Talha Taşkın pişkin yüz ifadesiyle oturduğu deri sandalye de gözleriyle beni öldürmeye çalışıyor. Ben Beren'im.
Siyahın karanlığı, beyaz da hiç var olmayan ya da hiç var olamayan.
Ben benim. Değişmem, yontulmam. Kötünün dibindeyim. Ya da dipte kayıpların kırmızılığıyım.
Plansız hareket etmem. Hep bir planım vardır. Benim oyunumu görmediler daha.
Dişlerimi sıkıp: "Kalk yerimden."dedim. Kaşlarını çatarak oturmaya devam etti.
Yanlış hareket, çok yanlış...
"Kendin mi kalkarsın, yoksa ben mi kıymetsiz olan yerini kaldırayım?"
Ağır hareketleriyle oturduğu yerden kalktı. Masanın önlerine yerleştirilmiş sandalyelerden birine geçerken masanın diğer tarafına geçip oturdum.
"İyi dinle beni babalık. Bir daha seni bu holdingte görmeyeceğim. "dedim.
Masanın üzerindeki her şeyi elimle ittirdim. Yere gürültüyle düşüşlerini izledim.
"Bunu yapamazsın."diyerek soludu.
"Ölmek mi istiyorsun?"dedim alayla.
"Parasız bir hiçim zaten."diyerek para göz biri olduğunu daha da belli etti.
"Ah, işte şimdi seni çözüyorum." Sözlerime ayakta devam ettim.
"Sen oldukça aşağılıksın. Hayır, hayır ..."
Sen para için yaşıyorsun. Ya da paranın senin yönetmesine izin veriyorsun." Ona doğru eğilip: "Ederin ne? Evet, sen uygun fiyata kendini de satarsın."
"Yeter. Kime baş kaldırdığına dikkat et."dediğinde kızgın bir boğayı andırıyordu.
"Kapa o çeneni. Başında kim olduğuna dikkat et ve o baş artık susmayacak. Anlayabiliyor musun?"
"Defol git Çetin Holding'ten."
"Gitmiyorum." dedi.
"Ölümü hak ediyorsun."dediğimde silahını ona doğrulttum.
"Yapamazsın. Daha küçük bir kız çocuğusun. Kaçan bir çocuk."
"Son sözlerin bunlar mı?"dedim gözlerimi devirerek.
"Alev'e de ki: ' Onun pisliğini temizlemekten bıktım. ' de. " dedi.
Odayı saran maskeli adamlar ile elimdeki silah alındı. Kollarımı arkada birleştirmeye çalışan adamın ayağına topuklu ayakkabıyla basıp ezdim. Ama yakalanmıştım. Kafama siyah bir kumaş geçtiğinde : "Çocuğum, yalnız daha güçlüydün. Simdi seni satan insanlar ile yan yanasın. Bize uy. " dedi ve kollarımdaki eller ile sürüklenmeye başlandım.
Zaman işliyor... Saniyeleri sayma gibi takıntım vardır. Ve yaklaşık 2.30 saattir kafamdaki kumaşla bir sandalyede oturmaktayım.
Farkındayım. Batırdım.
Yalnızlık iyidir. Gece iyidir. Siyah iyidir. En iyisi de uyku iyidir. Uyuyabilseydim tabi.
Kurtarıcı meleğim nerede benim (!) Öyle bir dünya daha var olmadı. Benim bu cehennemimden kurtaracak ölüm bile yok.
Korku yok. His yok. Acı yok. Sadece oyunu bitirmek istiyorum. Evet, sabır da yok. Hayat bir kumar gibi. Zeki, düzenbaz ve acımasız olan kazanıyor. Santranç gibi akıl oyunu. Poker gibi düzenbazca. Acımasızlık ise kaybettiğinde gidenler...
Ayağımı yere vurarak saymayı bıraktığımda yaklaşan ayak sesleriyle gözlerim açıldı. Işığa gözümü alıştırmak için kısarken etrafımda dizilen sandalyelere baktım ve sonrada karşımda dikilen Ceren Işıldar'a ve arka da kırmızı kalem eteği, kırmızı fötr şapkası, siyah kabanlı kadına. Eline giydiği deri eldivenleri çıkarıp yanındaki korumasına uzattı. Yanıma yaklaşıp: "Bir takım çocuk beni durdurabileceğini zannediyor. " dedi.
"Çok nostaljik."dedim onu süzerek.
"Düşüncelerimi bölüyorsun. İzin istemeliydin." Diyerek burun kıvırdım.
"Kaç yaşındasın Su? Ergenliğe yeni girmiş bir kız çocuğu gibi konuşuyorsun?" dedi kısa saçını eliyle düzelterek.
Çarpıkça gülümseyip:
"Ben ergenliğim de yalan hayatın ortasındaydım. Ben daha büyümedim. O yaştaki öfkemi hala kusamadım. Ben daha çocuğum. Çocukluğu alınmış bir çocuk. Her haltı tatmış ve öfkesini kusamamış bir çocuk ve de korkulacak bir çocuğum."
Boş odayı sahte kahkahaları doldururken:
"Senden neden korkayım ki?"
Sessizlik...
"Saat kaç?"diye sordum.
Ceren kaşlarını çatıp kolundaki saate baktı. "On bire çeyrek var."
Alev Taşkın sinirle: "İyice sıyırttın sen!"hışımla cevapladı.
"İşin bitmek üzere, benimde seninle."diyerek öne eğilmiş olduğum şekilden geriye yaslandım.
Bakalım Alev Taşkın elinde parasının kalmadığını öğrendiği zaman yüzü nasıl olacak?
"Ha bu arada Talha Taşkın sana şunu dememi istedi."
"Neymiş?"dedi depodan çıkacakken arkasını dönerek.
"Pisliklerini temizlemekten yorulmuş."diyerek tepkisini incelemek için duraksadım.
"Artık bir çöpün bile kalmadı." dediğimde kırmızıya boyadığı dudaklarındaki şekil değişimi korktuğunu gösteriyordu.
Geç kalınmış bir korku...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
B.S.Ç
ActionBataklığın başlangıç hikayesi. Zümrüt'ün doğuşunun ve yok oluşunun kanatları arasındaki savaşın portresi... "Ruhu bedeninde asılı kalan, harflerin yan yana gelerek kelimeyle beraber ayağa kalkmasını bilen, kelimelerin bütünleşip cümle ile dan...