46. "İlk Hatırlayış"

711 79 3
                                    

46. BÖLÜM

Gerçek bir Karanlık Asker duruyordu, Pars'ın karşısında. Pars, korkuyla ona bakıyordu. Bu kadar erken olmasını beklemiyordu. Karanlık Asker silahını kaldırdı ve Pars'a doğrulttu.

"Hayır, bunu yapamazsın!" diye bağırdı Pars.

Ancak Karanlık Asker onu umursamıyordu. Birden gözlerinden alevler çıkmaya başladı ve ardından tetiği çekti. Pars, alevler içinde ortadan kaybolmuştu.

Kan ter içinde kabusundan uyanan Pars, bir Karanlık Asker tarafından alındığını görmüştü rüyasında. Bunun gerçekleşmesini asla istemiyordu. Kabus gördüğünü fark ettiğinde rahatladı. Ancak tam o sırada pencereden içeriye giren alev patlamasının ışıklarını gördü. Tam olarak korktuğu şeydi bu.

"Bu kadar erken olmaz." dedi kendi kendine. Hemen telefonunu eline aldı ve John adındaki arkadaşını aradı. Bu sırada kaçmaya çalışıyordu.

"John, John?"

"Dostum, saatin kaç olduğunun farkında mısın?"

"Bir an önce anlaşma kabul edilmeli. Benim hiç vaktim yok!"

"Pars, sen iyi misin?"

"Beni dinle! Karanlık Ordu beni almaya çalışıyor. Anlaşmayı onaylattır ve onları gönder."

"Karanlık Ordu mu? Tanrım, nelerle uğraşıyorsun sen?"

"John, sadece dediğimi yap!"

"Bu imkansız."

"Neyden bahsediyorsun sen?" diye bağırdı Pars, öfkeyle.

"Anlaşmanın onaylanması en az altı ay sürer. Üzgünüm dostum, gelecek yılı beklemek zorundasın."

"Lanet olsun, John! Sınıf gelecek yıl burada olmayacak bile!"

Evinin etrafında dönüp dolaşıp, Karanlık Askerlerden kaçmaya çalışan Pars, hiçbir yere kaçamayacağını anladı. Telefonu kulağından indirdi ve etrafındaki ondan fazla Karanlık Askerle yüz yüze geldi. Askerlerden biri silahını Pars'a doğrulttu.

"Pars? Orada mısın? Pars?"

Karanlık Asker, tetiği çekti ve Pars alevlerle birlikte ortadan kayboldu. John neler olduğunu anlayamamıştı.

"Aman tanrım, Pars! Neredesin?"

Telefonun etrafına toplanan Karanlık Askerler, John'un adını da hafızalarına kazımışlardı. Sıradaki avları oydu. Hepsi teker teker terk ayrıldılar oradan. Bu sırada Yetenek-10 sınıfı, Victoria'nın bir şeyler yazmasını bekliyorlardı.

"Neden hala yazmıyor?" diye sordu Blake.

"Umarım Karanlık Taraf ile dünya arasındaki bağlantı kopmamıştır." dedi Ken, umutsuzca.

"Bu da ne demek oluyor?"

"Biliyorsun, Karanlık Taraf gerçek bir yer değil. Bilindiği kadarıyla dünya üzerinde bir boyut. Yani hem var olup hem var olmayabilir."

"Söylediklerinden hiçbir şey anlamıyorum, Ken."

"Yani demek istediğim, Karanlık Ordu onun bizimle iletişime geçtiğini fark ederlerse Victoria'yı Karanlık Tarafın başka bir kısmına gönderebilir. McGregor'a çok uzak bir kısma."

Ancak öyle değildi. Victoria hala oradaydı ve Alison ile birlikte bir kurtuluş yolu bulmaya çalışıyordu.

"Üzgünüm, Victoria. Burada hiç çıkış yok." dedi Alison.

YETENEK OKULU (1 & 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin