Bölüm 45

12.6K 675 251
                                    

Merhaba herkese. Bugün normalde bölüm yayınlamayacaktım ama bazı ısrarlara dayanamadım 😉

Yıldıza tıklamayı ve yorum yapmayı unutmayın.

Aşkla kalın.💜

SARP

Elvan, kapıyı açmak için kollarımdan çıktığında, bakışlarımız kısa bir an birleşti. İkimiz de gelen kişinin, şu an görmek istediğim son kişi olduğuna emindik.

Biz böyleydik Yiğit' le. Tanıştığımızdan beri böyleydik. O, benim sınırlarımı bildiği halde, genişletmem için zorlar, çoğunlukla başarır, bazen de inadıma denk gelip pes ederdi.

Ben 26 yaşındaydım, o 24, tanıştığımızda. Şirketin işleri iyi gittiği için, şu an kullandığımız şirket binasını almıştım. İki yılda, babamın bana devretmesi için zorladığım, batmak üzere olan enkazı almış, çok yükseklere değil ama stabil bir konuma getirmiştim. İki yıl bunun için kısa bir zamandı. Kendimle gurur duyduğum için de, kendimi ödüllendirip ilk kez büyük bir alım yapmıştım şirketin yeni binasını alarak. Yeni bina demek genişlemek, büyümek demekti. Şirkete taşınırken yeni insanları işe almaya başlamıştım. Merve, yeni binaya geçerken aldığım ilk insandı mesela. Beni hiç yanıltmamıştı. 

Yiğit güvenlik personeli alımı sırasında gelmişti başka yedi kişiyle birlikte. O zaman, şirketin departmanlarını tam oturtamadığım ve biraz da acemiliğin verdiği herşeyi kontrol etme isteğiyle güvenlik personelini bile kendim alıyordum. Karşında dikilen sekiz adamdan dikkatimi tek çeken o olmuştu. Herkes, kuzu gibi konuşma sırasının kendisine gelmesini beklerken, o rahat tavırlarıyla etrafı inceliyordu. Her zamanki gülümseyen hali, sinirlerimi bozduğundan onunla konuşmaya başlamıştım. Hiç eğilmedi, bükülmedi karşımda. Ama diklenmedi de. O kadar kendi gibiydi ve o kadar iyi yürekliydi ki, üzerine gidip onu sinirlendirmeye çalışmama rağmen samimiyetle cevap verdi tüm sorularıma. İşe almasanız da olur tavrı beni etkiledi. Tabi üniversite mezunu olması da hoşuma gitmişti. Akıllı bir adamdı. Ona, "üniversite mezunusun, üstelik ekonometri okumuşsun, neden eğitimine daha uygun bir departmana başvurmadın" dediğimde, tüm içtenliği ile ve yaşanmışlıklarını hiç içerlemeden, "kendi mesleğimde aradığım işlerde, referans olmadan, kimse işe almıyor, onun için güvenlik olarak başvurdum." Demişti. Sonradan, çok sonradan itiraf etmişti ki, o umursamaz tavrına rağmen, görüşmeye geldiğinde, iki gündür açtı ve gururundan bakkaldan veresiye ekmek bile almamıştı. 

Onu işe aldım. Yakın korumam  ve şoförüm olacaksın dedim ona. Memur emeklisi anne ve babası, gurur duydukları oğullarını ziyarete geldiklerinde, marur bir şekilde emekli maaşları kendilerine yetmez diye, bir gün bile harçlık istemeden üniversite okuduğunu anlattıklarında, yüzündeki mahcubiyet hiç kaybolmamıştı. Sonrasında yakın korumada, eğitiminin ve zekasının verdiği beceriyle işleri birlikte yürüttüğüm arkadaşa ve çok daha kısa bir sürede dosta dönüştü Yiğit. Beni çok iyi tanıdı. Yeri geldi zorladı, yeri geldi kavga etti ama asla kırmadı, asla lafını esirgemedi. Ve asla hayal kırıklığına uğratmadı. Ta ki bugüne kadar...

Elvan kapıyı açtı. Bakmaya gerek duymadım, onun geldiğini biliyordum. Elvan, içeri girmesi için kapıdan çekildiğinde, içeri girmedi. Bekledi. Beni bakmaya mecbur ediyordu. Yine zorluyordu beni, çünkü biliyordu ki o zorlamazsa, ben onu affedemezdim.

İki parmağım ile gözlerimi ovuşturdum. Sonra kafamı kaldırıp baktım. 

"Girebilir miyim?" Dedi.

Elvan, gözlerimin içine yalvarır gibi bakıyordu. İki sevdiğim insan karşısında gururum öyle zayıftı ki.

"Gir." Dedim sadece. Usulca içeri süzüldü. Savaşı değil ama ilk adımını kazanmıştı kendince.

Simurg [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin