Güncel duyuru (30.06.2022)
Simurg benim ilk kitabım. Eğer beğenirseniz ikinci kitabım olan Yangınım' ı da okuyabilirsiniz. Yangınım, karakterlere en çok küfür edilen kitabım 😂😂, (sorun değil karakterlere edilen küfürleri üstüme alınmıyorum.) Simurg daha aydınlık bir hikaye.
Ayrıca üçüncü kitabımı yazıyorum,(yazdım bile - Vera😁) ilk iki kitabından bağımsız bir kurgu. O yayınlandığında haberiniz olsun isterseniz beni takip edebilirsiniz.
Teşekkürler. Umarım keyif alırsınız. 💜💜SARP
Gözlerim ağrıyordu artık. Akşama kadar çalıştığım yetmiyormuş gibi bir de kucağımda oturup silikonlarını gözüme sokarak bu mevsimde Paris' in harika olacağını söyleyen Pelin ile uğraşıyordum. Şu anda evde ayaklarımı orta sehpaya uzatmış maç seyredip biramı yudumluyor olabilirdim.
" Pelin sonra konuşalım mı? Şuan o kadar yorgunum ki, söylediklerinin yarısını anlamıyorum."
" Ama sevgilim, bana tatil sözü vermiştin."
Sevgilim?
Bu kadına ne zaman bu kadar yüz verdim diye düşünmeden edemedim. Bu şekilde konuşabileceğini zannetmesi kucağımda oturmasından dolayı daha ılımlı olacağımı düşünmesinden kaynaklı sanırım. Da ben bunları yemem...
" Uzatma Pelin! Sinirlenmeye başlıyorum!"
Ne zaman ihtiyacım olsa ortadan kayboluyor bu aptal herif diye düşünmeye kalmadan rüzgar gibi bir adet aptal herif girdi içeri.
" Sarp Bey sanırım büyük bir şey yakala..."
Heyecanla odaya giren Yiğit, nefes bile almadan "Amanın!" diye bağırarak arkasını döndü ve konuşmaya devam etti.
" Sarp bey pardon, Merve yerinde değildi, müsait misiniz diye soramadım. Heyecanla daldım ama kusura bakmayın." diye mazeretlerini sıralarken kapıya doğru yürümeye başladı.
" O zaman ben kapıda bekliyorum Sarp Bey. Müsait olunca beni çağırırsınız." diyerek odadan çıktı.
Tüm olanlara rağmen hiç istifini bozmayan Pelin' e bakakaldım. Anlamadığını anlayınca da nazikçe belinin iki yanından tutarak onu üzerimden kaldırdım.
" Hadi Pelin! Bak çok işim var. Zaten habersiz geldin. Bir daha aramadan gelme!"
Pelin, şirin olduğunu sandığı çocuksu pozu ile ne yaptırdığını anlamadığım garip şekilde gergin ve şiş görünen dudaklarını bükerek:
" Ama aşkıııım konuşuyorduk..." dedi.
"Çık Pelin! Başlatma Paris' inden!"
Sabrım kalmadı. Neden bunu istiyor anlamıyordum. Birkaç aydır ara sıra yattığım bir kadın olması dışında benim için hiçbir anlam ifade etmeyen bu sözde manken, benim sevgilim olduğunu ve bana naz yapabileceğini sanıyordu nedense. Ona hiçbir söz vermemiştim. Asla sevgilim olduğunu söylememiştim. Tam aksine olabildiğince duygusuz davranarak ona sadece yatak ilişkimiz olduğunu anlatmaya çalışmıştım. Onun da bana çok aşık olduğunu falan sanmıyordum ayrıca. Zaten beni hiç tanımıyordu. Böyle en iyi ihtimalle "sığ" diyebileceğim bir kadın için para kaynağı dışında bir anlamım yoktu. Ben ondan sıkılıp başımdan atana kadar benden koparabildiğini kar sayacaktı. O da benim kadar ticaret insanıydı bir anlamda ve ben artık bu ticareti yakın zamanda sonlandırmam gerektiğini kafamın bir köşesine yazarak, gönülsüzce çıkmakta olan Pelin' e seslendim:
" Yiğit' i gönder!"
Hemen sonra içeri giren Yiğit' in yüzünden saniyenin binde biri kadar bir süre yılışık bir sırıtma görsem de ona kızacak kadar gücüm olmadığı için görmezden gelmeye karar verdim. Sadece bu seferlik.
" Nedir önemli konu Yiğit? Yarını bekleyemez mi?"
"Sarp Bey siz bilirsiniz ama bu Sezgin Beylerin işini nasıl patlattıklarını buldum sanırım."
Bu fazlasıyla önemli bir bilgiydi. Sezgin Bey' in taşınacakları için yaptığımız aracılık son anda emniyetteki muhbirimizden haber gelmesiyle bozguna uğrarken, hem biz hem Sezgin Bey yüklü miktarda para kaybetmekle kalmamış, yasal sıkıntıların içine düşmekten kıl payı kurtulmuştuk. O zamandan beri de bu işi bozan kişi ya da kişilerin peşindeydik.
" Sağlam bilgi mi Yiğit? Boş yere heyecanlandırma beni! Zaten çok para kaybettik o işte!"
" Abi emin gibiyim ama..."
"Ama?"
" Aması elimdeki bilgi çok değil Sarp Bey. Biraz kazı çalışması gerektiriyor."
" Kazı tamam. Bilgi nereden?"
" Emniyetten. Bu işi patlatan Simurg diye biriymiş."
***
Dün gece hiç uyuyamadım. Simurg denen ibneyi bulana kadar da uyuyabilir miyim bilmiyordum. Yiğit bana bir isim vermişti, daha doğrusu bir rumuz vermişti ama başka bir bilgi yoktu elimizde. Bugünden itibaren Simurg denen ibnenin peşine düşecektik. Uyuyamadığım günler fazlasıyla uyuşuk olduğumu bildiğim için her zaman yaptığım gibi sahil bandında 10 km koşu ile güne başlayarak üzerimdeki uyuşukluğu engellemeye çalıştım.
Eve girip duş aldıktan ve giyindikten sonra deskten Yiğit' in geldiğini haber veren telefon gelince yukarıya çıkmamasını söyleyip kahvaltıyı sonraya bırakarak evden çıktım. Asansör 20 kat aşağıya inerken aynada kendime baktım ve kötü gözükmediğime karar verdim. Yiğit beni asansörün önünde karşıladı ve sabah neşesini üzerime üzerime kustu. Bu adam sabahları bu kadar sırıtmak zorunda mıydı?
" Günaydın Sarp Bey!"
" Günaydın Yiğit, şu ibne hakkında yeni bir bilgi var mı?"
" Bugün biraz daha bilgi edinebileceğimizi düşünüyorum Sarp Bey."
" Uzamasın Yiğit. Sezgin Beyler de arıyorlar ama biz bulalım. Elimiz güçlü olsun. Bilgi ağımızın onlardan güçlü olduğunu gösterelim ki bize gebe kalsınlar."
" Evet Sarp Bey de..."
"De? De ne Yiğit? De neee!!"
Ne kadar sinirlenirsem sinirleneyim düşüncelerini söylemekten geri basmazdı Yiğit. Ona çoğunlukla içimden, bazen de dışımdan söylensem de en güvendiğim insandı. Neredeyse benim kadar kalıplı olması ile tezat, oyuncak ayı kıvamında sevimli bu adamı daha önce elinde silahla adamın ağzından kan getirirken görmesem onun bir öğretmen ya da doktor olabileceğini düşünürdüm. Diğer insanların aksine benden korkmaması içten içe hoşuma gidiyordu. Tabi ki bunu ona asla söylemezdim.
" De si Sarp Bey, bu kişi bizden olabilir. Bunu her ne kadar dile getirmesek de sizin de düşündüğünüzü biliyorum. Eğer bizden biri çıkarsa Sezgin Bey'in de diğer müşterilerimizin de güveni sarsılır ve kendilerini tehlikeye atmaktansa başka birileri ile çalışmayı tercih ederler normal olarak. Bu iş bizim sonumuz olabilir."
Söyledikleri dün gece uyuyamama nedenimdi ve her bir kelimesi doğruydu. Bizim yaptığımız işte zaafa, güçsüzlüğe, hataya yer yoktu. Gece gündüz çalışıp emek emek kurduğumuz görünüşte küçük ama büyük şirketimiz anında tuzla buz olabilirdi.
" O zaman Yiğit, o Simurg denen ibne kimse bir an önce bulup bunu nasıl yaptığını öğrendikten sonra onu ortadan kaldırarak güven tazelememiz gerekir değil mi?"
*
10.04.2020
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Simurg [TAMAMLANDI]
Romance"Kendi odanda mı yatacaksın, benimle mi?" diye sordu. "Neden sordun ki? Hep seninle yatıyorum zaten." "Öyle de... Şimdi içki içtik ya, tedirgin olmanı istemem." dedi. Kalbimden daha ne kadar taşabilirdi. Başlama tarihi 10.04.2020 Bitiş tarihi 16.07...