48. "Yüzleşme Vakti"

329 37 1
                                    

2. KİTAP 48. BÖLÜM

"Gardiyanlar! Burda olduğunuzu biliyorum. Yardımınıza ihtiyacım var. Gardiyanlar!"

Beklemeye başladı Victoria. Gözyaşları, Blake'in cesedine düşüyordu. Sonunun böyle bitmesini istemiyordu. Buna engel olmakta kararlıydı.

"Gardiyanlar! Nerdesiniz?" diye haykırmıştı bir kez daha. O anda yaklaşan sesleri duydu. Ve uzun zamandır hiç işitmediği o metal sesini. Saniyeler sonra altı büyük, metal dev başına toplandı.

"Victoria Cooper."

"Evet, hatırlıyorsunuz. Yardım etmeniz gerek. Yaşanan zamanı geri almanız gerek!"

"O öldü. Ve şimdi onu geri getirmek istiyorsun. Ne yaptığını bilmiyorsun."

"Ben ne yaptığımı çok iyi biliyorum! Beni yargılamak senin işin değil. Ne olacaksa sorumlu olmaya hazırım. Sadece siz yaşanan zamanı geri alın."

"Onları basite alıyorsun, Victoria Cooper."

"Kimleri? Kader bekçilerini mi? Biliyor musun, umurumda bile değil!"

"Süvariler."

"Yap şunu artık!"

Altı Gardiyan, birbirine döndü ve elleriyle ayaklarını oynatmaya başladı. Victoria, deli gibi dönen başıyla birlikte orda yere yığıldı. Aklının alamayacağı kadar tehlikeli bir şey yapmıştı ama biliyordu ki, buna değecekti.

Bir süredir kendilerinde değildi gençler. Liza'nın kaderi değiştirenin Victoria olduğunu açıkladığından beri hiçbirinin arasında fazla konuşma geçmemişti. Bütün gece boyunca herkes kendi halinde takılıyordu.

McGregor'dan daha uzakta ise başka şeyler oluyordu. Şehir merkezinden uzakta, sahildeki bir malikanede bir grup insan toplanmıştı. Laxmurth ve Tiber de bu insanlara dahildi. Silahlanıyorlardı. Laxmurth'un yüzünde ise sinsi bir gülümseme vardı. Tiber'e döndü ve konuştu.

"Hazır mısın, evlat?"

"Öyle sanıyorum."

"Hayır, sanmayacaksın. Hazır olacaksın. Karadul ikilemlerin örgütü değil, düşmanlarının en korkunç kabuslarının örgütüdür. Anlıyor musun?"

"Anlıyorum, Laxmurth." dedi Tiber. Her an vazgeçebilirmiş gibi görünüyordu. Ancak yolun yarısını geçmişti bile. Ok yaydan çıkmıştı artık.

Durgunluk devam ediyordu McGregor'da. Yatakhanede, kendi yatağında oturuyordu Blake. O sırada Jason girdi içeri. Bu kadar sessizlikten çok sıkılmıştı. Blake'in elinde bir silah olduğunu gördü. Korkuya kapılmıştı.

"Dostum, ne yapıyorsun sen? Bırak onu elinden."

"Endişelenme. Kendimi öldürmeye çalışmıyorum ya da katliam çıkarmaya."

"Nerden buldun onu?"

"Marvin'in silahı."

"Yani bir Karanlık Asker silahı. Sence işimize yarayacak mı?"

"Bilmiyorum. Öyle umuyorum. Son nefeslerinde vermişti bunu bana. Nasıl yapabileceğimi çözersem, Hayalet Takıma karşı kullanabileceğimi söylemişti."

YETENEK OKULU (1 & 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin