Bölüm 30

15.3K 746 144
                                    

Merhabalar. Umarım hepiniz güzel bir gün geçiriyorsunuzdur. Sarp'ın günü pek iyi geçmiyor.

Bölümü beğenirseniz yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayın.

Aşkla kalın.💜

SARP

Yatakta dönerken pikeye dolandığında küfür ederek uyandım. Aslında bir yarım saattir uyanmamak için mücadele ediyordum ama işte artık mücadelenin sonuna gelmiştik. Söylenerek kalkıp saate baktığımda gözlerime inanamadım. Tamam geç yatmıştım ama öğlene kadar uyuyan bir tip olmamıştım hiçbir zaman. Ve şimdi saat 12 yi geçmişti ve ben kendimi muhallebi gibi hissediyordum.

Hemen kalkıp duş almaya gittim. Eminim Elvan tek başına çok sıkılmıştı. Hemen yanına gitmeliydim.

Hızlı bir duş aldıktan sonra aşağıya inerken, kapısına baktım. Açıktı. Aşağıda olmalıydı. Merdivenlerden inerken bir yandan da Yiğit' i aramaya koyuldum. Defalarca aramıştı. Tabi bu kadar uyumayacağımı o da biliyordu.

" Oğlum akşam bir maç vardı. O kadar geç olmasa kesin seni çağırırdım ama öyle böyle değildi ya hop oturup hop kalktım." 

"Yapma be abi, ben de eve gelince kös kös uyudum. Keşke arasaydım seni."

"Elvan" diye seslendim. Cevap gelmedi. Zaten küçücük ev, odasındaydı da görmedim mi diye düşünerek yukarı çıktım.

"Elvan da mı uyanamamış?" Diye sordu Yiğit telefonun diğer ucundan.

"Yok oğlum, kız evde değil?"

"Yine yürüyüşe çıkmıştır abi, endişe etme."

"Kapat bir arayayım."

"Tamam abi, ben de geldim." Derken kapı çaldı.

Yiğit içeri girerken ben de Elvan'ı aradım.

Aradığınız kişiye şu anda ulaş...

"Telefonu kapalı?" Bunu soru sorar gibi söylemiştim zira şu anda Yiğit'in mantıklı konuşup beni rahatlatmasına ihtiyacım vardı.

"Simge'ye soralım abi, dur."

Simge'yi aradı, ben de bir kere daha Elvan'ı.

"Simge, günaydın. Elvan yanında mı?" Sakin bir sesle sordu.

Kafasını iki yana salladı. "Yok önemli bir şey değildir dışarı yürüyüşe çıkmıştır. Haber veririm." Diye kapattı.

"Oğlum nerede bu kız?"

"Abi deski ara bakalım, ne zaman çıktı, görmüşlerdir. Belki onlara bir şey söylemiştir."

"İyi akıl ettin." Diyerek telefona uzandım. "Alo merhaba, ben Sarp Bilgin. Elvan hanım ne zaman çıktı binadan? Bir şey söyledi mi çıkarken? Tamam, teşekkürler." 

"Sekiz kırk gibi çıktı dedi eleman. Dört saattir nerede oğlum bu kız?"

Tüm hücrelerim aynı anda titredi. İstiyordum ki şimdi şu an dağ evinde yaptığı gibi şaşkın gözlerle içeri girsin ve bize neden bu kadar endişe ettiğimizi sorup kızsın istiyordum. Sakin olmaya çalıştıkça endişem artıyordu.

Yiğit her olasılığı gözden geçirmek için kendince bir liste yapıyordu. 

"Yürüyüşe çıksa şimdiye gelirdi. Simge ile değil. Şirkete gitmiş olabilir mi abi?"

Hemen girişteki Duygu hanımı aradım. Şirkete gitmemişti.

"Abi, telefonu kapalı ya aklıma bir şey geliyor ama..." Dedi Yiğit. Yüzündeki ifadeyi biliyordum.

Simurg [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin