İnanın bana yorgunum, oldukça. Bezmişte olabilirim. Unutulmuşta. Kayıplara karışmışta. Hissizleşmişte. Ne hissediyorum, bilmiyorum. Adımlarım korkusuz. Cinayet işlememiş gibi. Korku yok. His yok. Sevgi yok. Aşk yok. Hep yalnızlık. Korkusuzca yalnızlık. Evet, böyle tarif ediyorum. Artık kendimi.
Ben korkusuzca yalnızım.
Kollarımı tutan polis memurları umurumda değil. Bileklerimdeki kelepçeler umurumda değil. Fotoğraflarımı çeken gazeteciler umurumda değil. Tek istediğim intikam. Nefretimi kusabileceğim bir intikam. Planım yok. Hayatım darmadağın. Buradan da kurtulacağım ama bir amacım yok. Amacıma intikam derseniz. Hadi ama o bir amaç değil. Bir yaşama içgüdüsü. Gerçi yaşamak kimin umurunda? Medyanın umurunda gibi görünüyor.
Patlayan flaş ile gözlerimi kıstım. Meydanda bir gürültü var. Evet, yine herkesin gözleri üzerimde. Güçlü yeniden adımlarım. Umurumda mı sandın bu dünya? Hayır, elbette değil. Köpeğimle şu an evimde olmak istiyorum. Ama o bile yok. Onu bile bulamıyorum. Ne kadar da çaresizleşmişim? Motosikletim de yok. Kendimi kaybederken her şeyi kaybetmişim. Miray, bu kızı çok tanımıyorum. Ama bende bıraktığı etki inanılmaz. Benim için belki de hayatımdan vazgeçti. İntikam içinde yanıyorum. İntikam içinde ölüyorum. Mahkemenin dışındaki merdivenleri ağır ağır çıkıyoruz. Topuklu ayakkabılar hala gürültüsünü koruyor üzerimde. Avukat yok. Savunma yok. Nasıl bir adalet bu?
Adalet, doğru o benim etrafımda hiç yok. Tozları bile serpilmemiş etrafıma. Doğmuşum ama bin musibetle... Çocukluğum yalan, gençliğim anlamsız. Acaba verandasında sallanan sandalyesinde oturan yaşlı teyze olabilecek miyim? Güneşi seyreden, elindeki örgüyle torunlarını gözetebilen. Sanmıyorum. Ben daha çok mezarımda iblislerle savaşırım.
Dudaklarımı ısırdım. Mahkeme salonu kahverenginin en sinir bozucu tonu. Hardal rengi daha doğrusu. Bunaltıcı. Hem de oldukça. Hadi ama alt tarafı iki kişi öldürdüm.
"Sanık Beren Su Çetin." Dediğinde hala düşüncelerimden kurtulamamıştım. Hapishane de bol bol vaktim olacaktı. Bunları düşünmek için. Kafamı gözlerimi diktiğim masadan kaldırıp adımı seslenen savcıya baktım. Yüzüme sırıtış yerleştirip oturmaya devam ettim.
"Ayağa kalk." Dedi. Önümdeki savcı bile olsa emir veren insanların dediklerini yapmıyorum. Ben emir veren tarafım. Emirlere uyan değil. Gözlerimi kısıp tepkisini ölçmeye başladım. Kafasıyla işaret verdiğinde arkamdaki iki adam kollarımdan tutarak beni zorla kaldırdı. Harika! Zorbalık. Adalet ölmüş
Gözlerimi devirmemek için bir çaba sarf ederken şu zımbırtıların çabuk olmasını ve hapishanede ki köşemde uyumayı yeğliyorum. Buna ben bile inanmadım. Ya hapishane birkaç insan gönderilip beni doğratırlardı. Evet, zamanın da fazla film izliyordum. Ama şuan da şu rutubetli yerden kurtulmak ve köşeme çekilip kaçış ve intikam planlarımı düşünmek istiyorum. Çok bir şey değil. Arkamda oturan takım elbiseli adamlar ölenlerin akrabaları olmalıydılar. İlginç ki, ne bir kadın ne bir çocuk vardı. Sanki daha çok arkadaşları buradaymış gibi. Usulden oturuyorlar ve büyük ihtimalle içeriye girmemi dört gözle bekliyorlar. Şu an bende bunu istiyorum.
"... 20 yıl hapis cezasına." dediği duyduğumda sadece yerime oturup bileklerime kelepçelerin geçmesini izledim. Mahkeme de benim tarafımda kimse yoktu. Bu yüzden yalnızlığı yine sevdim. Kafamı çevirdiğimde karşılaştığım manzara oldukça donuktu. Renksiz, soluksuz bir bedenin üzerime düşmesiyle ayaklarımın bağı çözüldü ve geriye bir adım attım. Gözlerimle etrafı taradım. Mahkeme salonun camla kaplı alanında küçük bir delik vardı. Kurşun deliği. Ardından gelen şeyler oldukça mide bulandırıcıydı. Mahkeme kapıları açılmış ve büyük bir kargaşa ortaya çıkmıştı. Çatışma. Hadi bırakın da aksiyonsuz bir şekilde hapishane de kaçabileydim. Kafamı eğerek kendimi yere attım ve olabilecekleri düşünmemeye çalışarak mahkemenin diğerin çıkışından dışarıya kendimi kurtarmaya çalıştım. Savcı ile yerde göz göze geldiğimizde tek kaşımı kaldırıp hafifçe sırıttım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
B.S.Ç
ActionBataklığın başlangıç hikayesi. Zümrüt'ün doğuşunun ve yok oluşunun kanatları arasındaki savaşın portresi... "Ruhu bedeninde asılı kalan, harflerin yan yana gelerek kelimeyle beraber ayağa kalkmasını bilen, kelimelerin bütünleşip cümle ile dan...