Zengince bir öğrencinin evi gibi olmuştu ama İmam açısından sorun değildi bu. Çekinilen, evin tarikat evi gibi görünmesiydi.+
İmam, Hasan'la uzun uzun konuştu. Cemaatten, tarikattan kimseyle görüşmemesini, İslamcı arkadaşlar edinmemesini ve Cuma namazları da dâhil asla camiye gitmemesini öğütledi. Buradaki hemşerisi olan çocukla fazla samimi olmamasını, çalışma odasına kesinlikle sokmamasını istedi.
Hasan, büyük bir dersanenin Bakırköy şubesine kaydedildi. Dersanedeki hocalar sınava iki ay kala gelen bu 'süper' öğrenciyi hayretle karşıladılar. Seviye tespit sınavında fizik, matematik, geometri ve Türkçeyi yüzde yüz başarıyla çözdü.
Kimyada bir, biyolojide ise üç yanlışı vardı. Dershane yöneticileri Hasan'ı özel bir sınıfa koydular. Proje sınıfı adı verilen bu sınıfta ülke birinciliğine oynayan seçkin öğrenciler vardı. Çeşitli yerlerden satın alınan, büyük hediyeler ve paralar karşılığında getirilen bu öğrenciler içinde kendi ayağıyla gelen tek öğrenci Hasan'dı.
Yeni sınıfını hiç sevmedi. Sürekli soru çözen ve ders haricinde sohbet etmeyen tiplerle doluydu. Hâlbuki kantinde gördüğü cıvıl cıvıl öğrenciler, kızlar... Bunlar için gelmişti İstanbul'a, yoksa üniversiteyi kazanmak için dershaneye ihtiyacı yoktu.
Böyle sevimsiz bir sınıfa koyulmasına üzüldü. Zaman kaybetmeyelim diye makyaj yapmayan kızlar, saçına jöle sürmeyen erkekler, teneffüste bile ders çalışan, birbirlerine matematik bilmeceleri soran sevimsiz, renksiz kişiler. Hasan yıllardır onlardan biri olarak yaşamaktan bıkmıştı.
İdareyle, sınıfının değiştirilmesini konuşmayı düşündü. Ama cesaret edemedi.
Evdeki rahatı iyiydi. Odasını yavaş yavaş kendi zevki doğrultusunda döşemeye başladı. Önce 6. His filminin afişini alıp odaya astı. Hayalet filminin afişini satın aldı ve onu da astı. Evin içini ve özellikle çalışma odasını koruyucu duvarlarla donattı.
Ercan'dan başka kimseyi tanımıyordu apartmanda. Zaten onunla da iki defa görüşmüştü.
Şifre çalışmalarını bütün hızıyla sürdürüyordu. Bursa'daki tüm kitaplarını getirtti.
Bursa'ya nazaran her şey daha iyi olsa da istediği havayı yakalayamamıştı. Geleceğin daha iyi olmasını diledi.