63

979 72 12
                                    

Gözlerimin yanması, içimdeki bitmek bilmeyen alevlerden değildi. Gözlerimin yanması, intikam için kibriti yakıp fırlattığımdan değildi. Gözlerimin yanması, boğazımı sarmış kolun gücü sayesinde değildi.

Gözlerimin yanması, pes etmemek için verdiğim dirençtendi.

Tekrar söylüyorum, kırmızıyı sevmem. Pes etmem. Düştüğüm anda kalkarak umutlara sarılmam. Umudum olsa bile göz ardı etmemem gereken bir şey olduğunu bilirim. Umut seni bir yere kadar ayakta tutar. Ama başını dik bir şekilde tutmak isteyen biri, neye tutunması gerektiğini bilir.

Acıya...

Acı, sana öğretir. Acı, geçmişin göstergesidir. Acı, seni güçlü kılar. Fakat acı, seni yaşayan bir ölüden farksız kılmaz.

"Yaklaşık bir saat oldu."diye endişesini belli etti Miray.

"Aynı pozisyonu koruyorlar."diyerek ona katıldı Büşra'nın durgun sesi.

"Bir şey yapmalıyız."dediğinde Miray, boğazımdan yükselen ses beni bile ürkütmeye yeterdi.

"Sakın."dediğim de benimle beraber Mert Aksan'da aynı kelimeyi söylemişti.

"Bu kadar yeter."dedi Batuhan kızgın bir sesle. "Beren, hatırla."diyerek ringin içerisine girdi.

"O kızı hatırla, beyaz evi hatırla."dedi mavi gözlerini üzerime dikmişti.

Kaşlarım çatılmıştı fakat Batuhan'ın dediği beni ürkütmüştü. Beyaz Ev, Batuhan ile uyuşturucu merkezine koyduğumuz takma bir ad idi.

"Beren, o kızı hatırlıyor musun?"diye sordu.

Dişlerimi sıkarak, gözlerimi kapadım. Yanağımdan akan ıslaklığın nefes alamamaktan olduğunu biliyordum. Ama buna dayanacak güçte olduğumu da biliyordum.

Başka bir öğle yemeğiydi. O dün akşam yemeğinde gördüğüm kızdı. Soğuk ifadesi, soğuk yüzü ürkütücü gelebilirdi. Fakat gözlerinde büyük kırgınlık, her şeyi yok etmiş gibi görünüyordu. Önüme koyduğum plastik bardaktaki suyla beraber karşımda oturan Batuhan'a baktım.

Kaşlarını çatmış önündeki bezelye yemeğine bakıyordu. Bakışlarını masadan kaldırıp, gözlerinin altındaki kızarıkları bana sundu. Ama mavi gözleri ve kıvırcığa yakın saçları onun bu kusurunu açık bir şekilde yok ediyordu. Mavi gözlerinde ki oluşan hüzün beni etkiliyordu. Fakat yaşadıklarımı henüz ona anlatmamış onun hüznüne eşlik etmek istiyordum. Onun benim hayatımda bir parça olmasına izin vermek istemiyordum. Batuhan'ın hayatında bir parça olmak istiyordum fakat onun benim hayatıma almak istemiyordum.

"Buradan düzgün bir yemek çıktığın da..."dediğinde cümlesini ben tamamladım.

"Gidip o erkek aşçının dudaklarını öpeceksin."dedim.

"Evet, evet. Aynen öyle."diyerek başını salladı.

"Umudum çıkması yönünde ama çıkmasa daha iyi değil mi?"diye sorusunu da sordu. Çatalını bezelyelerden birine batırdı.

"Bazen umut etmek korkunç şeylere sebep olabilir."diye sırıttı. Onu katıldığımı belli edercesine başımı salladım.

O sırada meydana gelen gürültü kulaklarımın hassaslığı ile dalga geçer gibiydi. Sesin nereden geldiğini görmek için kafamı çevirdim ve kulağıma dayadığım elleri indirmeye başladım.

Neler olduğu çok açıktı. Tekrar bir cinayet gözlerimin önünde işlenmişti. Ardından tüm o bakışlardan sıyrılıp o kız önümde durmuştu:

B.S.ÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin