Bölüm 41

15.2K 744 246
                                    

Merhaba herkese. Dün yanlışlıkla bölümü yayınlayıp kaldırıp tekrar yayınlayınca okunma oranı düşük kaldı, onun için bugün bölüm yayınlamakta tereddüt ettim. Ama merak eden, bekleyen vardır diye düşünüp yayınlamaya karar verdim.

Betül ile Kemal herşeyden habersiz yemek yiyorlar, bakalım baskın basanındır diyen Elvanı görünce ne yapacaklar? Ve tabi Sarp' la tanışma nasıl geçecek?

Bölümü beğenirseniz ve yorum yaparsanız sevinirim. Ayrıca dünkü ricamdan sonra beni kırmayıp takip etmeye başlayanlara çok öpücük, zaten takip edenlere de çok öpücük 😘😘😘

Anlaşıldı bugünün teması öpücük 🤭 Neredeyse unutuyordum. Multi ye Betül ve Kemali koydum.
Keyifli okumalar.

Aşkla kalın.💜

ELVAN

Ben bu adamı hakedecek ne yapmış olabilirim bu hayatta diye düşündüm. Elimi sıcak olmasına aldırmadan sıkıca tutan bu adam, bana bu hayatın verdiği en güzel armağandı. İçimden taşmaya çalışan duygularımı kontrol altına almaya çalışırken gülümsedim.

Restorana doğru yürümeye başladık. Hala Antalya'da birlikte olduğumuza inanamıyordum. Şimdi bir de Kemal ve Betül'le buluşmanın heyecanı sarmıştı beni.

Son görüşmemizin üzerinden aylar geçmişti. Ben birden bire gidince, daha doğrusu götürülünce ama bunu tabi ki onlara söylemeyecektim, vedalaşma şansımız bile olmamıştı. Ve şimdi, aylar sonra, ve şartlar çok farklı şekilde görüşecektik. Bir kere onlar benim yıllardır en yakın arkadaşlarım da olsa, artık sevgililerdi ve ben sevgiliyken onları hiç görmemiştim. Garip bir tedirginlik olmuştu içimde. Bir de tabi, bu yanımdaki Yunan büstü vardı ki, onu düşününce kalbim yerinde çıkacak gibi oluyordu. Kendi salak düşüncelerimden utanıp kafamı Sarp'ın koluna yaslayınca, gülerek "Noldu?" Diye sordu.

Kafamı kaldırıp "Heyecanlandım." Dedim. Nasıl güzel gülüyordu zalımın oğlu.

Off Elvan, iyice sanayiciye bağladın sen de. Zalımın oğlu ne bee?

Restoran çok yakın olduğu için hemen gelmiştik. Keşke biraz daha uzun sürseydi.

"Seninle ömrümün sonuna kadar yürüyebilirim." Demişti. Az önce şaşkınlıktan dilim tutulduğu için bir şey söyleyememiştim ama ben de, ben de onunla ömrümün sonuna kadar yürüyebilirdim.

Kapıda bizi karşılayan beyefendiyle selamlaşıp Kemal adına yaptığım rezervasyonu söyledim. Bizi masaya doğru götürürken, Kemal ile Betül'ü aylar sonra görmenin heyecanıyla gülüyordum. Beni ilk gören Kemal oldu çünkü Betül nispeten daha yan oturuyordu.

Gözlerini kocaman açtı ve yerinden kalktı.

"Elvan?" Diyerek bana sarılırken, Betül ellerini inanamıyor gibi ağzına kapatmıştı. Gözleri dolmuştu şapşalın. Zaten hemen gözleri dolardı.

Sarp ise sakince yanımda Kemal ile sarılmamızı bekliyordu.

Kemal ile birbirinizden ayrıldığımızda, Betül ancak yerinden kalkıp bana sarılmayı akıl edebilmişti.

"Hain köfte." Dedi sarılırken. Bu arada sarılmayı kısa kesip Sarp' ı tanıştırmalıydım. Betül ile ayrılınca tam ağzımı açmak üzereydim ki, Betül resmen üzerimden geçerek Sarp'a sarıldı.

"Sözünü tuttun." Dedi. Sarp çok şaşırmıştı.

Kemal Sarp' ı, boynunu sıkan Betül'den kurtarmaya çalışırken hepimiz gülüyorduk.

"Betül adamı boğma istersen de tanışalım." Diyerek yanına çekti Betül'ü.

"Aman be, ne tanışacağız işte. Sarp bu, Yunan büstü." Der demez benim yerin dibine girme vaktim gelmişti, zira Sarp bana dönmüş bir açıklama bekliyordu.

Simurg [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin