tarafın dersleri güç dersleri oluyordu genellikle. Bu ders ise güç de dengeyi göreceklerdi. Güçlerini dengede tutmayı.. Bunun için de güç derslerinin yapıldığı okulun içinde kocaman salona gitmişlerdi. Öğretmenleri bunun nasıl yapılacağını anlatırken de bazıları ya dinlemiyor ya da uyukluyordu. Ayakta uyumak diye buna denir işte :D. Tabii dersi dinlemeyenlerden biri de çalışkan mı çalışkan, zeki mi zeki Evie 'nin yarı çalışkan yarı zeki olan ikizi Alfia idi. Başka kim olabilirdi.. Sonra öğretmen anlatmayı bitirdiğinde ilk olarak Stella ile Mia çağırılmıştı. Stella " Evet.. Bunu yapabilirim'" diyordu kendi kendine.. Mia ise baya bir stres olmuştu. Stella gücünü kullanıp hocadan onay aldıktan sonra yerine geçmişti.
Sıra Mia daydı. Ama ne yazık ki Mia bunu yapamamıştı. Dengesine hakim olamayıp yanlışlıkla bir öğrencinin etrafını sarmaşıkla sarmıştı. Hatta sarmaşıklar o kadar kalındı ki hoca bile zar zor çözmüştü sarmaşıkları.. Hocadan onay alamayan Mia üzgün bir şekilde yerine geçmişti. Sıra diğer öğrencilere gelmişti. Teker teker Ambrosia, Mina, Amor derken sıra Alfia ya gelmişti. Ama ne yazık ki sıranın kimde olduğunu takip etmeyen Alfia yere çökmüş vaziyette uyukluyordu. Sanırım burası onu fazla sıkmıştı . Evie 'nin yardımı sayesinde uyanan ve olduğu yerden doğrulan Alfia ne olduğunu anlamayıp uykulu uykulu kalkıp sihir yapmaya çalışmıştı. Hoca o başlamadan Alfia ya " Sakın yine birilerini çarpmaya kalkma!!" demişti.
Bir önceki sınavdan da bileceğiniz üzere Alfia sınav dan sorumlu olan hocayı şimşek gücüyle elektrik çarpmış gibi çarpmıştı. Bu yüzden Alfia her sihir yapmadan önce ve sihir yaptıktan sonra uyarı almaya mahkumdu.. Ve ne kadar belli etmese de bu durum onu fazlasıyla geriyordu. Bu uyarıyı tekrar alan Alfia sadece elinde küçük bir şimşek çıkarabilmişti.. Hoca da birilerini çarpmadığı için ama bu sihrini istediği kadar kullanamadığı için onu yarı onaylar bir ifadeyle yerine göndermişti.
Sonra Evie çağırılmıştı. Evie için bu daha zor bir şeydi. Çünkü gücü o kadar fazla ve denge isteyen bir güç ki.. Eğer bir gram fazla kullanırsa tüm nexoları kör edebilir tüm okulu hatta tüm dünyayı mahvedebilirdi. Eğer az kullanırsa da bedeni yorgun düşer ve kendine zarar verebilirdi. Bu yüzden dengeye en çok ihtiyacı olan kişi Evie idi. Ama o buna aldırmayarak kolayca dengesini sağlayarak hocadan onayını alabilmişti.
...
Karanlık tarafta ;
Edward ile Aidan da sınıflarına çıktığında hoca çoktan derse girmişti. Ders tarih Di. Evet.. Tarih dersini nexolar da görüyor. Ama o herkesin bildiği tarih dersinden değil. Onlarınki apayrıydı. Nexo tarihi.. Ve evet nexolar uzun zamandan beridir varlar. Hatta tarihleri baya uzun.. Tabii kimse bu dersi umursuyor gibi değildi ama yine de bu ders işleniyordu. Edward ile Aidan da yerlerine geçerek ( orada özür dileme gibi bir adet yokmuş gibi) oturdular.
...
Zil çaldı. Her iki taraf için de teneffüsdü.
İyi tarafta ;
Kızlar dışarı çıkmıştı. Bahçede oturmak için güzel bir yer ararken Ambrosia onların yanından ayrılmıştı. Ayrılmadan önce ;
Ambrosia : Heyy kızlar siz yer ararken ben de kantine gidip bir şeyler alayım. Alfia gelmek ister misin ?
Alfia : Ahh kalsın! Sen git.. Çok sıkıcı orası ! Burada kalıp tökezleyen insanları seyretmek daha keyifli..
Diyerek gülmüştü.
Evie : Sen hiç akıllanmayacak mısın !?
Alfia : Şu an öyle bir şey düşünmüyorum.
Dedi ve tekrar güldü.
Evie de ona bıkkınca bakarak " Sormam hata !" dedi ve Ambrosia ya gitmesini söyledi.
Ambrosia da Evie ye hak vererek tek başına kantine gitti. Kantine girdiğinde çok kişi yoktu ama sıra vardı. Altıncı sıraya geçip sırasını beklemeye başladı. Ama kader mi yoksa sadece bir tesadüf mü belli olmayan bir şey olmuştu. Kantine Lucas da gelmişti ve Ambrosia yı görüp selam vermişti ve hemen onun arkasına geçmişti .
Lucas : Ambrosia buradasın :) Ah ne tesadüf. Nasılsın ?
Ambrosia biraz utangaç biraz mutlu bir tavırla arkasını dönüp Lucas 'a cevap vermişti.
Ambrosia : Selam Lucas. Ah evet ne güze- yani aman şey ne iyi tesadüf değil mi ama ahaha- senin burda ne işi-yani sen burada ne arıyorsun birini falan mı bekliyor-yani kıskanmak değil d- aman ne kıskanma-yani işte nasılsın ahaha! Aha!
Ambrosia o kadar hızlı söylemişti ki bunları kan ter içinde kalmıştı. Lucas bile bazı şeyleri tam olarak anlayamamıştı..
Lucas : Görüştüğümüzden beri iyiyim aslında. Seni gördüm daha iyi oldum diyebilirim.
Ambrosia : Ağh öyle mi ne güzel yani karşılıksız değil ben de mutlu oldum yani şey seni görünce ahah..
Kantin sırası azalmıştı. Sıra Ambrosia da idi ama o Lucas 'a al yanaklarıyla bakarken dalgınlığına gitmişti. Kantinci Ambrosia ya ne istediğini sorduğunda Ambrosia onu duymamıştı.
Lucas :Ee.. Sıra sana geldi.
_____-----_______&&&&_____----_______
Bu bölüm bu kadardı.
Umarız bölümü beğenmişsinizdir.
Yeni bölümlerde görüşmek üzere.Bölüm hakkındaki yorumlarınızı bekliyor olacağız.
En sevdiğiniz kısmı yoruma yazmayı unutmayın.Yeni bölüm için 1 veya 2 defalığına mahsus 12 oy istiyoruz :( :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TH̹̟̘̲͚E Waͬ̀r Ǫ͛̽ͬ̆͝F D̤̰̬̖̐ͅa̧rk AND Ligḩ̸̆ͤ̃ͧ͘t
FantasiaÖlümün eşiğinden zar zor kurtulup hafızasını kaybetmişti . Kimseyi ve hiçbir anıyı hatırlamazken yıllardır görmediği babası ile tanıştı . James ile ... Bakalım Evie'nin yeni hayatı nasıl işleyecekti . The War Of Dark and Light 6.sezon ile devam edi...