2. KİTAP 50. BÖLÜM
Yaptığının büyük bir hata olduğunu biliyordu Blake. Ancak ne yazık ki bunu yaptığına son verdiğinde fark etti. Elsa'dan uzaklaştı ve yeniden giysilerini giydi. O an için fazla olmasa da, yaptığından çok büyük pişmanlık duyuyordu. Gitmesi gerekiyordu.
"Gitmeliyim. Bu bir hataydı, gitmem gerek."
"Hayır, hata falan değildi. Sadece kendini suçluyorsun."
"Uzatma, Elsa." dedi Blake, sesini yükselterek. "Gidiyorum."
"Pekala. Umarım kız arkadaşının senden bu kadar uzak kalmasının çok geçerli bir sebebi vardır. Canının sıkılmasını istemem."
"Ne demek istiyorsun?"
"Sadece söylüyorum."
Mahzenden çıktı ve kilidi yeniden kilitledi Blake. Ardından hızla ordan uzaklaştı. Dışarı çıktığı an karşısında Max'i buldu. Öfkeyle bakıyordu ona Max. Anlaşılan Blake'in yaptığı hatanın farkındaydı. Öfkeyle konuşmaya başladı.
"Benimle geliyorsun."
"Nereye?"
"Blake, benimle geliyorsun."
Blake'in kolundan yakaladı ve binanın dışına çıkardı Max. Bahçedeki öğrenciler neler döndüğünü anlayamamışlardı. Birlikte okuldan uzaklaştılar. Max, Blake'i ormana kadar götürdü. Yeterince uzaklaştığını anladığında onu karşısına aldı.
"Bunun için seni burda dövmem gerekiyor." dedi Max, aynı öfkeyle.
"Victoria'ya ihanet ettiğim için mi?"
"Hayatımı kurtaran birine ihanet ettiğin için. Sadece ona değil, tüm arkadaşlarına ihanet ettiğin için. Marvin'e, David'e, bana ve hatta Charlie'ye bile ihanet ettiğin için."
"Bu kadar büyütülecek bir şey olduğunu sanmıyorum, Max."
"Öyle mi? Hayır, Blake. Tam da bu kadar büyütülecek bir şey." dedi Max ve ardından Blake'in yüzüne bir yumruk attı.
"Bu kadar istiyorsan, dövebilirsin. Ama ben hiçbir şey yapmayacağım."
"Belki de senin için kaderi değiştirmeyi göze alan birine ihanet ettin, Blake. Bu kadar iki yüzlü müydün sen?"
"Sadece anlık bir şeydi, Max. Ne yaptığımın farkında bile değildim."
"Ama bunun farkındasın." dedi ve bir yumruk daha attı Max. Ardından üçüncü, dördüncü ve beşinciyi de. "Bence sen biraz burda kal ve yaptığının nasıl bir hata olduğunu anlamaya çalış."
"Okula dönüyorum."
"Dönmüyorsun!" diye bağırdı Max. "Ne yaptığının farkına varana kadar okula adımını bile atmayacaksın."
Geri dönmeye koyuldu Max. Blake ise sadece arkasından izliyordu. O gözden kaybolur kaybolmaz yüzündeki kanları temizlemek için ağaç eve gitti. Bir süredir buraya hiç gelmiyorlardı ve ağaç evde doğru düzgün pek bir şey kalmamıştı. Kurumakta olan kanları temizlemek için bir mendil arıyordu ki, yatağın başındaki çekmecede bir mektup buldu.Victoria'nın Karanlık Ordu tarafından alınmadan önce arkadaşlarının kendisini hatırlamaları için bıraktığı mektuptu bu.
Kağıdı açtı ve okumaya başladı Blake. Victoria'nın kaleminden yazılmış bu kelimeler, ona yaptığının ne kadar büyük bir hata olduğunu anımsatmaya yetmişti. Ve şimdi Victoria'yı arayacak yüzü bile kalmamıştı. Okula dönmek istemiyordu. Okulda da her şey bir süredir normal giderken, McGregor'da yaşamın uzun bir süre sorunsuz kalmayacağı anlaşılmıştı. Carl, Dante, Jason ve Aiden, ofiste otururlarken dışardan gelen bir ışık hüzmesini fark ettiler. Dolunay Süvarileri geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YETENEK OKULU (1 & 2)
FantasíaSıradan bir yetenek okulu gibi görünen McGregor, aslında öğrencilerin hayatta kalma mücadelesi verdiği bir yetenek okuludur. Karanlık güçlerin karşısında Yetenek-10 sınıfı vardır. İlk 60 bölümlük kısım 1. kitap, ikinci 60 bölümlük kısım 2. kitap Do...