69. Bölüm: Karargah

82 7 0
                                    

Ali Fırat yoğun düşünceler içerisinde bilgisayarla donatılmış geniş salona girdi. Kara Zipkalılar, komutanlarının geldiğini görünce toparlandılar. O an için belirlenmiş bir amacının olmaması, içeriye attığı birkaç adım sonunda kararsız kalmasına yol açtı. Ne yapacaktı?

Ferdi Giray salonun bir köşesinde bilgisayara odaklanmıştı. Ali Fırat dibine gelene kadar fark etmedi. "Ferdi ne yapıyorsun?" diye sordu. Bir yandan da ekrandaki yazılara göz attı.

"Mit'in 12'ler cinayeti ile ilgili hazırladığı raporu okuyorum komutanım."

"Kayda değer bir şey var mı?"

"Ne yazık ki!"

"Tüm bu yaşananların..." bir süre durakladı "Şu Hasan isimli çocukla bir alakası olduğunu düşünüyorum."

Cevap vermedi Ferdi Giray, yalnızca dikkatli gözlerle baktı.

"Bu çocukta bir iş var ferdi. Onu mutlaka bulmalıyız."

"Araştırıyoruz komutanım, eli kulağında..."

**Saklanıyor mu acaba ne dersin?

"Niye saklansın ki, polis ifadesini almış ve serbest bırakmış."

"Belki kanundan değil de başka bir şeyden kaçıyordur. Mesela onu öldürmek isteyen bir tarikat olamaz mı?"

Ferdi Giray, Ali Fırat'ın düşüncelerine katılmasa da bir şey belli etmemeye çalıştı.

"Sanırım, çocuğu sorguya almadan neyin gerçek olduğunu bilemeyeceğiz komutanım."

"Ferdi bunun sınıf arkadaşı, kız arkadaşı falan yok mu? Dinleyin telefonlarını koskoca istihbarat bir çocuğu bulamıyorsunuz."

Yine cevap vermedi Ferdi Giray. Keyifsizce baktı. Ali Fırat da pişman oldu fırça attığına. Konuyu değiştirerek

"Hocalardan gelen raporlar çok ilginç!" dedi.

"Cinlerle, büyülerle pek bir haşır neşir bu çocuk. Kabala dedikleri ilginç bir sistem üzerine çalışıyor. Hocaların yazdığına göre, bu işler çok derin uzmanlık ve bilgi gerektiriyormuş. Bu altyapıyı nereden kazandı? Kim yetiştirdi onu? Odasındaki tarihi kitapları nereden, ne şekilde ele geçirdi?"

Bir süre düşündü Ferdi Giray, "Arkasında bir örgüt mü var diyorsunuz komutanım?"

"Kesinlikle var. Ancak bazı unsurlar çocuğun bağımsız çalıştığını gösteriyor."

''O zaman kesinlikle diyemeyiz komutanım."

"Örgüt olmama ihtimali yok. En basiti odadaki bilgisayarlar..."

"Cemaat olabilir mi?"

"Hiç sanmıyorum. Cemaatin çalışma biçimini az çok biliyoruz. Farklı bir grup bu."

Sohbet devam ederken bir subay yaklaştı. Selam verdikten sonra elindeki gizli damgalı dosyayı uzattı. Ali Fırat, son gelişmelerin toparlandığı bir rapor hazırlanmasını istemişti.

Sayfaları hızlı hızlı çevirdi, İbrahim Ilgar ve Ramazan Özhan cinayeti, ardından Bursa'daki cinayetler, 12'ler cinayeti... Hiçbir gelişme yoktu. Son kısım da Hasan Öğmen ile ilgiliydi.

Tespit edilen cep telefonu olay tarihinden itibaren kapalıydı, banka hesapları kontrol altındaydı, hiçbir işlem yapılmamıştı. (!)

Gümrüklerden giriş çıkış yapmamıştı. Trafik cezası vb. hiçbir kaydı yoktu. Dershaneye uğramamıştı. Eve de gelmemişti. Tespit edilen arkadaşı yoktu. Ölen iki çocuğun arkadaşı olan Ercan, Bahar ve Aybike isimli gençlerle arkadaş oldukları sanıyordu.

Bahar ve Aybike özel bir yurtta kalıyordu. Ercan ise tespit edilememişti. Uzayıp giden raporu okudukça canı sıkıldı. Hasan'la konuşma arzusu her saniye artıyordu.

Arkadaşlarının daha detaylı araştırılmasını istedi. Telefonlarının dinlenmesini emretti.

Cin TarikatıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin