Dikkatli okuyun, çünkü artık Beren geçmişini tam anlamıyla biliyor ve kimsenin bunu kaçırmasını istemem. Pek aksiyonlu olamasa da yavaş yavaş finale yaklaşıyoruz ve çözümlemeler baş gösteriyor. Sizlere iyi okumalar dilerim.
Okuyucularıma teşekkürler 30.000 olduk.
Beklemediğiniz şeyler meydana geldiğinde sadece yutkunursunuz. Ya da ani bir öfkeyle her yeri yakarsınız. Aslında durum bundan ibarettir. Olağan bir şeylere duygusal bakarız. Mantığımızı çoğunlukla devreye sokamayız. Bu bizi belki de güçsüz yapıyor. Daha çok kırılmamızı neden oluyor. Ama mantık duygularınızın son bulmasına sebep oluyor. Fakat duygularınız olmadan boş bir insan olursunuz. Herkes sırf bir duyguyu tadabilmek için çaba sarf eder. Bazıları aşık olmanın nasıl olduğunu merak eder ve bunun için çabalar. Bazıları mutlu olmak için. Bazıları da yaşamak için.
Ben hangi kategorideydim, size söyleyim. Hiç biri elbette.
Aşık olmaya çalışmadım veya mutlu olmaya ya da yaşamak için duygularımı kullanmaya. Ben ölüm isteyen biriydim. Belki böyle mutlu olacaktım. Belki de böyle yaşayabilecektim.
Ve işte sonsuz cevabı olan sorularım da tek yapabildiğim cevapsız bırakmak. Öfkem beni bu hale getirmişken beni bir duygunun içine atamazsınız. Çünkü belki de ben duygusuz değilimdir.
Sevdiğim insanlar için bir intikam alıyorum. Sevdiğim insanlar için kendimi yok ediyorum ve sevdiğim insanlar için yok oluşlara kucak açıyorum. Duygusuz değilim sadece duygularımı kontrol etmekte zorlanan ve mantık çerçevesinde oturtan biriyim. İşte ben buyum. Duygulara mantık arayan.
Sağ elim alnıma gitti ve tüm saçımda dolandı ve tekrar bar tezgahının üzerinde durdu.
"Yaratan'ın bir planı var." Cümlesinden sonra sadece her anımı bu cümlede harcamak istedim. Bu oyunu oynadığımdan beri bir çok tehlike atlatmıştım ve ölebilirdim. Ama hala yaşadığıma göre kader beni ölüme sürüklüyor olmalıydı. Kesinlikle cehenneme girecektim.
Tarık abi önüme koyduğu bardağın içinde sarımsı içkiye baktığımda hafifçe sallanıyordu. Gözlerimi ondan ayırma gayretinde bulunmadığım için Tarık abi boğazını temizledi.
Ona bakışlarımı çevirdiğimde bana doğru yaklaştı ve bir taburesini çekti. Oturduğunda kırlaşmaya başlamış saçlarına göz gezdirdim. İçki bardağını elime alıp kısa bir bakış attım. İlke Hazırsoy, Tarık Abi'nin konuşması için bir şeyler gevelerken bende kafamdaki tüm düşünceleri susturmaya çalışıyordum. Artık her şeyi öğrenmeliydim, her şeyi...
Tarık abi derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.
"Nereden başlamamı istersin Beren?" dediğinde yanağımın içini ısırıp:
"Kesinlikle en baştan." Dedim ve konuşmasını sağlamak için hafif geri çekildim.
"Her şey uranyum ile başladı ve bu çalışmalar daha eski tarihlere dayanıyordu. Ebabil 1960 yılında inşa edilmeye başladı. Burada araştırmalar yapıyor ve gizli bir şekilde sürdürüyorduk. Yönetimden izin alınamadığı ve işlenemediği için biz bunu yapmaya karar vermiştik. Yasal olmayan bir yer burası Beren. Ebabil ilk çalışmalarını şuan oturduğumuz yerde yapıldı ve bu çalışmalar sürdürülürken bir çok olay geçti ve 1985 te yer altına geçildi. Burasıda bir cafe&bara dönüştürülerek gözden uzak olunmaya çalışıldı. Buranın en büyük bağlantısı aşağı denilen yer altı mekanlarıydı. Birkaç yol aşağıyla kesişir fakat bunu şuan Alev Taşkın, Sevgi Önder veya Kemal Aksan bilmiyorlar. Bilmemeleri bizim için daha iyi bu enerji onların eline geçerse neler olabileceği tahmin ediyor olmalısın." Dedi ve nefesini verdi. Tekrar konuşmaya başladığında bardaktan bir yudum aldım ve dinlemeye devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
B.S.Ç
ActionBataklığın başlangıç hikayesi. Zümrüt'ün doğuşunun ve yok oluşunun kanatları arasındaki savaşın portresi... "Ruhu bedeninde asılı kalan, harflerin yan yana gelerek kelimeyle beraber ayağa kalkmasını bilen, kelimelerin bütünleşip cümle ile dan...