Beyazın ve Siyahın Çaresizliği...
İşte tüm mesele bu, çaresizlik. Kimse ne tam beyazdır ne de tam siyah.
Tıpkı benim gibi. Masumluk kavramı kime göre ne?
Masumluk, bembeyaz bir kıyafet mi?
Masumluk, insanların gözündeki parlayan ışık mı?
Masumluk, çocuklarda ki eşi benzeri olmayan neşe mi?Yoksa masumluk, gecede ki yıldızlar mı hiç sönmeyen?
Peki, hiç düşündünüz mü?
Masumluk, neden beyazın simgesi diye?
Kolay kirlenen yine beyaz değil mi? Beyaz bir elbiseyi kirletmek kolay değil mi?
Peki, neden beyaz?
Mutsuzluğu, mutluluk sanalım diye mi?Peki, masumluk gözlerde yanan parıltıysa eğer hiç sönmeyecek mi o ışık? Ruhun göğe yükselirken bitmeyecek mi o rüyan?
Yeniden giydirmeyecekler mi beyaz kefeni? Yeniden giydirmeyecekler mi? Yeniden kazandırmaya çalışmayacaklar mı, masumluğu?Peki, masumluk çocukların etrafa yaydığı neşe mi?
Hiç büyümeyecekler mi masum çocuklar?
Zaman onlara hiç dokunmayacak mı? Masum gülüşleri üzerine zaman onlara acıyla beraber gelen kirliliği hissettirmeyecek mi?
Masumluk, gecede ki yıldızlarda ki bitmeyen ışıksa, her gün doğumunda terk etmeyecek mi yerini?
Beyaz, Siyah kadar Çaresizdir.
Siyah, hep kötüdür. Peki, siyah üzerinde beyaz tozlar taşıyamaz mı?
Siyahı da beyaz kirletemez mi? Eğer kirletemez diyorsanız, siyah pantolonunuza bulaşan beyaz tozları da silkelemeyin.
Beyaz da siyahı kirletir. Ama siyahın üzerinde beyazlıklar göze batmaz. Çünkü; o fazlasıyla Siyah...
Siyah, kötüleri temsil eder değil mi?
Peki bana bir insan gösterin. İçi tamamen kötü. Kalbini zincirlemiş bir insan gösterin.
Samimiyetini tamamen kaybetmiş bir insan gösterin.Beyaz ve Siyah.
Satrançta neden taşlar siyah ve beyazdır. Neyi temsil eder ?
Eğer beyaz rengi masumsa neden satrançta taşları yer? Fazla gaddarca bir oyun mu, yoksa?
Masumlar, beyaz mıdır yoksa masum diye bir kavram var mıdır?
Yoksa bunlar da satranç oyunu gibi bir oyun mu?
Oyunlar, gerçekleri yansıtıyor olabilir ama gerçeklerin bir oyun olma ihtimali varsa eğer zeki olmak gerekli değil midir?
Bu kadar çelişki arasında güçlü olmak zor olduğu kadar incitici değil mi?
Oyunlar, oyunlar ve oyunlar. Gerçeklerde türeyen ama oldukça acımasız oyunlar.
Kayıplar, kayıplar ... Ardı arkası kesilmeyecek kayıplar.
Yalnızlık, acıyı yüreğinde hissettirirken yanar için. Alevler her geçen gün büyür. Bitmez ki içindeki yangın.
Bitse bile ertesi gün tekrar doğar. İnanın denedim. Acımı hissetmeyecek kadar uğraştım. Sonuç fiyasko. Çünkü beyni uyuşturmakla kalbinin üzerine binen ve orada yanarak tekrar dirilen anka kuşu asla gitmiyor.
Yangın, alevler. Yeniden kırmızı. Kırmızıdan kurtulmaya çalışmak o kadar zorken yüreğimde ve bu kadar yakın olması oldukça zorlaştıyor.
Alev, kırmızıdır ve benim kaçışım. Geçmişim de olduğu gibi kaçışım.
Kerem ve Gülçin'i - beni büyüten anne ve babam - alevlerin içinde ruhsuz bedenlerini bırakıp kaçmam gibi. Alev'ler hep canımı yaktı.
Peki, intikam?
Kemal Aksan, Hakan Kaya, Talha Bey, Alev Taşkım, Murat Gök ve daga sayamadığım sarı dosyanın içindeki adamlar?
Peşime düşmeyecekler mi? Ya da tanıdığım her insanın?
Hayır, hayır...
Duygusallık değil bu? Benim hayatımın cezasını kimsenin çekmemesini istemek, sadece.İntikam, beni bu delikten kurtaracak mı, yoksa 'Pes' etmek en doğrusu mu?
Şu an için masum olan bir çocuğu kurtarmak ve riske atmak ne kadar doğru?
Yoksa teslim olmak mı, daha doğru?
Kararsızlıklar. Ben ve bitmeyen sorunlarım.
Gözlerimi yoldan çekerek yan koltukta ki Mert'e kafamı çevirdim.
Bakışlarımı hissederek kafasını çevirdi ve dudağını ısırıp:
"En doğrusunu yapıyoruz. Endişlenme, kimseye bir şey olmayacak." dediğinde anda kafamı öne çevirerek önümdeki camdan yağan yağmuru baktım.
Güneşli bir havadan sonra gelen bir yağmur. Bu güneşli gibi görünen geçmişimden sonra gelen şuan yaşadığım fırtına gibi.
Duygusuz bir ifadeyle:
"Umurumda değilsiniz. Siz istediniz."
dediğimde hastanenin acil girişinden girmiştik bile.Bu bölüm ne kadar kısa bile olmuş olsa en önemli bölümlerden biri olduğunu belirtmek isterim.
B.S.Ç
ŞİMDİ OKUDUĞUN
B.S.Ç
ActionBataklığın başlangıç hikayesi. Zümrüt'ün doğuşunun ve yok oluşunun kanatları arasındaki savaşın portresi... "Ruhu bedeninde asılı kalan, harflerin yan yana gelerek kelimeyle beraber ayağa kalkmasını bilen, kelimelerin bütünleşip cümle ile dan...