17. "Beweton Kasabası"

568 45 2
                                    

2. KİTAP 17. BÖLÜM

Yetenek-10 sınıfı, Max ve Marvin dışında tüm okul şehir merkezine doğru yola koyulmuştu. McGregor bile kalmıyordu artık. Artık binada tamamen yalnızdı gençler. Yeniden araziye girdiklerinde renkler normale dönmüştü.

"Yalnızız." dedi Victoria.

"Tamamen yalnızız." diye tamamladı Jessie. Ancak Blake böyle düşünmüyordu.

"Bir aradayız. Gerisinin bir önemi yok. McGregor kendi evini terk etti."

"Burası artık onun evi değil, Blake." diyerek araya girdi Max. Jason'ın aklına takılan bir şey vardı.

"Peki ya Hayalet Takımın etkisinde kaldıysa? Ya bu yüzden böyle davranıyorsa?"

"Hayalet Takım hepimizi etkiledi, Jason." diye cevapladı Marvin. "Birkaç saat önce Jessie ve Aiden'ın beşinci katta, hepinizin önünde kendi kontrolleri altında seviştiklerini kim söyleyebilir? Bunu McGregor kendisi istedi. Tamamen kendi kararıydı."

O sırada Victoria'nın telefonu çalmaya başladı. Arayan Liza'ydı. Telefonu açtı.

"Liza? Bir sorun yok, değil mi?"

"Hayır, Victoria. Şu an her şey yolunda. Ben sadece bir şey söylemek istedim. Lütfen tablolara göz atın, olur mu? Ve ne olduklarını anlamaya çalışın. Daha önce anlam veremeden çizdiğim şeylerin anlamını artık biliyorum. Dikkatli olun."

"Siz de öyle, Liza. Yakında görüşürüz."

Konuşmayı diğerleri de duymuştu. McGregor'un ofisine çıktıkları sırada Aiden ve Zach, Liza'nın ortak salonda saklanılan tüm tablolarını aldılar. Neredeyse 15 tablo vardı ve bu gerçekten çok büyük ipucuydu.

"Bir Vale'ye ne kadar güvenebiliriz?" diye sordu Aiden, tabloları masaya bıraktığında. "O delinin tekiydi!"

"Delinin teki değildi, Aiden." dedi Marvin. "Gördükleri onu güçsüzleştiriyordu. Ne gördüğünü bile bilmiyordu! Zamanla bunu benimseyecek."

Tablolara göz atıyorlardı ki, Sean birden gruptan ayrıldı ve pencerenin önüne geçti. Kimse buna dikkat etmemişti. Havada dolanan hayaletleri görüyordu. Diğerlerine söylemek istedi.

"Çocuklar, onları görüyor..." derken, arkasında kimsenin olmadığını fark etti. "Çocuklar? Nereye kayboldunuz hepiniz?"

Renkler çoktan siyah ve beyaz olmuştu onun için. Arkadaşlarını aramak için ofisten çıktı ve bahçeye indi. Soğuk bir rüzgar esiyordu. İçine kadar işlemişti bu, Sean'ın. Başını gökyüzüne kaldırdığında Hayalet Takımın kendisine doğru yaklaşmakta olduğunu fark etti. Kaçmaya hiç fırsatı olmamıştı, olduğu yerde korkuyla yere düştü. Etrafında dönüyordu hayaletler.

"Yardım edin! Bir bana yardım etsin! Çocuklar?"

"Sean, sakin ol. Sakin ol!" dedi Blake, endişeyle. "Sanırım hayal görüyordun."

Muhtemelen. Kendine geldiğinde hala ofiste, pencerenin önündeydi Sean. Renkler oldukları gibiydi ve gökyüzünde hayaletler dolaşmıyordu.

"Öyle olmalı. Çok gerçekçiydi, Blake."

"Gerçekti." dedi Max. Gençler anlayamamışlardı.

"Ne demek gerçekti?"

"Aynı şeyi Victoria da yaşamıştı, gecenin bir yarısı. Hatırlıyorsunuz, değil mi? Marvin bunu açıklamıştı."

YETENEK OKULU (1 & 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin