Bölüm 10

20.1K 888 154
                                    

Merhabalar. Bu bölümü Sarp' ın ağzından dinleyeceğiz. Umarım beğenirsiniz. Yıldıza basmayı unutmayın. Yazdığınız şeyin beğenildiğini görmek büyük motivasyon. Hele de yeni başlayanlar için. Bir de yorum yaparsanız tadından yenmez. ☺️
SARP

Arabaya doğru kızı çekiştirirken kendime kızdım. Salaklığıma. Hala içimde bir yerde bu kızın Simurg olamayacağını düşünmüştüm. Kafedeki resme rağmen, evine girdiğimizde sırtında bir çanta ile kaçmaya çalışmasına rağmen, ayak bileğinde bulduğum silaha ve evdeki bilgisayar düzeneğine rağmen bu kızın olamayacağını düşündüm. O dövmeyi görene kadar. Kız resmen vücuduna imza atmıştı. Sinirliydim. Kendime. Ve sinirimi ondan çıkaracaktım.

Beyrut arabayı benzinliğin yan tarafına çekmişti. Yiğit de oradaydı ve o da bizim gibi nefes nefeseydi. Kızı tuttuğum kolundan minibüse doğru ittim. Bayağı sinirliydim. Kız öne doğru sendelerken garip bir hırıltı çıkarttı. Birden ona zarar verdiğimi düşündüğüm için endişelensem de üzerinde durmadım. Onun bana verdiği zarar daha büyüktü. Yiğit atıldı:

" Abi bulmuşsun! Ben bittim."

Kız minibüse girdikten sonra Beyrut sürücü kapısını açınca "Girme." Diye talimat verdim. Bagajı açtım ve kızın çantasını karıştırdım. Laptop, tablet, harddisk almıştı, bir tane giyecek koymamıştı çantasına. Nasıl bir kız bu diye geçirdim içimden. Kızın çantasını kapatıp kendi çantamdan siyah bir tişört çıkartırken Yiğit beni izliyordu. Tişörtü içeriye doğru atıp "Giy şunu" dedikten sonra kapıyı çektim ve kızın giyinmesini beklerken Yiğit' i uyardım:

" Yiğit uyanık ol oğlum! Ya bulamasaydık? Bu kızın emniyette bağlantısı yok mu? Kız karakola gitse biteriz oğlum! Bir tane iş değil hepsi! Hepsi açığa çıkar!"

" Haklısın abi ne diyeyim. Daha dikkatli olmamız gerekirdi."

Kızın giyinmiş olacağını düşünüp kapıyı açtım. Yüzüne sinirle baktıktan sonra kafamı dışarı uzatıp Beyrut' a "Gir!" dedikten sonra içeri girdim. Yiğit de arkamdan girerek kapıyı kapattı. Yaz olduğu için hava çok erken aydınlanıyordu. Şimdiye İzmit' te olmamız gerekirken çok vakit kaybetmiştik.

" Bundan sonra duymak yok!" dedim gereğinden yüksek ve sinirli çıkan sesinle. Gözlerimi kıza dikmiştim. Kız fazla cüretkardı ve gerçeği söylemek gerekirse neredeyse kaçıyordu. Biraz korkması gerekirdi.

Kız tekrar gözlerini gözlerimle buluşturdu. Bunu yapmasına sinir oluyordum. Sanki bana meydan okumak, "senden korkmuyorum" demek için gözünü bile kırpmadan bakıyordu. Ama bu sefer farklı bir şey vardı ki az önce çıkarttığı sesten bir kez daha çıkarttı. Hırıltı gibi. Yiğit de çıkan sesi duyunca öne doğru kaykılarak "İyi misin?" dedi. Kız gözlerini benden ayırmadan başını evet anlamında salladı ama bir kez daha hırladı. Kesinlikle meydan okuyordu.

Yiğit bir kez daha hırıltı gelince hafif gülerek:

"Emin misin?" diye sordu.

Kız gözlerini benden güçlükle çekti. Güç savaşını kaybettiği anlamına gelsin istemedi. Yiğit' e dönerek:

" Alerjik astım." Dedi. "Birazdan geçer, tozdan oldu herhalde."

Kızın başka bir şey söyleyip söylemeyeceğini merak ettiğim için bir süre sustum. Ama bir şey söylemedi. Çantasında astım ilacı görmüştüm karıştırırken. Ama onu istemedi. Güçlü görünmeye çalışıyordu. Beyrut' a seslendim:

"Kenara çek."

Beyrut hemen durdu. Minibüsten çıktım ve bagajdan kızın çantasını açık astım zımbırtısını aldım. İçeri girip oturduktan sonra kızın üzerine doğru attım. Biraz da korkması için:

Simurg [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin