23. "Görünenler"

387 41 0
                                    

2. KİTAP 23. BÖLÜM

Ne yapacaklarını şaşırmışlardı gençler ve kaçacak hiçbir yerleri de yoktu. Tek gördükleri şey, yanan iki gözdü. Korkuyla çığlık atıyorlardı; ta ki yanan gözler durulup ortam yeniden aydınlandığında bunun Marvin'den başka biri olmadığını anlayana kadar.

"Aman tanrım, Marvin! Bizi öldürüyordun." diye çıkıştı Victoria.

"Üzgünüm, çocuklar. Gözlerimden tanıyacağınızı düşünmüştüm."

"Ortalıkta hayaletler dolanıyorken sen olduğunu nasıl anlayabilirdik ki?"

"Pekala, her neyse." dedi Marvin. Bu defa söyleyecekleri başka gibiydi. "Decales ve ordusu şu an başka bir bölgede avlanıyor. Uzun sürmez. Ama bu sırada yapmanız gereken bir şey var."

"Nedir o?" diye sordu Blake.

"Bir süreliğine elektrikle çalışan, radyasyon yayan her şeyi kapatmalısınız, çocuklar. Hatta mümkün olanları buradan uzaklaştırın."

"Ama neden? Buna ne gerek var?"

"Çünkü Hayalet Takımın yaydığı korkunç radyasyonlar ve sinyallerin üzerine buradakiler çorbaya tuz gibi bir şey. Tehlikeli varlıkları çekiyor, çocuklar."

"Mesela?"

"Gücünü elektrikten, radyasyondan alan şeyleri üzerimize doğru çekiyorlar. Örneğin Gardiyanlar. Size zarar vermezler, biliyorum ama onlar hala McGregor'da."

"Tanrım, onlara gitmelerini söylemiştim!" diye yakındı Blake.

"Ancak daha vahşisi, Karadul'un ilgisini çekmiş olabilirsiniz."

"Karadul da neyin nesi?" diye sordu Mona.

"Bir grup." diyerek araya girdi McGregor. "Onları gerçek yüzlerini görmeden ayırt edemezsiniz. Aşırı radyasyonun yayıldığı bölgelerde ava çıkarlar. İnsanları kaçırıyorlar ve sığınaklarına götürüyorlar. Onlara ne yaptıklarını bilmiyoruz."

"Ama McGregor da çok fazla kişi yaşamıyor. Yoklukları sadece bizim değil, tanıdıkları herkesin arasında hızla fark edilecektir."

"Karadul laftan anlamaz." dedi Marvin. "Sadece uyarmak istedim. Ama hızlı olun çocuklar. Bu odada bile çok güçlü sinyaller yayan bir şeyler olduğunu hissedebiliyorum."

"Peki ama nasıl anlayacağız?" diye sordu Victoria.

Marvin, siyah cübbesinin cebinden küçük bir alet çıkardı. Sıcaklığı ölçen minik derecelere benziyordu bu. Tek farkı radyasyonu ölçüyordu.

"Bununla."

Ardından odadan çıktı ve alevler içinde ortadan kayboldu. Gençler ise bir an bile beklemeden binada elektrikle çalışan ne varsa ortadan kaldırmaya koyuldular. İlk dört kat için her kata üçer kişi halinde ayrıldılar.

Victoria, Blake ve Max, ilk katı arıyorlardı. Gerçekten düşündüklerinden çok daha fazla radyasyon yayıcı alet vardı bu okulda.

"Tanrım, bir okulda neden altı tane mikrodalga fırını olur ki? Burası için çok fazla!"

"Şikayet etmeyi bırak, Victoria. Hala bekleyen bir sorunumuz var." dedi Max.

Hava zaten iyi değildi ancak artık şimşekler çakmaya başlamıştı. Okul mutfağından dışarıyı seyretmeye koyulan Victoria, yağmurun yaklaştığını fark etmişti. Ancak yaklaşan tek şey yağmur değildi.

YETENEK OKULU (1 & 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin