Kendinde olmadığı gözlerinden belliydi. Gözlerinin altı kızarmış ve etrafta olan biteni anladığını sanıyordu, Yağmur denen kız.
"Geçmişinde en sevdiğin iki insanın ölmüş bedenlerini gördün mü, Yağmur?" diye sorduğumda gözlerini kırpıştırdı ve ellerini masaya koydu.
"Ne gördüğümü tahmin bile edemezsin."dedi alt dudağını ısırarak.
"Öyle mi? Merakla dinliyorum."
Tüm dikkatimi ağzından çıkacak kelimelere verdim. Ama o gözlerini masada ki ellerine dikmiş, parmaklarını oynatıyordu.
"Kıvanç neden bu masada bizimle oturuyor?" dedi Batuhan. Tüm düşüncelerim onun dediği kelimelere giderken Yağmur'un konuşmasını bekliyordum. Ama konuşacak gibi görünmüyordu. Ayıldığında onunla bir konuşma yapmalıydım. Hayatıma körüklemesine atlamıştı ve bu gerçekten can sıkıcıydı.
Batuhan'a dönüp: "O da olmasa eksik olurdu." dedim alayla.
Kıvanç sırıtarak: "Alışsanız iyi olur."
"Neden?" diyen sert ses tonuna dönünce Mert'in gözleri alev alev yanıyor ve yayıldığı sandalyeden doğruluyordu.
"Size bunları açıklayacak değilim. Fakat bilmek mi istiyorsunuz? Onunla bir anlaşma yaptım ve beni sorgulamayı kesseniz iyi edersiniz." dedim.
Bu gece suskun olan Burak konuşmaya başladı.
"Beren, dediğin her şeyi ben yaparım. Kıvanç'ın seni kolundan vurduğunu unuttun mu?" diye soru yöneltti.
"Hayır."dedim. Kısa cevaplar bugünün kurtarıcısı olacaktı.
Gözlerim Tolga Aslan'a çevrildi ve : "Bana borçlandın."dedim bir solukta.
"Öyle." Dedi. "Ne istiyorsun?" diyerek masaya doğru eğildi.
"Benim peşimde olan her insanı öğreneceksin!" dedim.
"İyi de seni vuran adamı aramayacak mıydık?" dedi Mert.
"O vuruldu mu?"dedi parmağıyla beni gösteren Kıvanç.
Kıvanç'ın sorusunu cevaplamadan konuşmaya başladım.
"Buradasınız. Çünkü siz istiyorsunuz. Aranızda birkaç kişi zorluyorum ama geri kalan her kişi kendi isteğiyle burada. Tekrar söylüyorum. 'BU BENİM MESELEM'" dedim.
"Şunu tekrarlayıp durma."dedi Burak.
"Burak biliyorsun, annen ve baban bana ihanet ettiler. Bazen çelişkilere düşüyorum. O araba da var mıydın, yok muydun hatırlayamıyorum. Ama sonuç olarak bana ve aileme ihanet ettiniz. Gözlerimi nerede açtığımı biliyor musun? Bana deli muamelesi yaptıklarını biliyor musun? Tolga'nın beni oradan çıkardığını biliyor musun? Uyuşturucu tedavisi aldığımı biliyor musun? Vurulduğumun farkında mısın? Sen bu işe karışma, sen benim hayatımda bir yere sahip değilsin. Eğer bu işin içindeysen emin ol tehlikeye atacağım seni ve şuan kafana silah dayayıp, öldürmediğim için şükretmelisin."dediğimde yeşil gözlerde bir şeyler söndü ve bana bakıp: "Beren, sans ihanet etmedim." dedi.
İşte bu cümle, sinirlenmeme sebep olmuştu. Burak'ın sandalyeden geriye düşmesi ise benim ayağa kalkıp yüzüne bir yumruk atmam ile sonlandı. Tiz bir çığlıkta yanında yer almıştı. Sanırım Yağmur çığlık atmıştı.
Sarsılmış bir şekilde ayağa kalktı ve: "Vur!" dedi ellerini iki yana açarak.
Karnımdaki dikişlerin acısıyla Burak'ın yüzüne bir tane daha yumruk attım. Mert Aksan kolumdan tutup beni çekmeye başlayınca: "Bırak beni!" dedim. Batuhan ise Mert'i tutup uzaklaştırdı. Kıvanç ise gözlerindeki anlamsız ışıltıyla olayları izliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
B.S.Ç
ActionBataklığın başlangıç hikayesi. Zümrüt'ün doğuşunun ve yok oluşunun kanatları arasındaki savaşın portresi... "Ruhu bedeninde asılı kalan, harflerin yan yana gelerek kelimeyle beraber ayağa kalkmasını bilen, kelimelerin bütünleşip cümle ile dan...