80. Bölüm: Planlar yapılıyor

65 4 0
                                    

Gün hareketli başladı. Operasyon birimi Ferdi Giray'a, istihbarat ise bir başka subaya bağlandı. Ali Fırat kızağa çekilmişti.

İkinci adamlıktan bir anda sıradanlığa düşmüştü. Odanın kapısı çalındı, gelen yeni operasyon birimi komutanı Ferdi Giray'dı.

"Ooo, gel bakalım komutan."

Ferdi Giray bu yönde bir hassasiyeti bekliyordu.

"Aman komutanım! Paşa'nın saçmalaması! Gerçek komutan her zaman sizsiniz."

Ferdi Giray bağlılığını bir kez daha bildirdi. "örgüt de aynen benim gibi hala size biat ediyor komutanım. Paşa'nın ne söylediği kimsenin umurumda değil."

"Anlıyorum, eksik olmayın."

"Paşa artık Kara Zipkalılar'a emir veremez. Çünkü Kara Zipkalılar vatan hainlerinden emir almaz."

Ferdi Giray elindeki dosyayı masaya bıraktı.

"Bunlar ne Ferdi?"

"Bülent Pilbudak'ın şirketinin muhasebe kayıtları, yani Paşa'nın ihanetinin belgesi! İncelendiği zaman ilginç durumlar çıkıyor; Paşa'nın oğlunun en büyük müşterisi cemaatin inşaat şirketleri. Üstelik piyasa fiyatının hayli üstünden satılmış mallar. En son bir milyon dolarlık alım yapılmış. Acaba neyin primiydi nu?"

Ali Fırat muhasebe kayıtlarına baktı. Ferdi Giray'ın söyledikleri harfiyen doğruydu. Satılan ürünleri tek tek inceledi. İnşaat malzemelerinin piyasa değerini bilmediği için bir kıyaslama yapamadı ancak Ferdi "pahalı' diyorsa pahalıydı.

"Evet Ferdi, on milyon dolara yakın bir para transferi söz konusu son üç yıldır."

"Yani Paşa'nın değişmeye başladığı zamanlar."

"Şaşırtıcı değil mi komutanım. Resmen rüşvet."

"Koskoca Arif Paşa'nın yaptığına bak! İnsanoğlu çiğ süt emmiş dedikleri böyle bir şey demek ki!"

"Komutanım, artık Paşa, Kara Zipkalılar'ı yönetemez. Bir şeyler yapmalıyız komutanım."

"Haklısın."

"Paşa'yı artık emekli etmeliyiz. Örgütün başına siz geçmelisiniz."

"Nasıl? Kumpas içinde olduğumuzu anlarsa o gün içinde bizi yağlı kazığa oturtur. Karşımızdaki sıradan biri değil özel harp uzmanı, yılların generali."

"Bıçak kemiğe dayandı komutanım. Kara Zipkalılar'ın göz göre göre çürümeye terk edilmesine seyirci kalamayız."

"Komutanım, Paşa'nın emeklilik işlemini başlatmalıyız ancak bu emeklilik mezarda emeklilik olmalı."

"Öldürecek miyiz?"

Ali Fırat sanki öldürme eylemine çok yabancı bir insan gibi tepki göstermişti. Ferdi Giray soğukkanlı biçimde konuşmasını sürdürdü.

"O örgütü öldürmeden önce biz onu..."

"Evet, öldürelim", "Kara Zipkalılar'ın komutanı o saçmalama", "Öldürelim, ölümü defalarca hak etti", "Becerebilir miyiz acaba", "Nasıl olacak bu iş", "Ölmeli mutlaka", "Tuncay Komutan'a danışsak mı?" onlarca cümle geldi ağzına, yutkundu. Kararsız gözlerle baktı Ferdi Giray'a.

"Komutanım, zor bir karar olduğunu biliyorum. Ancak biz zor şartlarda sergiledikleri mucizelerle namlı bir ulusun çocuklarıyız. Ecdadımız bugün yapmamız gerekenleri geçmişte defalarca yapmıştır. Bu bir emirdir komutanım. Şanlı tarihimizin emridir. "Vazifeye atılmak için, içinde bulunduğun şartların imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin..." Kara Zipkalılar cumhuriyetin temel kalesidir. Bu kalenin içten çökertilmesine izin veremeyiz."

Dikkatle dinledi Ali Fırat.

"Evet, bu görev kutsal Türk milletinin yüce tarihinde gizli bir emirdir. Sonunda ölüm de olsa cumhuriyeti müdafaa etmek için vazifeye atılmaktan kaçınmayacağız."

"Sizin emir ve komutanız altında, Kara Zipkalılar'ı şaşalı günlerine döndürürüz komutanım."

Konuşma bu kadarla sınırlı tutuldu ve akşam için sözleşildi. Ferdi Giray sayısaldan(!) çıkan parayla aldığı Porsche cipi ile Ali Fırat ise Laguna'sıyla geldi. Araçların ışıkları denize yansıyordu. Hava iyice serinlemişti. Ali Fırat araçtan inmeden bir sigara yaktı. Kapıyı açmasıyla dalga sesleri doldurdu kulağını. Bulundukları yer issiz ve dinlenilme ihtimali açısından bir o kadar güvenliydi.

İkisi de buluşma anına kadar epey düşünmüştü. Ali Fırat'ın yoğunlaştığı nokta, Tuncay Tuğlacı'nın desteğini almaktı. Hatta teşkilata geri dönmesini sağlamaktı. Ferdi Giray ise 1. sınıf bir katille işi bitirmeyi teklif ediyordu.

"Komutanım, Paşa öldükten sonra Kara Zipkalılar sizin etrafınızda birleşeceklerdir. Tuncay Albay'a gerek olacağını sanmıyorum. Hem bu konuda bize onay vereceğini de sanmıyorum. Tuncay Komutan farklı bir yapıya sahiptir. Siz de tanıyorsunuz. Onun Paşa'ya bakış açısı bizimle aynı değil."

"Tuncay Albay da Arif Paşa'yı sevmez. Hatta onun yüzünden örgütten ayrıldı. Tüm bunları hep beraber yaşadık biliyorsun."

"Haklısınız komutanım, Paşa'yı pek sevmez ancak onun sevgisizliği görev anlayışındaki uyuşmazlıkla ve Paşa'nın tavırlarıyla ilgili. Yoksa Tuncay

Albay, Paşa'nın vatan hainliği yönünde hiçbir hareketini görmedi."

Ali Fırat sigarasından çekip, dumanı denizin rüzgârına eş ederken Ferdi Giray sözlerini sürdürüyordu.

"Paşa'daki değişim üç-dört yıl önceden başladı. Fakat daha önce de bunun alt yapısını kurmaya çalışmış. Şahsi problemler varmış imajı yaratarak Tuncay Albay'ı görevden uzaklaştırması veya topladığı istihbaratı beğenmediği bahanesiyle Zeki Albay'ı uzaklaştırması ya da 48 cumhuriyet düşmanını öldürmüş olmanız dolayısıyla madalya almanız gerekirken istikrarı bozuyorsun gibi ipe sapa gelmez laflarla sizi uzaklaştırması...

Bunların hepsi bilinçli hareketler."

Ali Fırat soluksuz dinliyordu. Başını sallayarak onayladı. Ferdi devam etti:

"Tuncay Albay, Paşa'nın hain olduğuna inanmayacaktır. Aksi bir insan olduğu için bizi bunalttığını ve bizim de bu yönde düşüncelere kapıldığımızı zannedecektir."

"Elimizdeki belgeleri göstersek?"

"Onun döneminde Arif Paşa'nın oğlu henüz ticaretle uğraşmıyordu. Bu belgeyi şüpheyle karşılayacak, araştırmak isteyecektir. Bu yönde bir araştırmanın fark edilme ihtimali çok yüksek. Paşa kendisine karşı bir oluşumun varlığını hissedebilir."

Ali Fırat sözünü kesti:

"Ki böyle bir şeyi hissederse..."

"Bizi anında temizler!" diyerek Ferdi tamamladı.

Bir süre düşündüler, sessizliği Ali Fırat bozdu, "Yani sen Tuncay Albay'ı hiç karıştırmayalım diyorsun."

"Ben öyle diyorum komutanım. Tabi, emir komuta sizde."

Cin TarikatıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin