"Beni öpmek istiyorsun ha?" Yüzüme öyle bir gülüş yerleştirmiştim ki gören gerçekten öpüşmek istediğimi sanabilirdi.
"Aslında sadece seni sevmek istiyorum. Çünkü senden nefret ediyorum ve bu sinir bozucu olmaya başladı." dediğinde başımı yere eğip arkamı döndüm ve bir kahkaha attım.
"Beni sevmek istiyormuş." diyerek kafamı iki yana sallıyordum.
Bir kaç adım atıp ona doğru döndüm. Gülmekten gözüme yaş bile gelmişti.
"Bu işin sonunda benden tiksineceksin. Çünkü bir sürü kişi öldüreceğim ve affetmek gibi bir eylemde asla bulunmayacağım." dedim. Gülümsemem yüzümde dondu.
"Bana güven o zaman Beren. Kıvanç'a bile güveniyorsun." dedi.
"Denerim." diyerek saçımı savuran rüzgarın soğukluğuyla:
"Arda Dinç'i öldüreceğim." dedim hiddetle soluklayarak.
"Bunu yerine onun elindeki herşeyi alabilirsin." dedi. Bir vezir gibi davranıyordu. Tıpkı Batuhan gibi.
Ama satrançta iki vezir bulunamazdı. İki şahın bulunamadığı gibi. Eğer bir vezir seçeceksen bu kesinlikle Batuhan olurdu. Kıvanç ise daha uzak bir seçenekti. O ikili oynayabilirdi. Evet, kesinlikle bir fil olmalıydı.
"Karışmasan daha iyi olabilir." dedim.
"Sadece piyonlara takılıp ölme yüzdeni yükseltme diye söylüyorum." dediğinde kayanın üzerinden atladım.
"Oradan yaşıyor gibi mi görünüyorum?" dedim.
"Beden olarak elbette." dedi.
Gözlerimi devirip, sesli bir nefes verip ne yapabileceğimi düşündüm. Mert telefonu çıkardı ve ekrana baktı.
"Kerem Birlik'in numarası." dedi telefonu bana uzatarak.
"Ara onu." dediğimde bir kaç işlem yapıp kulağına götürdü.
"Çalıyor." dedi kulağında çekip bana uzattı.
"Hapörlere al. " dedim. Gözlerini kısarak baktı.
"Güvenmeyi deniyorum." dedim soğuk sesle.
Hapörlere aldığında: "Beren." dedi Kerem Birlik.
"Demek aramamı bekliyordun?" diye sordum. "Seni 24 saat içinde bulamam." dedim.
"Bulabilirsin, yeterince yardımcı oldum bu konuda." diyerek beni uyardı.
"O basket maçına geliyorum o zaman." dedim.
"Evet, fakat Mert Aksan'dan kurtul." dedi.
Mert'in gözlerine bakıp imalı bir şekilde baktım.
"Hiç sanmıyorum." dedim. Bunu Kerem Birlik'e söylememiştim bunu Mert Aksan'a söylemiştim.
"Pekala o zaman düşmanların seni ezip geçsin." dedi
"Ezmek ha!? Benden kurtulacağını düşünme Kerem Birlik. Çünkü bu sefer senin için geliyorum." dedim ve Mert telefonu kendine çekip:
"Geliyoruz ahbap." dedi.
Karşıdan bir kahkaha sesi geldi ve: "Evlat, tehlikeye girmeni istemem. Kemal Aksan seni öldürenin ben olmasını asla istemez." dediğin de lafa karışıp:
"Bir korkaksın Kerem Birlik." dediğim de:
"Beren yanlış yoldasın. Sana yardım etmeye çalışıyorum. Beni dinlemezsen Mustafa Çetin ile yarım kalmış işimi halledebilirim. Sence seni ve babanı kim çıkardı oradan? Başta öldürmek için geldim o eve. Baban yaralanmıştı hem de."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
B.S.Ç
ActionBataklığın başlangıç hikayesi. Zümrüt'ün doğuşunun ve yok oluşunun kanatları arasındaki savaşın portresi... "Ruhu bedeninde asılı kalan, harflerin yan yana gelerek kelimeyle beraber ayağa kalkmasını bilen, kelimelerin bütünleşip cümle ile dan...