YETENEK OKULU (1 & 2)

6. "Ölüyü Yakalamak"

2. KİTAP 6. BÖLÜM

Pars'ın sinsi gülüşleri altında çaresini kaybetmek üzereydi Yetenek-10 sınıfı, ta ki hiç beklemedikleri bir kurtarıcı ortaya çıkana kadar. Aiden, Yetenek-10 sınıfını ve diğerlerini kurtarmak için gelmişti.

Aslında elinde hiçbir şey yoktu onları kurtarabilecek. Bu yüzden Omanilerin üstlerine doğru koşmaya başladı. Karşısındaki birkaç Omani aniden ortadan kaybolduğu an, Yetenek-10 sınıfı ve diğerleri oradan kaçmaya başladılar. McGregor, mahzenin kapısını zar zor kilitleyebilmişti. Dışarı çıktıklarında derin bir nefes aldılar. Hala onları kurtaran kişinin Aiden olmasına şaşırıyorlardı.

"Bizi kurtardın." dedi Blake.

"Evet, sanırım sizi kurtardım."

"Fikrini ne değiştirdi?"

"Bu kadar erken ölmek istememem." dedi Aiden ve istemsiz de olsa aralarında bir gülüşme başladı.

"Bir süre Omanileri kenara bıraksak nasıl olur?" diye sordu Jason. "Artık Liza'yla tanışmanın vakti geldi."

"Liza mı?" diye sordu Aiden, şaşkınlıkla. "O tuhaf kızla mı tanışmak istiyorsun?"

"Dostum, burada tuhaf olan her şeyin altından bir şey çıkıyor. Onunla tanışmalıyız."

"Pekala, sizi onunla tanıştırabilirim. Yetenek-8 sınıfında. Ben de öyle."

"Umarım bizim göremediğimiz şeyleri gören, hayaletli bir kız değildir." dedi Victoria, gülümseyerek.

Birkaç dakika sonra Yetenek-8 sınıfının ortak salonuna gittiler. Liza, tek başına bir köşede oturmuş bir şeyler çiziyordu.

"İşte orada. Hala neden onunla tanışmak istediğinizi anlamış değilim. Çok tuhaf bir kız."

"Bu yüzden istiyoruz." diye cevap verdi Blake. Aiden yanlarından ayrılmıştı.

Sınıf, Liza'nın yanına gidip onunla tanışmak üzereydi ki, aniden Deliza'nın sesi kulaklarında yankılanmaya başladı. Neyse ki sadece Yetenek-10 sınıfı duyabiliyordu.

"Gerçekten bununla zaman kaybetmek mi istiyorsunuz? Yoluma çıkmamanızı söylemiştim. Tahmin edin bakalım, kim kimi mahzenden kurtardı?"

Hiçbir tepki veremeyen Yetenek-10 sınıfı, sadece bir an için birbirlerine baktılar ve hemen ardından koşarak oradan uzaklaştılar. Mahzene inmeleri gerekiyordu. Ve indiklerinde zaten kimseyle karşılaşmadılar. Pars gitmişti.

"Lanet olsun!" dedi Blake, öfkeyle.

"Sakin ol, Blake. Onu bulacağız."

"Sanırım Omanilerden önce Deliza'dan kurtulmamız gerekiyor." dedi Jason. O sırada Deliza konuşmaya başladı.

"Benden kurtulmak mı? Buna üzüldüm, Jason. Oysa ki seni çok beğeniyordum. Neyse ki, ölmeden giremeyeceğiniz bir yerde saklanıyorum. Ve unutmayın, ölüler yeniden ölmezler."

"Bu da ne demek şimdi?" diye sordu Zach. "Ölmeden giremeyeceğimiz yer neresi oluyor?"

"Neresi olduğunu biliyorum." dedi Blake. "Gelin benimle, nerede olduğunu biliyorum!"

Mahzenden çıktılar ve ormana doğru koşmaya başladılar. Deliza artık konuşmuyordu. Blake, sınıfı Deliza'nın mezarına kadar götürdü. Çukur boştu.

"Şu an nerede bilmiyorum ama burada saklanıyor olmalı. Ölmeden giremeyeceğimiz tek yer burası çocuklar! Mezar." dedi Blake. Mantıklı konuşuyordu ancak Victoria pek fazla ikna olmamıştı.