Selamlar herkese. 10 Nisanda ilk bölümü yayınladığımdan beri her gün bölüm atmaya çalışıyorum. Bunun nedeni sıkı bir wattpad okuyucusu olarak devamını merak ettiğim bir hikayeye uzun süre bölüm gelmeyince sinirlenmem. Sabırsızlık durumunu biliyorum yani. Ancak dün bir karar aldım. Her gün bölüm yayınlamak biraz zorlaştığından, biraz da istediğim kadar okunmamasının verdiği bir moral bozukluğundan, bölümleri bundan sonra iki günde bir atacağım. Umarım bana kızmazsınız.
Ayrıca şimdiye kadar okuyarak, oy vererek ve yorum yaparak destek olan, hikayenin gerçek sahiplerine teşekkür ederim. Kitabı 13. Bölümde silmeye karar vermiştim. Aslında yazmak istiyordum ama kimse okumuyor diye vazgeçmiştim. Sonra burda ufak da olsa bir topluluk oluştu. Umarım kimseyi unutmadan etiketlemeyi başarabilirim.
İşte mekanın sahipleri: @Librariancinguya , @bellibelirsizbirşey , @sllsldldldlflddlps , @bendenizesraaag , @gamzelim6108 , @yoldasmnr , @HAYALLER_GERCEK , @elif1w , @geceninkedisi , @SibelSezgin6 , @busssez , @iladakasak , @dejaliiiiii , @a1992b , @Banu852 , @Zeynepsa8282 ve sessiz okuyucular... (Unuttuğum yoktur umarım.) Sizler iyi ki varsınız..
Bugün biraz duygusalım herhalde. Çok çene yaptım. Perşembe görüşürüz. Kendinize iyi bakın. 🙋🏻
Aşkla kalın. 💜
ELVAN
Bu hissi biliyordum...
Antalya Lisesi. 9. Sınıf. Bu okuldaki ilk yılım. Annem ve babamın zoruyla okula geliyorum. İlk dönem kötü geçti. Herkesle arkadaşım ama aslında kimseyle arkadaş değilim. Eve gidip bilgisayarımın başına oturmadan, kendimi Elvan gibi hissetmiyorum. 2.dönem mahalleden çocukluk arkadaşlarımla daha iyi arkadaş oluyoruz. Betül ve Kemal. Artık o kadar da sıkılmıyorum okulda. Nisan ayı. Bahar kokuyor, portakal çiçekleri açtı. Buram buram parfüm kokuyor sokaklar. Dersleri koyverdik, her gün okuldan öğlen çıkıp Mermerli Plajına gidiyoruz. Burası benim için dünyadaki cennet. Denize giriyoruz. Tek derdimiz nefes tutma rekoru kırabilmek. Yaklaşamıyoruz bile. Denizin altındayım. Gözlerim açık, Betül ve Kemal' e bakıyorum. Kemal gülüp yanmam için gözlerini şaşı yapıyor ve ben bir kez daha gülüp, pes ediyorum. Yüzeye doğru kafamı kaldırıyorum ve derin bir nefes alıyorum...
Derin bir nefes alarak gözlerimi açtım. Nerede olduğumu bilmediğim için biraz telaşlandım. Ama Sarp' ı gördüm. Demir kokusu vardı sanki, pas kokuyordu. Gözlerimi açamıyordum. Kulaklarımda hiç durmayan bir çınlama vardı. Dudaklarını oynattığı için bir şeyler söylediğini anladım ama kulaklarım izin vermedi duymama.
Yavaş yavaş sesler yerine geldi. Siren sesleri vardı. Sarp bir şeyler söylüyordu. Endişesini okudum gözlerinden. Biraz daha dikkatimi ona vermeye çalıştım. Neden yerde yatıyordum?
"Gözlerini kapat, Elvan, bebeğim gözlerini kapat."
Gözlerini kapat dedi sanki. Zaten açamıyorum gözlerimi ama kapatamıyordum da. Bir şey var beni rahatsız eden. Sağ elimi kaldırıp, sağ gözümü ovdum. Elime baktım. Kan. Bundan mı açamadım gözlerimi. Sarp'a dikkatimi vermeye çalıştım.
"Yiğit, havlu, ıslak mendil, bir şeyler getir..."
Yerden neden kaldırmadı beni? Üzerinden yürüyen bu insanlar da neyin nesi? Kafam çok karışmıştı. Kafamı yandaki kalabalığa çevirmeye çalıştım. O zaman fark ettim kafamı Sarp'ın iki eliyle tuttuğunu.
"Hayır, hayır, hayır... Bana bak güzelim. Sadece bana bak, hatta bana da bakma kapat gözlerini."
Bunları söylemesi iyi değildi. Neye bakmamı istemedi? Kafamı tekrar çevirmeye çalıştım. Yine izin vermedi. Yiğit elinde havlu ile geldi. Sarp yüzümü temizledikçe havlu pembe renk alıyordu. Her yerde kan vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Simurg [TAMAMLANDI]
Romance"Kendi odanda mı yatacaksın, benimle mi?" diye sordu. "Neden sordun ki? Hep seninle yatıyorum zaten." "Öyle de... Şimdi içki içtik ya, tedirgin olmanı istemem." dedi. Kalbimden daha ne kadar taşabilirdi. Başlama tarihi 10.04.2020 Bitiş tarihi 16.07...