Bölüm 50

11.6K 633 290
                                    

Merhabalar. 50. bölüme geldik. Açıkçası başlarken kaç bölüm yazarım diye hesaplamamıştım ama bu kadar yazdığım halde hala aklımda çok şey olması beni şaşırtıyor. Umarım keyif alıyorsunuzdur.

Tamam o zaman 😄 Keyif aldığınızı var sayarak hatırlatayım. Yıldıza tıklayıp yorum yapın.

Aşkla kalın.💜

"Ne muazzam şey seni sevmek!
Bu şehir güzelse, senin yüzünden..."
Nazım Hikmet Ran

SARP

Ne çok baktık birbirimize, ne güzel seviştik gözlerimizle... Doyamadık, ayrılamadık, dünya döndü; hepimiz beş dakika yaşlandık, bebekler doğdu bu arada, sevilenler öldü. Biz öyle baktık birbirimize, baktık ama doyamadık...

"Eee, siz yemeyecek misiniz?" Simge'nin sesi ayırdı bakışlarımızı. Kardeşim olmasaydı küfrü haketmişti.

"Yiyoruz, yiyoruz biz, sen keyfine bak." Dedim. Elvan'a göz kırptım.

Yemeğe başladık. İnsan birini sevince yaptığı her şey güzel mi geliyordu, yoksa Elvan gerçekten harika mı yemek yapıyordu, bunu düşünürken cevabı Yiğit verdi.

"Valla senin gibi..." Diye başladığı cümleden sonra gelecek kelimeyi engellemek için Simge uyardı.

"Yiğit..."

"Canım, bir dakika ama. Güzel bir şey söyleyecektim." Dedikten sonra, gülümseyerek konuşmasını bekleyen Elvan'a döndü.

"...senin gibi bir kızdan diyecektim valla, kalas falan değil.."

Bu sefer ben müdahale ettim.

"Dememiş mi oldun şimdi?"

"Abi, demeyecektim diyorum, bir dakika."

Elvan girdi bu sefer söze.

"Durun, Yiğit, kırk yılda bir bana iltifat edecek gibi oldu, kalas kısmına takılmayın." Diyerek kıkırdadı. Çok az kadın, kendisiyle böyle konuşulmasına tolerans gösterirdi.

"Hah, işte. Elvan anlıyor beni. Diyecektim ki, senin gibi bir kızdan, böyle şahane yemekler çıkmasını hiç beklemezdim ama beni çok şaşırttın, Simge, yumurta bile kırmasını bilmediğine göre, biz her akşam yemeğinde buradayız artık." Dediğinde kendisi gülüyor, Simge ise, karşıya doğru kolunu uzatmış, Yiğit'in ağzına ağzına vurmaya çalışıyordu.

Kollarını yüzüne siper ederek gülmeye devam eden Yiğit'e cevabı Elvan verdi.

"Afiyet olsun. Ama eminim Simge de istese çok güzel yemek yapabilir, sadece tercih etmiyordur, yapamıyor değil. Hatta Yiğit, madem Simge yapmak istemiyor, sen yapabilirsin. Sonuçta yemek yapmak kadınlara özgü bir eylem değil."

Simge destek çıktı.

"Hah, konuş Elvan, helal. Sen yap çok biliyorsan, ben yiyeyim. Her şeyde hazıra konacak." Diyerek kollarını göğsünün altında birleştirdi.

Yiğit gönlünü almak için hamle yapıp, Simge' nin yanağından makas aldı.

"Espri yapıyorum. Sen yemek yapma hem, kıyamam sana. Bak burda hazır yemek yapanı bulduk." Dediğinde artık müdahale etmem gerektiğini biliyordum. Boğazımı temizleyerek dikkatleri üzerime çektikten sonra önce Simge'ye sonda Yiğit'e bakarak konuştum.

"Bu davet, sadece bu güne özeldi. Olur da bir daha kapımıza gelmeye cesaret ederseniz, kapıyı çalmadan önce kapı çalan parmaklarınızın kırılma ihtimalini göze alın." Dedim.

Simurg [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin