4

4.7K 234 7
                                    

Deponun gri kapısını Batuhan açarken onun gürültüsüyle düşüncelerimden sıyrıldım. Kıvanç'ı getiren adam Kıvanç'ın ensesinden tutup onu itekliyordu. Burak yanımdan geçip Batuhan'ın arkasına takıldı.

Mert Aksan da, yanımdaki motorundan inip depoya baktı ve motorundan ağır hareketler ile indi.

"İnanılmazdı."dedi garip bir tavırla. Başımla depoyu işaret ettim. Gözlerini kısarak depoya baktı. Deponun girişine doğru yürümeye başladığında arkasından seslendim:

"Daha inanılmaz bir şey duymak ister misin, Aksan?" deyip belime doğru uzandım ve siyah kabzası olan silahı çıkardım. Arkasını yavaşça döndüğü sırada silahın namlusu Mert Aksan'a dönüştü.  Silahı gördüğü anda kaşları çatıldı. Şaşkınlıkla elini beline attığında silahın horoz kısmını çektim ve o da donakaldı. Elini belinden çekmeden: "Duymak istiyorum."dedi.

"Asla kimseye sırtını dönme. " diyerek alaylı bir ifade takındım. Mert Aksan, elini belinden çekti ve ellerini havaya doğru kaldırdı.

"Acınası bir durum." diyerek, el ayalarını açtı. Silahım ile arkasını dönmesini isteyen bir hareket yaptım. Yavaş hareketler ile arkasını dönüp depoya elleri yukarıda yürümeye başladı. Arkasından onu takip ederken oldukça temkinliydim. Batuhan Demir, bana ve önümde yürüyen Mert Aksan'ı görünce mavi gözlerinde bir heyecan belirdi.

Burak'a doğru seslenip:

"Belindeki silahı al."dedim. Burak, ensesini kaşıyıp önümde ayakta duran Mert'e doğru yürüdü. Mert'in beline uzandığında: "Üzgünüm, dostum." dedi.
Silahın kabzasından çekip aldı ve benim beklemediğim bir hareketle silahın topuk kısmı ile Mert Aksan'ın ense köküne vurdu.

Mert Aksan, olduğu yere yığıldı. Batuhan hızlıca Mert Aksan'ın yanına gidip yere çömeldi. "Ne yaptığını sanıyorsun?"dedi ve ayağı kalkıp Burak'ın ensesine vurdu.

"Bilmiyorum, heyecan istedim sanırım." dediğinde eğleniyor görünüyordu. Gözlerimi devirerek silahı indirdim. "Kaldırın ve bağlayın Kıvanç Kaya'nın yanına." dedim. Batuhan gözlerini kısmıştı. Depoda ki küçük odaya doğru yürümeye başladım. Odaya girdiğimde masanın üzerinde açık bırakmış olduğum çantanın içine silahımı yerleştirdim ve çantayı kapatıp çekmecenin içine koydum. Sandalyeye oturup ayaklarımı masanın üzerine koyup başımıda sandalyenin arkasına yasladım. Batuhan odaya daldı ve:

"Burak neler olduğunu soruyor. Haklı da neler oluyor?"dedi ve cebinden sigara paketini çıkardı.  Karşımdaki yırtık koltuğa otururken dudakları arasında bir sigara yerleştirmişti ve sonra paketi masanın üzerine fırlattı.

Sigara paketine uzanıp: "Şu otu  içmek zorunda mısın?" diye sordum ve içinden bir sigarada ben çıkardım. Çakmakta, sigara paketinin içindeydi. Sigarayı dudaklarıma götürüp ucunu yakacağım sırada çakmağın ateşini söndürdüm ve ayağa kalktım. "Sigara değil bu. İçinde başka bir ot var." dedim ve sigarayı yere attım. Sol ayağımla ezerken Batuhan oturduğu koltukta dikleşti. "Ot çekmenden hoşlanmıyorum." derken hızlı bir şekilde konuyu değiştirdim:

"Beni gerçekten tanıyor musun, sence?" diye sordum. Batuhan'ın koyu sarı kaşları çatıldı ve dudaklarındaki dumanla beraber konuştu:

"Şuan pek emin değilim. "dedi.

Ona yarım ağız bir şekilde gülümserken: "Şu an da yapacaklarımla beni yargılama!" diyerek küçük, nem kokan odadan çıkıp deponun ortasında bağlı olan Kemal Aksan ve Hakan Kaya'nın oğullarına baktım. Babaları, bir ölüm kuklalarıydı. Onlar, ailemin ölümlerinin cinayet olduğunu bilip bu olayı bir sükseyle kapatmışlardı ve şimdi ben de bir kuklacı olacaktım.

B.S.ÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin