Şehir fazlasıyla gürültülü. Kar nedeniyle olsa gerek, herkesin üzerinde telaş var. Nerede olduğuma gelirsek yaklaşın ve kulak kabartın. Tam olarak şehrin ortasında ve düşmanım evindeyim. Evet, şu an da Alev Taşkın bir evindeyim. Kadının tüm malını yok ettikten ve sürekli başka hesaplara aktarırken satın alıp kullanmadığı evlerden birindeyim. Kullanmamasının tek nedeni kesinlikle kullanışlı ve gösterişli olmamasından olduğu oldukça belliydi ve iki gündür buradaydım. Bu apartman dairesini sevmiştim. En üste idi ve şehrin her köşesi ayağım altındaydı.
Korkulacak bir şey yoktu. Tek yaptığım masanın üzerine kurduğum bilgisayarlar ile şehrin kameralarından takip etmekti.
Basını bile ele geçirmiş, sayılırdım. Her gün haberlerde muhakkak ismin geçerdi. Fakat karı daha ön plana atarak tüm basını buna yönlendirmiştim. Ekipmanım iyidi ve tabi ki Batuhan'ın beni aradığını biliyordum. Yağmur, Mert ve Kıvanç'ın kaçırıldığında... Burak'ın şu kızılla olduğuna da... Bunları bilmeme rağmen kıpırdamamıştım yerimden. Onun yerine düşmanımı incelemiştim. Tüm taşlar oldukça ilerdeydi ve benim planımda hazırdı. Evin içinde bir makas bulmuştum ve onunla birlikte banyoya gittim. Belime gelen saçı tutarken gözümü kırpmadan göğsümün hizasında kestim. İşimi bitirdiğimde küçük banyodan çıkıp ayarladığım randevu için yatak odasındaki büyük dolabı açtım. Bu ev kimin içindi, bilmiyorum ama her şey fazla genç işi döşenmişti. Elime aldığım kot pantolon ve mavi yırtık kazağı üzerime geçirip kafama bir bere taktım. Siyah botları ayağıma geçirirken yatağın üzerine oturdum. Makyaj masasına gidip birkaç rötuş yaptıktan sonra dışarıya çıkmak için belime silahımı ve Batuhan'ın dediği telefonu sırt çantasına koydum. Okula giden genç kız gibi duruyordum. Beren'in siyahlığını hafifletmiş gibi. Dışarı çıkarken anahtarı alıp kapıyı kilitledim ve yürümeye başladım. Adamlarım hızlıydı ve kendimi hemen yakındaki dövme dükkanın önünde buldum. İçeri girip kafamla gotik tipleri selamladım. "Ne istemiştin?" dedi siyaha bürünmüş her yeri dövme olan kız.
"Randevum var. Zümrüd Anka dövmesi, sol omuza." dedim. Kafasını sallayıp içeriye çekti. Adam bana dönüp:"Hoş geldin. Seninle konuşmuştuk değil mi?" dedi. Bir dövmeciye göre nasıl demeliyim dövmesizdi.
"Evet." dedim. "Gönderdiğin resim üzerinde çalıştım ve uygulayabiliriz. Üzerini çıkar. Üstümdekileri çıkardım. T body ile sırtımı döndüm. İşlem 3 saat sürmüştü ve adam sohbet etmeye çalışmıştı. Ona sadece:"Kapa çeneni ve işini yap." dedim. Silahım hala belimdeydi ve sorgulamamıştı. Alışık olmalıydı. İşlem bittiğinde parasını ödeyip çıkıp eve geldim. Kapıyı kapatır kapatmaz zil çaldı ve elim silaha gitti. Delikten baktığım onun kargo olduğunu anlayıp açtım.
"Melek Kılıç mı?" dedi. Onaylarcasına sallayıp elindeki kutuyu aldım.
"İmza lütfen." Uzattığı kağıda büyük bir m harfi yapip geri verdim. Kapıyı kapatıp küçük salonun olduğu yere gittim. Kutuyu masaya bırakırken üstümü çıkarıp koltuğa fırlattım ve kutuyu açtım. Sipariş ettiğim saç spreyi ve balık elbise kutunun içinde el sallıyordu. Elbiseyi çıkarıp kenara koydum ve siyah elbisenin dantel kısımlarını inceledim. Belinde de kırmızı bir kuşak arkaya doğru fiyonk şeklindeydi
Bilgisayar başına geçip Çetin Holding'in yardım gecesi için baloya kendimi davet ettim.
"Melek Kılıç" olarak.
SevcanAkgl'e de teşekkürler :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
B.S.Ç
ActionBataklığın başlangıç hikayesi. Zümrüt'ün doğuşunun ve yok oluşunun kanatları arasındaki savaşın portresi... "Ruhu bedeninde asılı kalan, harflerin yan yana gelerek kelimeyle beraber ayağa kalkmasını bilen, kelimelerin bütünleşip cümle ile dan...